Buradasınız
Deri İşçilerinden İşçi Dayanışması’na Mektup
Merhaba sınıf kardeşlerimiz. Deri işkolunda yeni bir toplu sözleşme sürecine girdik. Tuzla’da deri işverenleri sendikası ile Deri-İş sendikası arasında yapılacak grup toplu iş sözleşmesi, yaklaşık 1000 deri işçisini kapsayacak. Deri işverenleri tıpkı diğer sektörlerdeki patronlar gibi sıfır zam dayatmak ve mevcut haklarımızı da kırpmak istiyorlar. Şu anda yılda 4 ikramiye, yakacak hakkı, yıpranma primi, aile ve erzak hakkı, izin dönüşü ve bayram parası, öğrenim, yılbaşı ve çocuk yardımı, ölüm, iş kazası, meslek hastalığı, askerlik, doğum ve evlenme yardımları, ayakkabı ve deri mont istihkakı gibi haklar mevcut. Deri işçileri olarak bu hakları elde edebilmek için çok zorlu mücadeleler verdik. Bugüne kadar elde edilen haklarımızı patronlara kaptırmayacağız. Geçmiş kazanımları daha da ileri taşımak için toplu iş sözleşmesine yeni taleplerimizi koyabilmeliyiz.
Örneğin, şu an birçok sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de teknisyenler ve ustalar kapsam dışı gösteriliyor, sendikaya üye olamıyorlar. Oysa bizler biliyoruz ki yıllar önce deri fabrikaları Kazlıçeşme’deyken ustalar sendikaya üye olabiliyorlardı. Tuzla’da sendikaya üye olduğu için işten atılan bir teknisyene patron şu soruyu soruyor: “Teknisyenliğin anlamı nedir?” Patron, teknisyen işçinin cevabını beklemeden ekliyor: “Teknisyenler, ustalar, işyerinde grev, direniş olduğunda işi devam ettirecek kişilerdir.” Patronun sorusu ve cevabı, “beyaz yakalı” olarak adlandırılan teknisyen işçilerin neden kapsam dışı bırakıldığını gözler önüne seriyor. İşçiler patronların tuzağına düşmemeli, ücret karşılığı çalışan herkes sendikaya üye olabilmeli ve toplu sözleşmeden yararlanabilmelidir. Çünkü bu ayrım biz deri işçilerinin birlik olmasını engelliyor ve örgütlülüğümüzü parçalıyor.
Toplu Sözleşme Taleplerimiz:
- Gerek kullanılan kimyasallardan gerekse işin ağır olmasından dolayı deri işkolu “ağır ve tehlikeli işler yönetmeliği” kapsamına alınmalıdır.
- Haftalık çalışma süresi 40 saate indirilmelidir. Fazla mesai ücretleri yükseltilmelidir.
- Çalışma ortamlarımızın ıslak ve kaygan olması, asit vb. kimyasalların kullanılması, makinelerdeki koruma önlemlerinin eksik olması nedeniyle birçok iş kazası yaşanmaktadır. Bu kazaların önlenmesi için işçi sendikası, işveren sendikası ve Türkiye Mimarlar Mühendisler Odaları Birliği’nden oluşan bir denetleme kurulu oluşturulmalıdır.
- Bu kurul asgari altı ayda bir her işyerini denetlemeli, işçi sağlığı önlemlerini almayan işyerlerini bu önlemleri almaya zorlamalıdır. Herhangi bir işyerinde şikâyet olması durumunda kurul hemen toplanmalıdır.
- Halen geçerli olan toplu sözleşmede sosyal haklarımız “sosyal yardımlar” olarak nitelendiriliyor. Oysa bizler yardım değil haklarımızı almak istiyoruz. Bu başlık “Sosyal Haklar” olarak değiştirilmelidir.
- Mevcut sözleşmede yer alan 2,5 tonluk kömür hakkı, işçilerin taleplerine göre yakacak parası olarak da verilebilmeli ve bu tutar sözleşmede belirtilmelidir.
- İki yılda bir verilen deri montlar, yılda bir verilmelidir.
- Bugün neredeyse tüm ailelerde kadınlar da çalışıyor ve çocuklarına bakacak birini bulmakta zorlanıyorlar. Anne-babalar işyerlerinde ağır şartlarda çalışırken, akılları çocuklarında kalıyor. Bu tip sorunların yarattığı dalgınlıklar iş kazalarına da davetiye çıkartıyor. Bu yüzden deri sanayide bulunan fabrikalarda çalışan işçilerin çocuklarını bırakabilecekleri bir kreş açılmalıdır ve kreşin masrafları da patronlar tarafından karşılanmalıdır.
- Günlük ücretlerimizin 18,57 lira olduğu koşullarda ücretler asgari ücret sınırlarını geçmiyor. Ay sonunu getirebilmek için sık sık fazla mesailere kalmak zorunda kalıyoruz. Ailelerimize, kendimize ayıracak zaman dahi bulamıyoruz. Bu nedenle taban ücretlerimiz en az 800 TL’ye çıkartılmalıdır.
Bizler UİD-DER’li deri işçileri olarak gerek fabrikalardaki alt komitelerde gerekse de derneğimizde nasıl bir toplusözleşme olması gerektiği üzerine tartışıyoruz. Taleplerimizi deri işçisi arkadaşlarımızla paylaşıyoruz. İçerisine girdiğimiz bu yeni toplu sözleşme sürecinde deri işçilerinin taleplerinin hayata geçmesi için deri işçileri arasındaki birliği ve örgütlülüğü güçlendirmeliyiz.
Merhaba
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...