Buradasınız
Gururla Taşıdığım Öz Kimliğimdir UİD-DER
İstanbul/Avcılar’dan bir kadın işçi

Tam bir çıkmaza saplandığım bir dönemde tanıştım, bana “yaşamak” denilen şeyin ne olduğunu öğretenlerle... En zor, en karamsar günler geçirdiğim bir süreçti. Gözümü açıp nefes almamı sağladılar. Henüz UİD-DER yoktu o zamanlar. Harcı karılmış, temeli atılmış, tuğlaları hazırlanıyordu. Bir yılı aşkın bir süre geçti aradan, kuruldu UİD-DER’imiz.
Muhteşem bir coşkuyla, büyüleyici bir kalabalık ve buram buram deneyim kokan havayla gerçekleştirdik açılış etkinliğimizi. Uzun yıllar geçse de aradan, hiç unutamıyorum o günü. Unutmam da mümkün değil zaten! Adeta büyülenmiştim ve “biz bu ağacın meyveleriyiz” diye bir mektup yazmıştım. Evet, o günden beri ben bizi bir ağaca benzetiyorum. Bu öyle bir ağaç ki dalında her renkten güzellik ve tat var. Öyle sağlam bir ağaç ki bu, hastalıklı meyveler yetişmiyor dalında. Ve bu öyle güzel bir ağaç ki her mevsim çiçek açıp meyve veriyor. Kökünden gelen sağlamlığındandır, dalındakiler hep taze ve canlı, çoğalarak büyüyorlar. Kuşkusuz ki dört duvar değil bizi biz yapan sağlam ve canlı tutan. Aksine biziz var olduğumuz her yere tohum serpip güzelleştiren.
Eskiden korkum da yoktu, umudum da. Hiç mi hiç umurumda değildi ne yaptığım, nereye gittiğim, ne yiyip ne içtiğim, nasıl oturup nasıl kalktığım… Günü birlikti hayat benim için, akşam olsa ne olur olmasa ne… Çünkü hiçbir amacım yoktu. Nefes aldım nefes verdim ve gün bitti. Buydu yaşamak benim için. Oysaki ben o zamanlar yaşamıyormuşum.
Ben UİD-DER’le yeniden doğdum. Kendimi misafir değil de ev sahibi olarak hissettiğimden beri gururla taşıdığım kimliktir UİD-DER. Artık çok önemli kiminle konuştuğum, ne konuştuğum. Çünkü “ben” yokum, “biz” varız, UİD-DER var. Bin kere düşünüp bir kere konuşmam, ince elleyip sık dokumam gerek. Çürümüş, kokuşmuş her yerinden pislik saçan sistemin içindeyiz. Ancak UİD-DER’de mücadele eden biri olduğumu ve UİD-DER’e yakışır şekilde davranmam gerektiğini unutmadığım sürece yaşayabilirim. Bugün öyle yaşıyorum, öyle nefes alabiliyorum. İyi ki varsın UİD-DER!
- Değişim İstiyorsak İşçi Sınıfının Siyasetini Yapmalıyız
- Pazar Yerinden Sesler: “Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!”
- Bu Ziller Zamlara Alamet
- “Bu Hayatı Yaşamanın Başka Bir Yolu Olmalı…”
- Asıl Değerli Olan…
- Egemenlerin “Zafer Yolları”nda İnsan Kalabilmek
- Önemli Olan Başına Gelen Değil, Onu Nasıl Karşıladığındır!
- Emekçi Kadınlar: Yağmacı Enkaz Düzenine, Tek Adam Rejimine Hayır!/1
- Emekçi Kadınlar, Kadın Düşmanlarına 14 Mayıs’ta HAYIR Diyecek!
- Eşitlik ve Özgürlük İstiyoruz!
- Emekçi Kadınlar 1 Mayıs Coşkusunu Paylaşıyor
- Nefes Almak İstiyoruz! Baskıcı Rejime ve Saldırılarına Karşı 1 Mayıs’ta Alandayız!
- Mata Direnişçisi Kadın İşçiler: Bu Bir Onur Mücadelesi!
- Emekçi Kadınlar 8 Mart’ta Meydanlarda ve Direniş Alanlarındaydı!
- Mata İşçileri 8 Mart’ı Direniş Alanında Kutladı
- UİD-DER Kadın Komitesinin 8 Mart Açıklaması: İnsanlığı Acı ve Kedere Boğan Çarkı Bozuk Düzene Karşı Mücadeleye!
