Buradasınız
Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
İstanbul’dan bir öğretmen

Hemen her köşede göçmen sorunu konuşuluyor. Geçen bir öğretmen arkadaşımla bu konuyu konuşurken aklıma Fakir Baykurt’un “Gece Vardiyası” kitabından bir hikâye geldi. Ona da aktardım, sizinle de paylaşmak isterim. Hikâyede İkinci Dünya Savaşından sonra Almanya’ya gelen göçmen işçilerin yaşadıklarından bahseder ve bize bir kesit sunar. Büyük bir mağazanın patronunun yanındaki kişiyle, mağazanın işçileri gören üst kısmında yaptıkları sohbet dikkat çekicidir.
Göçmen işçiler işlerinden vakit buldukları kısacık zamanlarda mağazanın kitaplar köşesinin önüne gelip doğdukları ülkelerin kitaplarını seçerler. Üzerinde “Turkei-Türkiye”, “Spanien-İspanya”, “Athen”, “Portugal-Portekiz”, “Peleponnes”, “İtalien-İtalya” vb. yazılı bu gezi kitaplarını üst tarafa koymaya çalışırlar. Bu sırada patronlar durumdan hayli memnundur. İşçiler arasında bir süre sonra kendi kitaplarının üstte olmamasından ötürü didişme çıkar ve polis gelir. Polis kitap tablasının üst üste değil yan yana konulması halinde sorunun çözülebileceğini söyler ancak patron kabul etmez. İşçilere bir söylev çeker ve işletmesine ne kadar sermaye yatırdığını, nasıl büyüdüklerini ve işçilerin yaşadığı bu uygar ülkeye uyum sağlamaları gerektiğini vurgular.
Mağaza sahibinin bu etkili söylevinin arkasına gizlediği ise açıktır. Onlarca ülkeden ekmek parası kazanmak uğruna gelen, çok kötü şartlarda çalışmak ve yaşamak zorunda bırakılan işçiler birlik olmasın istiyordur. Aralarında farklılık hissetsinler istiyordur. Zaten işçiler sırf kitapların yeri yüzünden aşağıda didişirken yukarıda patron ve yanındaki kişi tatilde Kanarya adalarına mı yoksa Dalmaçya kıyılarına mı gideceklerini konuşuyorlardır. Az önce ikiyüzlüce eğlenen patron, işçilere kitapların yerini değiştirerek ilerleyemeyeceklerini, sıkı çalışarak ülkelerini geliştirmeleri gerektiğini söyler. Ancak işçilerin sıkı çalışarak geliştirecekleri tek şeyin kendi sermayesi olduğunu bilir.
Demem o ki bizi birbirimize düşürenlerin gerçek niyetinin ne olduğunu iyi bilmemiz gerekiyor. Fakir Baykurt’un bu hikâyesindeki işçilerin durumuna düşmemeliyiz. Ülkeyi yönetenlerin kendi çıkarlarını gözeterek devreye soktuğu göç politikaları, sırtımıza ciddi bir sorunlar yükü bindirmiştir. Sorunun kaynağı onlardır, göçmenler değil. Öfkemizi yanlış yere kusarsak elimize daha büyük sorunlardan başka hiçbir şey geçmez.
- Ana Romanı ve Bugüne Yansıyanlar
- Gözbağı ve İşçi Hüseyin’in Dönüşümü
- Erzurumlu Emrah’ın Hikâyesi, Bizim Hikâyemiz
- Savaşın Gerçek Yüzünü Anlatan İki Kitap
- Sarı Mehmet Olmak!
- Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
- Şikago Mezbahaları ve Kapitalizm
- Cefakâr Galip Ustalar ve İnsanlığın Özgürlük Bahçesi
- “Ölümün Ağzı”
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Büyük Biraderler İş Başında!
- Rıfat Ilgaz: Ses Ol, Işık Ol, Yumruk Ol!
- Genç İşçi Xu Linzi
- Bal Arıları, Bülbül ve Açgözlü Dev
- Yaşamı Geliştirenler: Haliç’in Direnen İşçileri
- Geçmişi Unutmak Derin Yaralar Açar…
- İşçi Sınıfının Tarihe Tanıklık Eden Ozanları
- Dümen Yelpazesinde Yaşam Savaşı
- Bu Düzen Çocuklarımıza Bir Oyuncak Bile Veremez
- Bursa’da Göçmen Faciasının Hatırlattığı Acı Gerçekler
- Ortak Duygular Yapay Duvarları Yıkar
- Fakir Baykurt, “Gece Vardiyası” ve Göçmenler
- Göç Sorunu: Hangi Yola Girmeli, Kime Karşı Durmalı?
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Kimin Yanındayız, Kime Karşı Duracağız?
