Buradasınız
Diderot Etkisi ve Kapitalizmin Fikirler Atölyesi

Kapitalizmde toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan işçi sınıfı, dünyadaki üretimin çok büyük bir kısmını gerçekleştiriyor ancak birlik ve dayanışması solmuşsa, örgütlülüğü zayıflamışsa çalışma ve yaşam koşulları üzerinde söz hakkı bulamıyor. Patronlar sınıfı ise bir hayli azınlıkken ve asalak bir sınıfken bu düzenin dümeninde yer alıyor. Peki, nasıl oluyor da akla zarar derecede adaletsiz bu sistem ayakta kalabiliyor? Zaten işin bam teli budur. Sermaye sınıfı egemenliğini sürdürmek için sadece zor ve baskıya başvurmaz. Egemenlerin başka araçları da vardır: Kendi sınıflarının çıkarına uygun fikirler üreten egemenler, bunları tüm toplumun çıkarınaymış gibi pazarlarlar. En kuyruklu yalanı dahi saf gerçekmiş gibi sunar, örgütsüz işçi ve emekçilerin zihnini fethederler. İşte bu fikirlerin bütününe “burjuva ideolojisi” denir. Burjuvaların, yani sermaye sınıfının bu fikirleri üreten atölyeleri durmaksızın çalışır.
Egemenlerin fikir atölyelerinde çarkların nasıl çalıştığını, işçi ve emekçilerin zihinlerinin nasıl fethedildiğini daha iyi anlamak için zamanı geri saralım ve 18. yüzyılda yaşamış ünlü Fransız düşünür Diderot’nun yazdığı bir yazı üzerinden anlatılan öyküye bakalım. Diderot’nun eline, yoksulluk içinde kıvrandığı bir dönemde yüklü miktarda para geçer. O da pahalı bir sabahlık satın alır. Şevkle çalışma masasına oturur. Ama sabahlığıyla masanın renginin birbirine uymadığını fark eder. Tahmin edeceğiniz üzere yeni bir çalışma masası satın almaya karar veren Diderot, kısa sürede bir girdabın içinde buluverir kendini. Evdeki bütün eşyalarını sırf aldığı diğer eşyalarla uyumlu olsun diye teker teker yenileriyle değiştirir. Böylece bütün parasını tüketen Diderot’nun çıkardığı sonuç şudur: “Eski sabahlığımın efendisiyken, yenisinin kölesi oldum.” Bu deneyim “Diderot etkisi” olarak bir kavram haline gelir ve tarihe geçer.
Bir mağaza zinciri olan İKEA buradan hareketle 1950’lerde bir pazarlama stratejisi geliştirir. O zamana kadar mobilya firmalarının kataloglarında ürünler tek başına yer alırken, artık ürünün kullanılacağı odanın tüm eşyalarını bir paket olarak kataloglarında sunmaya başlar. Ücretsiz dağıtılan bu kataloglar sonrası satışlar patlama yapar, İKEA bu stratejiyi daha sonra mağazalarına da uyarlar. Manipüle edilen müşteriler örneğin kanepe almak için girdikleri mağazadan kanepenin yanında gördükleri masayı, halıyı, aydınlatmayı da sırf birbiriyle uyumlu diye alıp çıkar. Sermaye sınıfının bir ürün pazarlamak için ürettiği stratejilerle bir fikir pazarlamak için ürettiği stratejiler temelde birbirinin aynıdır. Egemen fikirler tıpkı İKEA kataloglarında olduğu gibi bir paket olarak sunulur.
