Buradasınız
Birlikte Hareket Edersek Kazanırız
Kıraç’tan bir metal işçisi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Daha önce çalışmış olduğum işyerlerinde de, şu an çalışmakta olduğum işyerinde de sürekli bir işçi sirkülasyonu yaşanıyor. Sürekli birileri işten çıkıyor, birileri işbaşı yapıyor, birileri işten çıkmanın hazırlığını yapıyor ve birileri patronların keyfi davranışlarıyla işten çıkarılıyor.
İşten kendisi çıkan arkadaşların temel beklentileri daha iyi bir iş bulabilmek oluyor genelde. Çünkü çoğu işyerinde patronlar yasaların zorunlu kıldığı koşulları bile uygulamıyorlar. Meselâ bir işçinin bir hafta boyunca çalışma süresi iş yasasına göre 45 saat olarak yasalarda yerini almasına rağmen, genelde işyerlerinde haftada 45 saati ikiye katlar duruma geliyoruz.
Diğer taraftan İş Yasasında bir işçinin alması gereken ücret en az asgari ücret olabilir diye belirtmesine rağmen, işverenler asgari ücreti ortalama ücret haline getirmiş durumdalar ve neredeyse vasıflı işçiler bile asgari ücrete çok yakın ücretler alıyorlar. Asgari ücreti belirleyen komisyonun ise biz işçilerle alâkası yok. Bu komisyon tamamen patronların ve hükümetin hâkimiyetinde ve onlar da mevcut asgari ücreti dahi çok buluyorlar. Haliyle yasalarda yer alan hakların uygulanması dahi patronların keyfine kalıyor. İşçilerin örgütsüzlüğü ve sendikaların düştükleri durum da bu gelişmelere tuz biber ekiyor.
Benzer şekilde bir işçiye işveren ya da vekili tarafından mobing yani psikolojik baskı uygulaması suç olmasına rağmen bugün yüzlerce işyerinde işçiler üzerinde sürekli bir psikolojik baskı var. En temel ihtiyacımız olan tuvalet ihtiyaçlarımızda bile patronun gözünün üzerimizde olduğu bir şekilde hissettirilir biz işçilere. Patronlar hakkını arayan işçiler değil, uysal, yalaka, bir dediğini iki etmeyen, rüyasında dahi işyerini gören işçiler ister. Yasaları öve öve göklere çıkaranlar sıra biz işçilere geldi mi yasanın y’sini bile umursamazlar. En ufak kusurumuzda önümüze yasaları koyanlar, kendi yaptıkları tonla pislikleri görmezler. Bir işçi iş kazasında yaralandığı zaman anlaşmalı hastanelerinde bu kazaları örtbas ettikleri gibi işçi ölümlerinde de alınmayan güvenlik önlemlerini değil işçinin kabahatlerini arar bulurlar. Haliyle keyiflerine göre işçi çıkarmak, keyiflerine göre zam yapmak ya da yapmamak, keyiflerine göre işçilere davranmak onlar için çok doğaldır, sanki biz işçileri satın almış gibi davranırlar. İşverenler için önemli olan insan ve insani değerler değil en kutsal şey olan sermayeleridir.
Sıra biz işçilere geldiği zaman, bir kere en önemlisi yasal haklarımızı bilmemiz gerekiyor ama bunları kullanabilmek için bile tek başına bilmek yetmemektedir. Yasal haklarımızı geliştirmek ve korumak için mutlaka işçilerin birliği yani örgütlülüğü şarttır. Örgütlü bir tepki olmadığı zamanlar patronlar, işçiler arasında gelişen çeşitli homurtuları susturmak için bazı tavizler verir ama bu tavizler geçici olduğu gibi zamanla bu homurtuları çıkaranlar da kapının önüne koyulur. Birlik lafının içi boş kalmamalı, ete kemiğe bürünmelidir. Bir örnek vermek istiyorum. Geçenlerde bir arkadaşla olan sohbetimde, arkadaş, “ben sendikalara da benzeri örgütlere de karşıyım, çünkü onlar işçileri satıyor” dedi. Ben de sordum kaç sendika, kaç işçi örgütü tanıyorsun diye. Arkadaş gevelemeye başladı. Bu durumda gösteriyor ki, biz işçiler daha kendi örgütlerimizi tanımıyoruz. Arkadaşın dediklerinde doğruluk payı olsa da bu sendikalardan uzak durmayı haklı çıkarmaz. Biz işçiler patronlar tarafından her gün kandırılmamıza rağmen, her gün satılmamıza rağmen, her ay yüzlerce işçi kardeşimizi katledenlere hâlâ umut bağlayabiliyorsak bunun tek bir sebebi vardır, o da örgütsüzlüğümüzdür. İşte UİD-DER’in her faaliyetinde dile getirdiği şey de budur, işçiler birlikte ve bilinçli bir şekilde hareket ederse kazanır.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Yaşanan depremlerin, yangınların, sellerin bir felakete veya katliama dönüşmesinin sebebi patronların kâr düzeni ve kâr hırslarıdır. Dolayısıyla bu yaşananlar sınıfsaldır. Tek tek kişilerin sorunu değil, bir bütün olarak işçi sınıfının sorunudur,...