- Adu: Bir Çocuk ve Mültecilik
- Mülteci İşçilerle Biz Bir Sınıfız
- Fas Sınırında İnsanlık Trajedisi: Umut Tekneleri Ne Zaman Kıyıya Varacak?
- Sınıf Kardeşliğini Yükseltelim
- Suriyeli Bir Emekçinin Düşünceleri
- Umut Yolculuğu
- Ne Kadar da Misafirperverlermiş!
- Kapitalizmde Bitmeyen Umut Yolculukları
- Göçmen İşçilerin Umut Teknesi
- Bu Zehri İçmeyelim!
Son Eklenenler
- Kapitalizmin dünyanın her yerinde insanlığa cehennemi yaşattığı bir dönemden geçiyoruz. Büyüyen sorunlar karşısında kaçınılmaz olarak mücadele de büyüyor. Fransa’dan İran’a, İngiltere’den Peru’ya dünyanın her yerinde büyük protestolardan grev ve...
- Toplumun geniş kesimlerinin duyduğu hoşnutsuzluğun, öfkenin ve değişim isteğinin farkında olmamak mümkün değil. Değişim isteği özellikle gençlerde ve kadınlarda kendini dışa vuruyor. Özgürlüklerimizin kısıtlanmasına, horlanmaya, aşağılanmaya, yok...
- Türkiye’de gidişattan hoşnut olmayanların, o veya bu konuda değişim isteyenlerin sayısıyla son seçimde mevcut iktidara ve Erdoğan’a oy vermeyenlerin sayısı eşit değil. Şöyle ki; toplumun ekseriyeti yaşamın her alanına damgasını vuran krizlerden,...
- Rosa Luxemburg, yaşamını işçi sınıfının sömürüden kurtuluşu mücadelesine adamış cesur bir kadın ve işçi sınıfımızın sosyalist önderlerinden biri. Bu nedenle UİD-DER’in bizleri Jülide Kural’ın “Ben Rosa Luxemburg” oyunuyla buluşturacağını duyunca çok...
- Türkiye’nin çeşitli illerinde üretim yapan Şirikçioğlu Tekstil’de işçiler 2017 yılından bu yana sendikal mücadele yürütüyor. İşçiler çalışma koşullarının düzeltilmesi, ücretlerinin yükseltilmesi ve iş güvenliği önlemlerinin alınması talebiyle HAK-İŞ...
- İşçi sınıfımızın üç yürek işçisini Haziran ayında kaybettik. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet, 2 Haziran 1970’te Orhan Kemal, 2 Haziran 1991’de ise Ahmed Arif’in güzel yüreği artık atmaz oldu, söylenecek sözleri yarım kaldı. Fakat kalemlerini...
- Ben metal sektöründe çalışan bir işçiydim. İşçiydim diyorum çünkü hakkımızı aradığımız için işten çıkarıldık. İşveren biz işçilerin ve temsilcilerimizin taleplerini karşılamamak için her yola başvuruyordu. Sorunları çözmek bir yana daha fazla baskı...
- Seçimlerden önce siyasi iktidar türlü vaatler sıralamış, 24 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında kullanılan doğalgazın tamamının ve gelecek yıl Mayıs ayına kadar kullanılacak gazın ise ay bazında 25 metreküplük kısmının ücretsiz olacağını duyurmuştu. “...
- İşçi ve emekçileri ilgilendiren tüm alanlarda devasa bir sorunlar yumağı her geçen gün büyüyor. Ama bunlar seçim meydanlarında gündem olmadı. Sorunların üstü milliyetçilikle, hamasetle örtülmeye çalışıldı.
- Yunanistan'da Pire Emek Merkezi’nin çağrısıyla düzenlenen ve binlerce emekçinin, çeşitli sendikalardan temsilcilerin ve işçilerin katıldığı yürüyüşte “iş cinayetleri durdurulsun” denildi.
- Fransa’da Disneyland Paris işçileri artan hayat pahalılığına ve düşük ücretlere karşı ücret artışı ve çalışma koşullarının düzeltilmesi talebiyle 30 Mayısta iş durdurdu.
- İşçi ve emekçilerin ezici çoğunluğu gidişattan endişeli, hoşnutsuz, sorunların çözülmesini, ekonominin düzelmesini istiyor. Ama öte yandan çok sayıda işçi ve emekçi sorunlarımızın kaynağında olan, hoşnutsuzluğumuzun nedeni olan mevcut iktidara oy...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı bir şirkette çöp işinde çalışan bir işçiyim. Dışarıdan bakıldığında, belediyede çalıştığımız için, insanların gözünde güzel bir işimiz var gibi algılanıyor ve sohbetlerde de dile getiriliyor. Ama işin iç yüzü...