Buradasınız
Ev Sahibi ve Misafirin Çilesi
Gebze’den bir petrokimya işçisi

Kültürümüzde son derece önem verilen geleneklerden biridir misafirperverlik. Misafir davetsiz de gelse davetli de gelse mümkün olduğunca evin başköşesinde ve en iyi şekilde ağırlanır. “Misafir sevmeyen insanın dostu az, misafir gelmeyen evin tozu çok olur” der büyüklerimiz. Ve şunları sayarlar: Misafire içten davranılır, dostluğun tadı damaklarda kalır. Misafir olan da içeri buyur edilmek, samimiyet, muhabbet ve sıcaklık görmek ister. Karşılıklı ikramlar yapılır. Misafir gittiği yere eli boş gitmek istemez, misafir eden de misafiri ayrıldığı zaman yanına yolluk verir. Misafirperverliğin olduğu yerde muhabbet olur, mutluluk olur. Misafirlik insanımız için önemli bir sosyalleşme faaliyetidir.
Lakin son zamanlarda bu güzel duygulardan çok utanma ve çekingenliğin hâkim olduğu bir atmosfer yaşıyoruz. İnsanların birbirlerine gidip gelmekten imtina ettiği bir dönemden geçiyoruz. Geçim derdine düşmüş, evinin ihtiyaçlarını bile karşılayamayan insanlar hanesinde misafir ağırlamanın eskiye göre çok zor olduğunu biliyorlar. Dostlarını, kıymet verdikleri arkadaşlarını gerektiğince ağırlayamamanın verdiği kaygıyla misafir davet etmekten uzak duruyorlar. Aynı şekilde paranın pula döndüğü, alım gücünün eridiği bu günlerde misafir olmanın da gittikleri yere fazladan bir masraf, bir ekonomik yük getireceğini biliyorlar. Hem dostlarına, arkadaşlarına yük olacaklarını düşünüyorlar, hem de eli boş gitmenin ezikliğini yaşıyorlar.
Artık çarşı pazarın alev aldığı, insanların kasap ve market reyonlarına sadece uzaktan bakabildiği bir dönemden geçiyoruz. Derinleşen yoksulluk, eski kuşaklardan büyüklerimize onlardan da bizlere aktarılan misafirlik kültürünü olumsuz etkiledi. Egemenlerin bozuk düzeninde her sorun birbirini tetikliyor. Kapitalist düzenin yarattığı sorunlar, ekonomik ve siyasi krizler, derinleşen yoksulluk emekçiler açısından sosyalleşmeyi adeta ortadan kaldırdı, misafir olmanın, misafir ağırlamanın çilesini koydu. Dostluk, sevgi ve muhabbeti hissetmek, büyütmek, kaynaşma ve yakınlaşmayı arttırmak için de bu düzene karşı mücadele etmek bir zaruret oldu.
Bitcoin Deyip Geçme!
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Sırrı Süreyya Önder, Türkiye’de önemli bir siyasi figür. Ama biz UİD-DER’li işçiler, onu, önce temsilciliklerimizde, ev buluşmalarımızda izlediğimiz Beynelmilel filmiyle tanıdık ve sevdik. Sonra “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!”...
- Mersin’de “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” adlı etkinliğimizin ardından biz emekçi kadınlar olarak 1 Mayıs’ta alanlarda haykıracağımız taleplerimizi dile getirdik. 1 Mayıs coşkumuzla tüm emekçi kadınları 1 Mayıs’ta birlik olmaya, dayanışmaya...
- Hizmet-İş Sendikasında örgütlü Ankara Altındağ Belediyesi işçilerinin 21 Nisanda başlayan grevi devam ediyor. İstanbul Şişli Belediyesi işçileri alacakları ödenmediği için 24 Nisanda belediye önünde eylem yaptı. 31 Mart yerel seçimleri sonrası İzmir...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs, 1886’dan günümüze inatçı bir gelenek olarak yaşamaya devam ediyor. Türkiye’de 1 Mayıs’ın sembolü haline gelen 1 Mayıs Marşı, “Günlerin bugün getirdiği baskı zulüm ve kandır...
- UİD-DER, “Umut Örgütlü Mücadelede” şiarıyla işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs hazırlıklarını sürdürüyor. UİD-DER temsilciliklerinde düzenlenen “1 Mayıs: Umut Örgütlü Mücadelede” etkinliklerinde, dünya işçilerinin...
- Bizler Gebze’de yaşayan genç işçiler ve öğrencileriz. İşçi sınıfının mücadele örgütü UİD-DER ile 1 Mayıs alanında sınıfımızın saflarında yerimizi alacağız. Çoktandır başlattığımız çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. İşçi sınıfına yönelik...
- Dev-Sağlık İş Sendikası üyesi sağlık çalışanları ve Petrol-İş Sendikası üyesi petrokimya işçileri düşük ücret dayatmasına karşı mücadelelerini sürdürüyor.
- Lüks arabalara, gökdelenlere, plazalara, internette gördüğü şatafatlı yaşamlara bakıp “insanlar bu kadar çok parayı nereden buluyorlar?” diye soranımız olmuştur. Öyle ya, gece gündüz çalışarak çok para kazanılmadığını, değil lüks bir hayat sürmek en...
- “Bu devirde babana bile güvenmeyeceksin.” Bu sözü iş arkadaşlarımızdan, akrabalarımızdan, çevremizden sıkça duyuyoruz. Hâlbuki günlük hayatımızdaki birçok uğraşımız güven ilişkisine dayanıyor. Mesela hastanedeki doktordan bindiğimiz otobüsün...
- Bir insanın günde ortalama 5000 ila 10000 reklama maruz kaldığı tahmin ediliyor. Sizce bu durumun üzerimizde nasıl sonuçları oluyor? Bu düzenin sahipleri, düşünce biçimimizi ve alışkanlıklarımızı belirliyor, zihinlerimizi çöplüğe çeviriyor. Günlük...
- Kocaeli’den Batman’a işçiler hakları için mücadele ediyor. Kocaeli Gebze’de bulunan Erlau Metal fabrikasında sendikalaştıkları için işten atılan işçiler direnişe geçti. TFF Başkanı İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu’na ait ATR Yapı’nın yapımını üstlendiği...
- Gaziantep’teki Zeugma Mozaik Müzesinde dünyaca bilinen bir mozaik yer alıyor. “Çingene Kızı” adı verilen ve 1800 yıllık geçmişe sahip bu mozaiğin göreni etkileyen, güçlü bir yanı var. Farklı renk ve dokulardaki binlerce küçük taşın birleşiminden...
- 1 Mayıs yaklaşıyor. Ankara’dan emekçi kadınlar olarak sizlerle 1 Mayıs’a hangi taleplerle katılacağımızı paylaşmak istedik. Bu vesileyle tüm emekçi kadın kardeşlerimizi kendi taleplerini, ortak taleplerimizi birlikte dile getirmek için 1 Mayıs’ta...