Buradasınız
Sistem Çöktü!
Gebze’den bir işçi
Güvenlik görevlileri o esnada insanlara “memnuniyet anketi” dağıttılar. Sinirler iyice gerildi. Sıra numarası bile alamamışken doktor muayenesinden memnun kalıp kalmadığımız soruluyordu. Tüm sorulara olumsuz yanıt verildi. Biz anket doldurmaya dalmışken kuyruğun önlerindeki hastaların öfkeli sesleri yükseldi. Meğer bizi hizaya sokma gerekçesiyle sıranın başında duran güvenlik görevlisi kuyruğu hiçe sayarak eşini dostunu öne alıyormuş. Duruma müdahale ettiğimizde, yapığını inkâr etmek şöyle dursun, “Ne var? Siz de olsanız aynısını yapardınız” diye zeytinyağı gibi üste çıktı.
Saatler sonra sıra numarası alabildim ve doktorun yanına gittim. Doktor derdimi güzelce dinledi. Nihayet beni dinleyen bir doktor bulmanın sevinciyle meslek hastalığım olduğunu ve ağrılarımdan dolayı fizik tedavi istediğimi söyledim. “Biz doktorlar bu hastalığı hiç sevmeyiz” diyerek bana hiçbir şey yapamayacağını söyledi. 1 ayı aşkın süredir raporlu olduğumu duyduğundaysa, “Senin doktorun ben olsam bir gün bile rapor vermezdim” dedi. Hastalığımın iyileşmesi çok zormuş ancak ağrı yapmak dışında da bir sakıncası yokmuş. Gidip fabrikada çalışmamla evde yaptığım gündelik işler arasında fark yokmuş. İkisi de iyileşmemi engellermiş. Ama gündelik işlerimi mutlaka yapacağıma göre gidip çalışmam daha doğru olurmuş. En fazla acı çekermişim. Kendisinin de ağrıları oluyormuş ancak önemli olan işgücü kaybını engellemekmiş. Tamam, hastayı da düşünecekmişiz ama devletin ve işletmenin de zarar etmesini engellemeliymişiz. En temel amaç, doktorların en temel görevi işgücü kaybını engellemek değil miymiş? “Sen ağrıları boş ver, git çalış” dediğinde ağzımdan sadece “bu zalimlik” sözleri döküldü. Bende de sistem çökmüştü artık. Kavga etmek istiyordum ama ağzımı açamıyordum. Aklımda sadece İşçi Dayanışması’nın 11. sayfasındaki “Patronların Ar Damarı Yoktur” yazısı vardı. Doktorun suratına fırlatmak istiyordum bülteni. Ama ne elimi kaldırabildim ne de ağzımı açabildim. Ne hale geldiğimizi düşünüyor, isyan ediyor ama heykel gibi durmaktan başka bir şey yapamıyordum.
Saatler sonra kendime geldim. Bülten dağıtımına yetiştim. İşçi kardeşlerimizle sohbet ettik, dertlerini dinledik. Telefon alışverişi yaptık ve derneğimize davet ettik. Bunu yaparken de, sizinle yaşadıklarımı paylaşırken de, bir yandan düşünüyorum, bu sömürü sistemi ne zaman çökecek diye…
En kısa zamanda aynı hastaneye tekrar gideceğim. Hem bültenimizin 11. sayısını hem de bu mektubu götüreceğim o doktora.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...