Buradasınız
Hekimimiz, Sınıf Örgütümüz
Pendik’ten bir kadın işçi
Daha doğar doğmaz salgın hastalıklara karşı aşılanırız. Verem, çocuk felci, boğmaca, kızamık, tetanos gibi olası hastalıklar karşısında önleyici sağlık hizmeti almış oluruz. Böylelikle daha baştan mikroplara ve virüslere karşı direnç geliştiren vücudumuz büyük ölçüde korunur.
Çocuklarımız, güler yüzümüz, umudumuz, neşemiz… Onların tırnağına zarar gelsin istemeyiz. Yaralandıklarında ya da hastalandıklarında iyileşmeleri için elimizden geleni yapmaya, bir daha başımıza gelmesin diye önlemler almaya çalışırız. Zamanımızın tıbbi bilgi birikimine uygun olarak yapılması gerekenleri yerine getirdiğimizde belki de bu hastalıklarla bir daha hiç karşılaşmayabiliriz. İnsanlığın ortak birikimi olan tıp ve bu alanın düşünürleri, uygulayıcıları, emekçileri bir bütün olarak büyük işler başarırlar. Sağlık sistemimizdeki kapitalist kâr mantığının yarattığı bozulmaları şimdilik bir yana bırakırsak eğer, işin ehli olan bu insanlar sayesinde yapılan ciddi çalışmalarla çocuklarımızın hayatta kalabilmesi için önlemler almış oluruz.
Peki, biz işçiler hastalıklar kadar hayati ve kritik bir öneme sahip olan haklarımızın korunması, geliştirilmesi konularında ne tür önlemler alıyoruz, ne tür çabalar içine giriyoruz? Malum, dünyamız kapitalistlerin sermayeleriyle, türlü numaralarıyla, makam ve mevkileriyle işgal altında. Neredeyse her şeyi kâr uğruna harcayabilen bu zevat, öncelikle insanları birbirine karşı zehirliyor, düşmanlaştırıyor.
Bu ciddi sorunların üstesinden gelebilmek için sınıf bilincimizin sağlıklı olması maksadıyla bizlere yardımcı olacak bir işçi hekimliği var mıdır? Çünkü biz işçiler tek başımıza kaldığımızda yaralarımızı iyileştirmek şöyle dursun daha da derinleştiriyoruz. Bir çözüm yolu aramaya niyetlendiyseniz eğer, UİD-DER’de örgütlü bir işçi olarak derim ki sizlere ben buldum o “işçi hekimlerini.” “Birimizin yarası hepimizi ilgilendirir” diyen işçi sınıfının mücadele örgütü UİD-DER, patronlar karşısında sapasağlam durabilmemiz, haklarımıza sahip çıkabilmemiz için bizlere yol gösteriyor. Geçmişte ve bugün bu seslere kulak verenlerin nice kazanımlar elde ettiğini biliyorum. Örgütlenen işçi bir aradayken güçlü olduğunun, örgütsüzken dokuyu bozan bir yara gibi sınıfına zarar verdiğinin farkına varıyor. Bu nedenle korkmamalıyız. UİD-DER hayatın her alanında olup da yine de görünmeyen ellerimizi birleştirmenin derdinde. Örgütsüzken yan yana gelemeyen, haklarına sahip çıkamayan, iğneden ipliğe, uzaya gönderilen roketten denizdeki gemiye kadar her şeye şekil veren bu elleri birleştirmek için mücadele veriyor. Bizlere unutturulmaya çalışılan işçi sınıfımızın tarihinin hafızalarımızda yer etmesini sağlıyor. Bu nedenle geleceğimiz için bir sorumluluk hissediyorsak eğer, işçi örgütümüze sahip çıkmalıyız. “İşçilerin hekimlerine” güvenmek zorundayız.
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
- “Geçmiş Olsun” Yerine “Rapor Almayın”
Son Eklenenler
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...