Buradasınız
Emekçi Kadınların Gururu Ne Olacak?
İstanbul/Esenyurt’tan bir emekçi
İstanbul Esenyurt’ta üretim yapan çikolata fabrikasında DİSK/Gıda-İş üyesi bir kadın işçi, çalışma ortamının huzurunu bozduğu gerekçesiyle tazminatsız bir şekilde işten çıkarıldı. Üretim alanında üretim operatöründen şiddet gördüğü yetmezmiş gibi, bir de üretim operatörünün erkeklik gururunu kırmakla suçlandı. Yedi yıldan beri aynı işyerinde çalışan kadın işçi, gece vardiyasında sabaha karşı üretim operatörünün işler yetişmediği için bağırıp çağırmaya başladığını anlatıyor: “«Geceden sabaha kadar bir sürü iş yetiştirdik, şimdi ne oldu da bağırıyorsun?» deyince sandalyeyi ve masamı altımdan çekip kolumdan sert bir şekilde tutup beni başka bir makineye götürmek istedi. Ben de gitmemek için onu durdurdum. 7 seneden beri bu fabrikaya hizmet ettiğimi ve bu davranışı hak etmediğimi söyledim. Vardiya amiri ile konuştuğumda o da bana «kesin adamı kızdıracak bir şey yapmışsındır» suçlamasında bulundu. İnsan kaynakları bölümünden çağrılıp savunmamı istediler. Burada da sorumlu «sen üretim operatörünün erkeklik gururunu kırdın» dedi.”
Tüm bu yaşananlardan dolayı asıl mağdur olan benim dese de yönetim oralı bile olmamış. Çalışma koşullarının ağır, ücretlerin düşük olduğunu, bu zor şartlarda günde 12 saat çalıştıklarını, mesailerin eksik verildiğini belirten kadın işçi, bu olumsuz koşulların düzelmesi için sendikalı olduğunu belirtiyor. Yasal hakkını kullandığını, sendikalı olduğu için asla pişman olmadığını, yaşadığı haksızlıkta da hukuki mücadelenin peşini bırakmayacağını, hakkını aramak için sonuna kadar mücadele edeceğini ifade ediyor.
Kardeşler, insanın hayatta insan gibi var olması için bir takım değerler vardır. Yaşadığımız bu düzende egemenler, yönetenler, patronlar ve onların yöneticileri bu değerleri hiçe sayarak bizleri sömürüyor. Onlar için tek değer kârları, daha çok para kazanmak ve zenginleşmek. Bu gün kadınlar fabrikalarda sözlü ve fizikî tacize şiddete uğruyor, erkekle aynı işi yaptığı halde düşük ücret alıyor, işten çıkartılmalar başladığında ilk önce kadınlar işten atılıyor. Rahatlıkla çoğaltabileceğimiz bu örneklerde kadınların gururunu kıran çalışma koşulları patronlara dokunmuyor. Bir kadının gece vardiyasında çalışması başlı başına gurur kırıcı aslında. Evde yeni doğmuş bebeğini kundakta bırakıp gece yarısı çalışmak zorunda kalması, hasta çocuğunu evde bırakarak işbaşı yapması, var olan sistemin bunu dayatması, zorunlu hale getirmesi, hangi insanî koşullara uygundur?
Kapitalist sistemin yarattığı ekonomik kriz ve sömürü düzeni işçi sınıfının hayatını altüst ediyor. Ama kadınlar bunun bedelini daha ağır ödüyor. İşyerlerinde uğradığı baskı ve haksızlıklar yetmezmiş gibi, evdeki işlerin, çocukların yetiştirilmesinin sorumluluğu da tamamen kadına yıkılıyor. Ekonomik kriz mutfaklarda yangınlara sebep oluyor. Kadın emekçiler bu kadar zorluklara göğüs gerdiği halde emeği yok sayılıyor. Bu düzen devam ettiği sürece işçi sınıfının kadınlarının hayatında değişen bir şey olmayacağı gibi koşullar gittikçe ağırlaşacak. Hiçbir kadın kendi isteği ile böyle bir hayat yaşamak istemez. İşçi sınıfının kadınının yaşadığı sorunların üstesinden gelebilmesi, egemen sınıfın cehenneme çevirdiği bu koşullardan kurtulabilmesi, ancak örgütlü mücadele saflarında yerini alması ile mümkün olacaktır. İşçi sınıfının kadını ancak mücadele ederse bu kokuşmuş sömürü düzeninden kurtulup insan gibi yaşayabileceği güzel günleri görecektir.
