Buradasınız
Davutpaşa’nın Gerekçeli Kararı: Tüm Sorumlular Kazaya Göz Yummuş!

2008’de Davutpaşa’da bir havai fişek imalathanesinde meydana gelen patlamada 21 işçi iş cinayetine kurban gitmişti. İşçilerin aileleri sessiz kalmadılar ve dava açtılar. Dava geçtiğimiz Temmuz ayında sonuçlanmış, esas sorumlulardan Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın beraat ederken diğer sorumlular göstermelik cezalar almışlardı. Mahkeme, davaya ilişkin gerekçeli kararını açıkladı. Gerekçeli kararda kazanın meydana gelmesine göz yumulduğu ifade ediliyor. Kararda, “İmalatın belediyenin ilgili birimlerince bilindiği ancak korunarak faaliyetine göz yumulduğu” belirtildi. Kararda, Zeytinburnu Belediyesi’nin imalatla ilgili usulsüzlüklere göz yumduğuna da dikkat çekiliyor. Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre gerekçeli kararın ayrıntıları şöyle:
Davutpaşa’da, 2008 yılında bir havai fişek fabrikasında meydana gelen patlama sonucunda 21 kişinin ölümü ve 115 kişinin yaralanması ile sonuçlanan faciaya ilişkin gerekçeli karar açıklandı. Kararda, patlamanın gerçekleştiği Emek İş Merkezi’nin iskân belgesi olmaksızın faaliyete geçirildiği, ruhsata aykırı şekilde binada çatı katı yapıldığı ve bu katın da havai fişek fabrikasına kiralandığı ifade edildi. Patlamada ölen fabrika sahibinin 4 yıl boyunca ruhsat olmadan faaliyet yürüttüğü, bunu Zeytinburnu Belediyesi görevlilerinin bildiği, fark edildikten sonra bile 5 ay boyunca evrakların işlemsiz bırakıldığı ve hukuka aykırı şekilde iş yerinin mühürlenmediği belirtilerek, “Mühürlenmesi halinde patlamanın meydana gelmemiş olabileceği” vurgulandı. Zeytinburnu Belediyesi ağır dille suçlanarak, “İmalatın belediyenin ilgili birimlerince bilindiği ancak korunarak faaliyetine göz yumulduğu” kaydedildi.
Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nin hazırladığı gerekçeli kararda, dönemin Zeytinburnu Belediyesi İmar ve Şehircilik müdürleri Şevket Kırna ve Şevket Yıldırım ile Hatice Küçükakyüz; binanın iskân belgesi olmaksızın faaliyete geçmesinden ve bu durumun denetimlerle tespit edilmeyip binanın mühürlenmemesi ve yıktırılmamasından sorumlu tutuldu. Kararda, “1990’dan 2008 yılına kadar yapıya ilişkin imar açısından denetim yapılmamış olduğu” vurgulandı. İmar belgelerinde “Çatı katı yapılamaz” denildiği halde kaçak çatı katı yapıldığı ifade edildi. 1999 yılındaki depremden patlamaya kadar binanın deprem karşısındaki durumunun ne olduğuna ilişkin denetim ve tespitlerin de yapılmadığı kaydedilerek, “Yapının birinci grup sanayi alanında kalıyor olmasından kaynaklanan kamuya yönelik tehlikeliliğinin açık olmasına karşın denetleme hususunda öncelikli sıralara çekilmediği” vurgulandı. Bu nedenle Kırna ve Yıldırım’a, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 85/2. maddesi gereğince ‘taksirle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek’ suçundan beş yıl hapis cezası verildi. Bu ceza, 30 bin 400 TL paraya çevrildi. Küçükyılmaz’a ise iki yıl altı ay hapis cezasına hükmedildi. Ceza, 18 bin 200 TL’ye çevrildi.
Ağır itham: Göz yumdular
Patlamada ölen işyeri sahibi Selçuk Başlar’ın işletme izin belgesi ve çalışma ruhsatı olmaksızın faaliyet gösterdiği, Belediye Zabıta Müdürlüğü’nün aynı binada kimi iş yerlerini mühürlediği halde patlama anının hemen öncesine kadar bu adreste denetim yapmadığı vurgulandı. İşçi Hasan Altay’ın anlatımına göre belediye görevlilerinin defalarca işyerine geldiği ve Başlar ile yazıhanesinde baş başa görüştükleri belirtildi. Buna rağmen Zeytinburnu Belediyesi Mali Hizmetler Şubesi’nce yapılan envanter çalışması sırasında ruhsat eksikliğinin fark edildiği anlatıldı. İşyeri açma ve çalışma ruhsatı bulunmadığına ilişkin yazının 13 Ağustos 2007’de Ruhsat ve Denetim Şubesi’ne gönderildiği, o an iş yerinin mühürlenmesi ve faaliyetten men edilmesi gerekirken, şubenin yazıyı beş ay beklettiği ve 4 Ocak 2008’te zabıtaya gönderdiği vurgulandı. Zabıtanın aynı anda mühürleme işlemi yapması gerekirken, bu işlemi gerçekleştirmediği anlatılarak, “Zikrolunun mahallin mühürlenmesi halinde patlamanın meydana gelmiş olabileceği” kaydedildi.
Ruhsat ve Denetim Şubesi tarafından Başlar’a yedi gün süre verildiği, onun da 25 Ocak 2008’de belediyeye başvurup plastik üretimi için izin istediği kaydedildi. Bu müracaat üzerine zabıtaların 30 Ocakta işyerine geldikleri, denetim yapmaksızın, sadece ruhsat için başvurulduğunu tespit ile yetindikleri belirtilerek, “En azından beyan olunan faaliyete ilişkin imalat yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi, yapılmıyor ise derhal mühürlenmesi ve Büyükşehir Belediyesi’ne bildirilmesi gereğinin hiç değerlendirilmediği” ifade edildi. Binanın dört yıl boyunca ruhsat olmadan faaliyet göstermesinin tespit edilemediği ve tespit edildikten sonra da beş ay boyunca belediyenin hiçbir işlem tesis etmediği, hukuki zorunluluğa rağmen mühürleme yoluna gidilmediği ifade edilerek, “Başlar’ın imalatının belediyenin ilgili birimlerince bilindiği ancak korunarak faaliyetine göz yumulduğu hususunda mahkememizce vicdani kanaat oluştuğu” vurgulandı. Bu nedenle dönemin Zabıta Müdürü Feruz Kutsal ile Ruhsat ve Denetim Müdürü Rüstem Tekin’e yedişer yıl altışar ay hapis cezası verildi. Cezalar ertelenmediği gibi paraya da çevrilmedi.
Binanın müteahhidi ve sahibi olan Resul ve Remzi Koçyiğit de binayı mimari projeye aykırı inşa ettikleri, iskan ruhsatı olmadan kiraya verildikleri, kaçak çatı katı yaptıkları, bu kattı kaçak şekilde havai fişek üretimi için kiraya verdikleri, inşaat sırasında yoğun miktarda deniz kumu kullandıkları için suçlu bulundu. İki kardeşe beşer yıl hapis cezası verildi.
Belediye Başkanı Murat Aydın’ın ise “kendisine bağlı müdürlükler tali kusurlu görülmüş ise de Aşdın’ın eyleminin bu müdürlükleri özenle denetlememekten” ibaret olduğu, ancak bunun patlamayla hukuki illiyet bağının olmadığı savunuldu. Bu nedenle Aydın ve diğer iki sanık beraat etti.
Birlikte Hareket Edersek Kazanırız
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
Son Eklenenler
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...