Buradasınız
Egemenlerin “Dayanışma” Dediğine Kanmayalım!
İzmir’den emekli bir işçi

Yıllar önce ilaç tekellerinden biri bir virüs ilacı üretmek için laboratuar çalışması başlatır. İnsanlığını yitirmemiş bir laborant üretilecek ilacın bir virüs gibi yayılıp en az beş bin insanın ölümüne neden olacağını fark keder. İşten atılmayı göze alarak patronla konuşur. Bu ilacın üretilmemesi gerektiğini söyler patrona. Patronun cevabı ise “evet beş bin insan ölecek. Arkasından piyasaya süreceğimiz ilacı beş yüz milyon insan alacak, ölmemek için” der.
Son zamanlarda bir zebani sürüsünü andıran egemenler “koronavirüse karşı dayanışma içindeyiz. Bütün insanlığı kurtarmak için ilaç üretmeye çalışıyoruz” yönlü açıklamalar yapıyorlar. Sanki bütün kötülüklerin anası kendi sömürü düzenleri değilmiş, sanki bu virüsler, doğa talan edildiği için ortaya çıkmamış gibi! İşte bu sebeple, düzenin temsilcilerinin ağzından “dayanışma, yardımlaşma” sözlerini duyunca insanın tüyleri diken diken oluyor. Çok yakın tarihten başlayarak, daha dün neler yaşandığını hatırlamamız lazım.
9 Marttan önce bizde zinhar koronavirüs yoktu. Sağlık Bakanı “duygulu” bir biçimde “bir hastamı kaybettim” demişti. O tarihin üzerinden daha bir ay geçmedi ama Sağlık Bakanı her gece ölen insanların sayısını açıklamaya başladı. Her gece birer sayı olarak açıklanan ölen insanların çoğu yoksul insanlar. Her gece verilen ölüm haberleriyle yoksul insanlara adeta “sıra size de geliyor” mesajı veriliyor. Arada bir de kalantor sınıftan, özellikle de medya maymunu durumundaki birileri için “testi pozitif çıktı” haberleri döndürülüyor. Yani “aynı gemideyiz, bakın virüs zengin fakir ayrımı yapmıyor” oyunlarına kanmamızı istiyorlar. Ama diğer taraftan bazı muktedirler hesapta hastane dışına verilmesi yasak olan test kitlerinden yüzlerce aldığını reklam edebiliyor.
Yoksullara “aman ha dışarı çıkmayın” gibi uyarılarla uyuşturma yöntemi uygulanıyor. Madem tüm toplumun sağlığını düşünüyorlar, milyonlarca işçiye neden ücretli izinler verilmiyor? İşçiler aynı servislerde işe gidiyor. Birbiriyle dip dibe çalışıyor. Eğer mesele virüsü taşımaksa, işten evine dönen işçiler virüsü evdeki çoluk çocuğuna, eşine bulaştırmayacak mı? Azıcık daha geriye gidelim. İşsizlikten bunalan işsiz “çocuklarım aç” diye kendisini yaktı. Daha eti kemiğinden ayrılmadı mezarında. Kaç yerde işsizlikten toplu intihar edenler oldu. Üniversite öğrencisi “kartımda bir lira var” diyerek intihar etti. Hele ki iş cinayetlerinde kaybettiklerimizin sayısı AKP döneminde 20 bini çoktan geçti. Bu işçi katliamları hiç durmuyor. Sakat kalanların sayısına yeni sayılar ekleniyor. Neden o insanlar için tek bir önlem alınmamışken şimdi korona paniği yaratılıyor?
Sevgili işçi, emekçi kardeşlerim. Hepimiz kendimize ve birbirimize soralım: Kâr üzerine kurulmuş bu kapitalist düzenin tarihi boyunca toplumun tamamının eşit görüldüğü bir tek gün var mı? Eminim hepinizin cevabı hayır olacaktır. Peki, nasıl oluyor da bu kokuşmuş sömürü düzeninin sahipleri, milyarlarca yoksulu istedikleri gibi ve kolayca kandırabiliyorlar? Milyarlarca işçi örgütsüz ve sınıf bilincinden yoksun olduğu için akılları, zihinleri esir alabiliyorlar. Egemenler “dayanışma” dediğinde anlamamız gereken odur ki, sömürü daha da artacak. Yani bu zebani sürüsü “gök mavi” dediğinde bile şüpheyle bakmalıyız.
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...
- Elizabeth Gaskell’in Kuzey ve Güney adlı romanını okumaya başlamadan önce, kitabı okuduğunu düşündüğüm birçok mücadele arkadaşımın yorumlarını almak istedim. Biri önce dört bölümlük dizisini izlememi tavsiye etti, bir diğeri uzun bir özet gönderdi....
- 19 Marttan bu yana başta gençler olmak üzere protestolara katılanları polis şiddetiyle gözaltına alan, tutuklayan, tehdit eden rejimin saldırıları giderek artıyor. Saldırılar karşısında geri adım atmayan ve faşist baskılara itirazını dersleri boykot...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, başkent Londra’da hükümet binalarının bulunduğu Whitehall sokaklarına çıktı. Endonezya’da emekçiler, kabul edilen Silahlı Kuvvetler yasasını protesto etmek için sokaklara döküldü. Arjantin’de iktidara gelir gelmez...
- İşçi sınıfının yanında saf tutan, kalemini yoksulların, emekçilerin hayatını ve özlemlerini anlatmak için kullanan nice yazar, şair ve aydın geçmiştir dünyamızdan. 2 Nisan 1948’de yaşamdan koparılan Sabahattin Ali de bunlardan biriydi.
- Sevgili işçi kardeşlerim, İşçi Dayanışması’nın 202. sayısında ve UİD-DER web sitesinde yayınlanan “Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan” yazısını okudum ve sesli yorumunu defalarca dinledim. Bu yazı, sınıf bilinciyle hareket eden...
- Sevgili işçi kardeşlerim, işçi sınıfının büyüklerinden kulağımıza küpe olan bir söz vardır: “Ayağın taşa değse, kapitalizmden bil!” Sınıf bilinçli işçiler olarak, temas ettiğimiz her işçi kardeşimize bu sömürü düzeninin hepimize nasıl dokunduğunu...
- Yeşiline sevdalandım/ Mavisine…/ Gülen gözlerinden süzülen ışıltıya/ Bir şiir/ Bir şiir yolumuzu açar belki
- 29 Martta CHP’nin çağrısıyla Maltepe’de bir araya gelen 2 milyonu aşkın işçi, emekçi, öğrenci, emekli; faşist saldırılara, polis şiddetine, baskı ve yasaklara, adaletsizliğe karşı “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz” diye haykırdı...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), “Meydanlarda verdiğimiz demokrasi mücadelesini işyerlerine de taşıyoruz!” şiarıyla 28 Martta örgütlü olduğu işyerlerinde yarım gün iş bıraktı. Sabah saatlerinde işçiler işyerlerinde DİSK’in ortak...
- KESK İstanbul Şubeler Platformu, 26 Mart sabahı ev baskınıyla gözaltına alınan ve savcılık ifadesi dahi alınmadan çıkarıldığı mahkemede tutuklanan Eğitim Sen İstanbul Üniversitesi işyeri temsilcisi Levent Dölek ve tüm tutukluların serbest...