- Tekstil Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası (BİRTEK-SEN) Genel Başkanı Mehmet Türkmen 16 Şubatta ikinci kez gözaltına alındıktan sonra 17 Şubatta savcılık tarafından ifadesi alınmadan, tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi ve tutuklandı. Türkmen’...
- İngiltere işçi sınıfı, Filistin halkı için yürüttüğü ulusal eylem günleri kapsamında 15 Şubatta başkent Londra’da bir kez daha meydanlara çıktı. Hükümet binalarının bulunduğu Whitehall’da toplanan çeşitli sendikalardan, siyasi partilerden ve sivil...
- 2025 yılı için asgari ücretin son derece düşük belirlenmesi işçileri şaşırttı ve haklı olarak öfkelendirdi. Pek çok işçi, “daha yüksek belirlenmesini bekliyorduk” dedi. Aynı öfke emekli maaşları için de söz konusu. Öte yandan metal işçileri de...
- Temel Conta işçilerinin grevi 10 Aralıktan bu yana sürüyor. İşçiler, yaklaşık bir yıl önce sendikalı olma kararı almış, Petrol-İş Sendikası Aliağa Şubesi’nde örgütlenmeye başlamışlardı. Petrol-İş Sendikası, Çalışma Bakanlığı’ndan yetki belgesini...
- Sırbistan’ın ikinci büyük şehri olan Novi Sad’in tren istasyonu 2022 yılında cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri kampanyası sırasında yapılmıştı. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic de istasyonun açılış törenine katılarak, 60 yıl sonra bu istasyonu...
- Urfa’nın Viranşehir ilçesinde Kadıköy Güneş Enerji Santrali’nde (GES) Kalyon ve Eksim Real Enerji şirketlerinde çalışan işçilerin 11 Şubatta başlattığı iş bırakma eylemi tüm baskılara rağmen devam ediyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi şantiyesinde...
- 6 Şubat Maraş merkezli depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Söylemesi dile kolay olan bu cümle alt metinde bizlere birçok şey anlatıyor. Dönüp geriye baktığımızda yaşanan onca acı ve keder bizlerin zihinlerinde tekrar tekrar canlanıyor. UİD-DER’li...
- Donald Trump bir kez daha ABD başkanı seçildi. Seçilir seçilmez de ilk bakışta deli saçması gibi görünen açıklamalar yapmaya başladı. Mesela Amerika’nın Grönland’ı alması gerektiğini söyledi. Bu, Trump’ın kafasından çıkmış çılgın bir fikir gibi...
- Antep Başpınar Organize Sanayi Bölgesinde sefalet zammına karşı direnişe geçen tekstil işçilerinin mücadelesi yasaklarla, baskı ve saldırılarla engellenmeye çalışılıyor. 14 Şubat günü, tüm saldırılara rağmen direnişlerini sürdüren Başpınar...
- Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri (ADSM), Ağız ve Diş Sağlığı Hastaneleri (ADSH) ve devlet hastanelerinde çalışan diş hekimleri ve sağlık çalışanları “Yüksek MHRS sayıları, kısıtlı süreler, eksik istihdam, sağlıksız ve güvenli olmayan birimler, düşük...
- Türkiye’de yasalarda her işçinin özgürce sendikaya üye olabileceği yazıyor. Ama resmi istatistiklere göre çalışanların yüzde 85’inden fazlası sendikasız. Sendikalı çalışmak yasal olmasına ve ücret, ikramiye, sosyal haklar bakımından avantajlar...
- Çok açık ki iktidarın “Aile Yılı” ilan etmesi aileler refaha kavuşsun diye değil, sermayenin ve iktidarın çıkarları içindir. İşçi aileleri için daha büyük yoksulluk, daha kötü çalışma koşulları, acı ve gözyaşı, hatta ölüm getireceği sır değildir.