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
- Anne Karnında Başlayan Eşitsizlik
- Clara Zetkin ve Ölümsüz Mirası
- Değişen Dünyam ve Dünyayı Değiştirme İsteğim
- Acımız Öfkeye, Öfkemiz Mücadeleye Dönüşsün!
- Emekçi Kadın Mücadeleyle Güzelleşir
- Emekçi Kadınlar Haydi 1 Mayıs’a!
- Yaşıyoruz Sanıyoruz
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- UİD-DER’de Bir Kez Daha 8 Mart Coşkusu
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması yayınlandığı ilk günden bu güne biz işçilere kocaman bir sınıf olduğumuzu, yaşamlarımızın, sorunlarımızın ve çözüm yollarının ne kadar yakın olduğunu anlatmaya devam ediyor. Yazıların kaleme alınmasından görsellerin hazırlanmasına,...
- İstanbul Planlama Ajansının (İPA) Ekim ayı araştırmasına göre, İstanbul’da ortalama stres seviyesi 10 üzerinden 6,9 çıktı. Aslında bu veri sadece İstanbul’u yansıtmıyor. Mersin olsun, İstanbul olsun hiç fark etmiyor: Stres seviyemiz artıyor,...
- Sevgili işçi kardeşlerim, başlıktaki sözlere gelmeden meramımın tamamını anlatmak için 6 ay geriye gitmem gerekiyor. Mayıs ayının son haftasında iki azı dişime kanal tedavisi için Dokuz Eylül Üniversitesi diş bölümüne randevu alarak gitmiştim. İki...
- “Zeytinyağlı yiyemem aman/ basma da fistan giyemem aman…” Kütahya ya da Bursa yöresine ait olduğu düşünülen bu türkü düğünlerde, keyifli eş dost toplantılarında hep bir ağızdan söylenir. Hatta eğlenceli ritmi karşılıklı oynamaya da teşvik eder....
- Hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı korkunç boyutlara ulaştı. Emekçiler olarak temel ihtiyaçlarımız olan barınma, beslenme gibi ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz. Aldığımız maaşlarla kirayı mı ödeyelim, karnımızı mı doyuralım diye kara kara...
- Kapitalist sistemde yaşıyoruz ve bu sistemin yol açtığı büyük-küçük pek çok sorunla boğuşuyoruz. Peki sorunlarımızı çözmek için ne yapıyoruz? Örneğin pek çoğumuzun ailesinde çocuk, hasta, yaşlı ya da engelli olduğu için bakıma muhtaç yakınlarımız...
- İşçi Dayanışması çıktığında her birimiz ilk görüşte etkilendiğimiz yazıyı seçiyoruz. Neden etkilendiğimizi, yazının bizi nasıl etkilediğini, neyi düşünmemizi sağladığını anlatıyoruz birbirimize. Bu yazıyı herhangi bir arkadaşımıza nasıl ve neden...
- Mutsuzluk ve umutsuzluk gençler arasında adeta bir salgın gibi yayılıyor. Etrafımıza, arkadaşlarımıza bakıyoruz, yaşamdan tat alamadığını söyleyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. “Her günüm bir öncekiyle aynı”, “yarından bir beklentim yok”, “bana...
- Biz işçiler haftanın her günü vardiyalı bir şekilde 24 saat çalışırız. Yeri gelir Pazar mesai yaparız. Dinlenmeye, ailemize vakit ayırmaya zaman bulamayız. Sanki biz işçiler için hayat sadece çalışmaktan ibaretmiş gibi. Fabrikada mühendis bir...
- Eskiden her sorunun beni bulduğunu, bu sorunları yaşayan tek kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Sonra UİD-DER ile tanıştım ve İşçi Dayanışması’nı düzenli olarak okumaya başladım. Bir genç olarak, gençlik yazılarını okudukça bu sorunları yalnızca...
- Ben büyük bir tekstil fabrikasında çalışıyorum. Başta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek olmak üzere siyasi iktidar sözcülerinin, asgari ücret zammının hedeflenen enflasyon oranına göre yapılacağını her fırsatta söylemelerine rağmen asgari ücrete...
- Son günlerde sohbet edebildiğim her insana Türkiye’deki Suriyeliler hakkında ne düşündüklerini soruyorum. Devamındaysa nerede dünyaya geldiklerini, neden göçüp büyük kentlere geldiklerini soruyorum. Son olarak aile büyüklerinin nerelerden göçerek...
- Sevgili işçi kardeşlerim, 8 yaşına kadar babasız, 8 yaşından sonraysa hem anasız hem de babasız büyümüş sayılırım. 12-13 yaşıma kadar mahallede ve çalıştığım fabrikada anası-babası yanında olan arkadaşlarıma imrenmiş, onları kıskanmışımdır. O halimi...