- Emekçi Kadınlar: Şimdi Dayanışma Zamanı!
- Bir Yanımız Uzay Çağı Bir Yanımız Yoksulluk
- Pazara mı Gitsek Ucuz Olur Markete mi?
- İşçi Anne Babalar Çocuklarını Nasıl Yetiştirmeli?
Son Eklenenler
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK, 24 Eylülde Kartal Meydanında “Emekliler Buluşması” düzenledi. “Emeklilikte Adalet! Emeklilikte İnsanca Yaşam!” başlığıyla düzenlenen eyleme sendikalar, emekliler ve demokratik kitle örgütleri katıldı.
- İş Sağlığı ve Güvenliği Çalışanları Sendikası (İSG-SEN) üyesi iş güvenliği uzmanları, 24 Eylülde, Ankara Ulus Meydanında bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Çeşitli illerden iş güvenliği uzmanlarının katıldığı eylemde “İş Güvenliği Uzmanları...
- Birleşik Metal-İş üyesi işçiler olarak 17 Eylülde şubemizin olağan genel kuruluna katıldık. Genel kurul sona erdiğinde sendika yöneticilerimiz, temsilci ve delege arkadaşlarımız, misafirlerimiz “çok anlamlı, çok güzel bir genel kurul oldu” dediler....
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’in çağrısıyla binlerce emekli, 24 Eylülde Kartal Meydanında düzenlenen Emekli Buluşmasında bir araya geldi. Eyleme DİSK’e bağlı sendikalar, DİSK/Emekli-Sen, Emekliler Derneği İstanbul Şubeleri,...
- Ben kendi harçlığımı çıkarmak için yazları çalışan bir öğrenciyim. Hayat pahalılığından dolayı çalıştığım yerde bazen mesailere kalıyorum. Hem bedenen hem de psikolojik olarak o kadar çöküyorum ki o günlerde! Ruhumu dinlendirebileceğim, rahat bir...
- Fabrikamızda bir haftadır ek zam alabilmek için mücadele ediyoruz. Umut da cesaret de bulaşıcıdır derler. Biz çevremizdeki fabrikalarda işçi arkadaşlarımızın verdiği mücadelelerden etkileniyoruz. Onları yakından takip ediyoruz. Özellikle geçim...
- İşçiyi köle gibi çalıştırmayı kendilerine hak gören patronların pervasızlıkları, işçilerin haklarına yönelik saldırıları bitmiyor. Geçtiğimiz günlerde BİM (BİM Birleşik Mağazaları A.Ş.) Balıkesir Bölge Müdürlüğü, Balıkesir Bölge Deposu...
- Agrobay Seracılık’ta sendikalı oldukları için tazminatsız işten atılan işçiler direnişlerinin birinci ayında İstanbul’da Almanya Başkonsolosluğu önünde basın açıklaması yaptılar. Toplu iş sözleşmesinden doğan geriye dönük alacakları için eylemler...
- Libya’da 10 Eylülden bu yana etkili olan şiddetli yağış ve seller sonucunda meydana gelen felaketin boyutu giderek ağırlaşıyor. Libya’nın doğusunu vuran, 100 bin kişilik liman şehri Derne’nin büyük bir bölümünü sulara gömen sel felaketinde 10 binden...
- İsviçreli işçiler 16 Eylülde talepleri için meydanlara çıktı. İsviçre Sendikalar Federasyonu (USS) ve demokratik kitle örgütlerinin çağrısıyla Bern kentinde toplanan işçiler artan hayat pahalılığına karşı ücretlerin arttırılmamasına tepki gösterdi.
- Ben Bilecik/Bozüyük’te metal fabrikasında sendikalı olarak çalışan bir işçiyim. 2023-2025 yılları için yapılacak olan grup toplu iş sözleşmesi sürecinden geçiyoruz. Bugün oluşturulan taslak zaman zaman iyi gibi görünebiliyor. Ancak kesinlikle...
- DİSK’e bağlı Limter-İş Sendikası, tersane taşeronlarının sendikalarına yönelik saldırılarını protesto etmek için Tuzla Gemi Tersanesi önünde bir eylem düzenledi.
- Bu yaz gerek ülkemizde gerek dünyada sıcaklıklar artınca çalışma koşulları iyice zorlaşmıştı. Açık alanda güneşe direkt maruz kalan çalışanlarda sıcak çarpması, mide bulantısı ve başka rahatsızlıklar baş göstermişti. Benim çalıştığım şantiyede de bu...