Buradasınız
Her Şey Değişir, Bu Düzen de Değişecek!
Yoksullaşma ve hayat pahalılığı, eriyen ücretler, artan baskı ve yasaklar toplumun geniş kesimlerinde büyüyen bir hoşnutsuzluk yaratmış durumda. Başta gençler ve kadınlar olmak üzere emekçilerde “artık yeter” duygusu ve değişim isteği artıyor. Ama aynı zamanda pek çok işçi kardeşimiz içten içe değişimin mümkün olmadığını da düşünüyor. Mesela “ne yaparsak yapalım değişmiyor, güçlüler borusunu öttürmeye devam ediyor” diye düşünüyor kimisi… Kimisi de “böyle gelmiş böyle gider” diyor. Oysa bu büyük bir yanılgıdır.
Günümüzden 2500 yıl önce yaşamış Efesli filozof Heraklitos, her şeyin akıp değiştiğini ve bu yüzden aynı nehirde iki kez yıkanılamayacağını söylemişti. Her şey değişir ve dönüşür, değişmeyen tek şey değişimin kendisidir. Akıp giden nehir örneğinde olduğu gibi, doğada her şey gözle görünsün ya da görünmesin sürekli bir hareket ve değişim halindedir. Kimi değişimlerin görünür olması milyonlarca yılı alabilir ama gelişen teknoloji sayesinde değişim ölçülebilir. Örneğin dünyanın en yüksek dağı unvanına sahip Everest Dağı tektonik levha hareketleri nedeniyle her yıl 4 milimetre uzuyor. Neredeyse 9 bin metre yüksekliğinde olan bir dağa bakarak 4 mm’lik bir büyümeyi gözle görmemize imkân yok elbette. Hindistan tektonik plakasının Asya plakasıyla çarpışmasıyla başlamıştır Everest’in oluşumu ve bugünkü halini alması 45-50 milyon yılı bulmuştur. Everest’in zirvesinde bulunan çeşitli deniz canlılarının fosilleri, bu muazzam dağın bir zamanlar okyanusun dibinde olduğunu gösteriyor. İnanılmaz değil mi? Bugün yeryüzünün en yüksek noktası olan dağın zirvesi, bir zamanlar okyanusun altındaydı.
Tıpkı doğada olduğu gibi toplumda da her şey değişim ve dönüşüm halindedir. On binlerce yıl önce başlayan modern insanlığın yürüyüşü nice büyük değişimler yaratarak devam ediyor. Avcı toplayıcı topluluklardan tarım devrimine, köleci toplumlardan günümüze insanlığın ne kadar büyük bir değişim yaşadığını görmek zor değil. Toplumsal yapılar değişmiş, yasalar değişmiş, konuştuğumuz dil, kültürümüz, yaşam biçimimiz, oturduğumuz evler, tüketim alışkanlıklarımız, kılık kıyafetimiz kısacası her şey değişmiş! Bu kadar değişimin içinde olup da hiçbir şeyin değişmeyeceğine inanmak, değişimi görmemek körlük değil midir? Üstelik değişimi görmemek insanı umutsuzluğa sürükler, direncini öldürür. Ve bilelim ki bu körlüğü yaratan sömürücü düzenin egemenleridir.
Tekrar doğaya dönelim ve insanı kendisine hayran bırakan kanyonlara bakalım. Nehirlerin akarken kayaları derine doğru aşındırmasıyla oluşan derin vadilerdir kanyonlar. Örneğin ABD’de bulunan Colorado nehri tam 4,5 milyon yıl boyunca 1280 kilometreküp kayayı oyarak dünyanın bilinen en büyük kanyonlarından birini oluşturmuştur. Kanyonların sırrı suyun akışının gücünde ve sürekliliğindedir. İnsanlığın kurtuluşu mücadelesi de böylesi bir nehir değil midir? Kararlılık, sabır ve azim ister bu nehrin yolculuğu. Tarih boyunca insanlığın önüne çıkan sorunları ve engelleri düşünelim. Nice büyük savaşlar, kıyımlar ve yıkımlar, acılar gördü insanlık. Bunlar karşısında mücadeleden vazgeçenler, pes edenler de oldu elbette. Ama her şeye rağmen engelleri aşmaya cüret edenler de oldu. Nehrin akışındaki sürekliliğin kayaları yontması gibi, engeller karşısında pes etmeyerek mücadele edenlerin iradesiyle insanlık bugünlere geldi. Kapitalizmde sömürücü egemenlerin zulmü karşısında geri çekilmeyenlerin mücadelesi sayesinde bugünkü hak ve özgürlüklere sahibiz. O halde neden bu kadar çabuk vazgeçiyoruz mücadeleden? Bir araya gelmemizden ve kapitalizmi yıkarak dünyayı değiştirmemizden korkan egemenlerin bizi körleştirmesine neden izin veriyoruz?
Bilelim ki mücadele nehri akmaya, değişip dönüştürmeye devam edecek. İnsanlığın kurtuluşu mücadelesi bizimle başlamadı, bizimle de bitmeyecek. İnsanlığın fedakâr ve çalışkan evlatları geçmişte nasıl var oldularsa bugün de gelecekte de olacaklar ve bu nehrin akışına güç verecekler. Bizler de insanlığın çalışkan evlatları olarak değişimin mümkün olduğunu biliyor ve bunun için mücadele ediyoruz. İşçi sınıfı eninde sonunda bu sömürü düzenini yıkarak yepyeni bir dünyanın, sınıfsız, sınırsız ve özgür bir toplumun kapılarını açacak. Değişim isteyenler önce değişime inanmalı sonra da bu değişimin öznesi olmalıdırlar. Unutma, sen değişirsen dünya da değişir!
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- Unutma, Örgütlen, Hesap Sor!
- Bölünenler mi Birleşenler mi Kazanır?
- Örgütlülük İşçi Sınıfının Gücü, Toplumun Umududur!
- Asıl Düşman Olan Kim?
- “Dejavu” Sarmalını Kırmak İçin
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Boyun Eğmek mi Birlikte Karşı Durmak mı?
Son Eklenenler
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...