Mesela tüm dünyada egemenler milliyetçiliği kışkırtıyorlar, emekçilere milliyetçi olmaları, diğer halkları düşman olarak görmeleri gerektiğini empoze ediyorlar. Tam da bununla uyumlu biçimde İsrailli egemenler Filistinlileri şeytanlaştırıyor, hastane, okul bombalamayı bile haklı göstermeye çalışıyorlar. Türkiye’deki egemenlerse Gazze’de devam eden savaşı Yahudi-Müslüman savaşı olarak gösteriyorlar. İsrail devletinin katliamları üzerinden İsrailli egemenlerle İsrailli emekçileri aynı torbaya koyup şeytanlaştırıyorlar. Bizzat İsrailli emekçilerin, kendi egemenlerine yaptığı “katliamları durdurun” çağrılarını, protestoları yok sayıyorlar. Egemenler bu yöntemle İsrailli emekçiyi Filistinliye, Filistinliyi İsrailliye, Rusu Ukraynalıya, Türkiyeli emekçiyi İsrailli, Yunan, Ermeni emekçiye düşman ediyorlar. Örgütsüz, zihni bulanmış emekçileri kendi çıkarlarının ve fikirlerinin savunucusu haline getiriyorlar. Savaşın, düşmanlığın gerçek nedenini silikleştiriyorlar. Bu koşullarda İsrail egemenleri gibi zalimler köpeksiz köyde değneksiz geziyorlar. Egemenlerin fikir atölyelerinde üretilen düşünceler, algılar, yargılar paketi emekçileri zehirledikçe dünyada savaş alevleri daha da harlanıyor. Filistin’de olduğu gibi emekçiler büyük bedeller ödüyor.
Bir örnek daha verelim. İnsanın doğasında bencillik olduğu fikriyle, bu toplumun değişmeyeceği fikri, kapitalist düzenin en ileri ve insanla en uyumlu toplumsal düzen olduğu fikri de bir paket program gibi sunuluyor. Ama hangi insan, hangi koşullardaki insan, bu söylenmiyor. Mesela İngiltere’de İsrail’e destek verdiği için kendi hükümetlerini protesto eden emekçilerin, İsrail’de katliamı durdurun diye haykırdığı için yerlerde tekmelenen Yahudi emekçilerin de doğasında bencillik var mı?
Egemenlerin fikir atölyelerinde üretilen yalanlara, tuzaklara kanmayalım, kendi sınıfımızın penceresinden bakalım, kendi sınıfımızın değerlerine ve daha iyi bir dünya için mücadelesine sahip çıkalım.
- Bizi Güçlü Kılan Birlik ve Dayanışmadır!
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- İşçi Dayanışması 208. Sayı Çıktı!
- Brecht ve İşçiler İçin Sanat
- Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
- Komşunun Evi Yanarken…
- İşçi Gençlik Patronların Kölesi Olmayacak
- On Depo Benzin İle Ölçülen Emek
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
- Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- İşçi Dayanışması 207. Sayı Çıktı!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- Komşunun Evi Yanarken…
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Kim Bu Herkes?
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- Grev Hakkımıza Sahip Çıkalım!
- Mücadele İçinde Dönüşenler: Derby’den 15-16 Haziran’a!
- Kurtuluş Ellerimizde, Örgütlü Gücümüzde!
- Sabırla, İnatla, İnançla: Sıra Bize de Gelecek!
- Tarihin Tekerleğini Geriye Çevirmek İsteyenler
- Kasırgalar Kimleri Vuruyor?
- ABD’den Türkiye’ye Ülkeyi Şirket Gibi Yönetenler
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Baskılara, Zorbalığa, Sömürüye, Emperyalist Savaşa Karşı Umut Örgütlü Mücadelede!
Son Eklenenler
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...
- 17 Ağustos 1999 gecesi Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşandı. Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce’yi sarsan 7,4 büyüklüğündeki depremde 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, çok daha fazlası yaralandı. Yüzbinlerce...
- Mersin’in Tarsus ilçesi 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren PMS Tıbbi Cihazlar fabrikasında 12 işçi, sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldı. Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), 16 Ağustosta fabrika önünde basın açıklaması...
- Sakarya Hendek’te bulunan, Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Koç Holding’in şirketlerinden Türk Traktör’ün tedarikçisi olan SAG Hidrolik fabrikasında bir işçinin işten çıkarılması sonrası 12 Ağustosta direniş başladı. TEKSİF Sendikasına...
- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve açlık politikası tarifsiz acılar yaşatmaya devam ediyor. Siyonist rejim, iki milyon Filistinlinin bölgeden sürülmesi anlamına gelecek olan Gazze’yi tam işgal planıyla saldırılarını tırmandırıyor....