Buradasınız
Hızlı Moda ve “Tüketin” Baskısı: Kapitalizm İnsanı Hasta Ediyor!
Kapitalizm öyle bir sistemdir ki milyonlarca insanı tek bir kalıba soktuğu halde bireylere özgün oldukları yalanını yutturur. Bu yalanın hedefinde ise özellikle gençler vardır. Kendisine çizilen sınırları aşma mücadelesi veren kadınları da eklemek lazım. Bu düzende insanın kimlik ve anlam arayışı acımasızca istismar ediliyor. Bireyciliğin ve rekabetin kışkırtıldığı bir sistemde gençliğin kimlik arayışının kimlik bunalımına dönüştüğünü birçok kez ele aldık, alıyoruz. Ancak kapitalizm kimlik bunalımına yol açmakla kalmıyor, sermaye sınıfı gençliğin kimlik arayışını ve bunalımını fırsata dönüştürerek tüketimi kışkırtıyor.
Kapitalist düzenin işleyişi insanı kendisine ve topluma yabancılaştırıp hasta etmektedir. Mesela toplumun çoğunluğunu oluşturan işçi sınıfı “eksik tüketim”e mahkûm ediliyor, on milyonlar en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamıyor. Ama aynı anda aynı insanlar baş döndürücü şekilde “tüketin, tüketin, tüketirsen ve şu markayı satın alırsan toplumda itibarın yükselir” propagandasına maruz kalıyor. Bunu, bir kuyuda yaşayan insanlara uçsuz bucaksız çimenliklerin, ormanların, akan nehirlerin, özgürce uçan kuşların verdiği mutluluğun hayalinin satılmasına benzetebiliriz. Böyle bir duruma maruz kalan insanların psikolojinin bozulmaması düşünülebilir mi?
Tüketimi kışkırtmak için aile kavramı, dostluk, mutluluk benzeri duygular dâhil her şey kullanılıyor. Ünlü markalar bunun için ünlüler, sosyal medya fenomenleri ve influencerlarla (Türkçede etkileyen anlamına geliyor) çalışıyorlar. Mesela yüz binlerce takipçisi olan hesaplar üzerinden, çeşitli deneyimlerini paylaştıkları videolarda “samimi ve doğal” görünen influencerlar, marka tanıtımları için biçilmiş kaftan! Diğer taraftan alışılageldik ünlülerin dışında daha “radikal”, “özgün” ünlüler de gençlerin ve kadınların idolü haline getirilerek reklam yüzü olarak kullanılıyor. Örneğin henüz 19 yaşında olan kayak sporcusu Eileen Gu bunlardan biri. Hem Çinli hem de ABD’li olan bu genç kadın Çin’de bir yıldız haline gelmiş durumda. Yaklaşık 1,5 milyarlık nüfusuyla geniş bir pazar olan Çin’de hem Batılı hem de Çinli şirketler Eileen’i reklam yüzü olarak kullanıyorlar. Eileen’in güzelliği, Çinli kimliği öyle bir sunuluyor ki bu genç kadın kimlik arayışında olan Çinli gençlere bir idol olarak yutturuluyor. Eileen’in yer aldığı reklamlar sayesinde şirketler satışlarını arttırıyor, kendisi de milyonlarca sterlin kazanıyor. İşte kapitalizm!
Diğer taraftan son 20 yılda yükselişe geçen “fast fashion” denen hızlı moda anlayışına bakalım. 2000’lerden önce mevsimlere göre moda koleksiyonu çıkarılırken bugün neredeyse her hafta yeni ürünler piyasaya sürülüyor. Ucuza mal edilen düşük kaliteli giysiler “giy-at” şeklinde pazarlanıyor. Bu hızlı moda endüstrisi tüm kesimlere yönelik olsa da esas hedef 16-25 yaş aralığındaki gençler ve aynı zamanda kadınlardır. Bu kesimler sürekli giysi satın alarak yaşamlarındaki boşluğu kapatacaklarına, “kendi tarzlarını yaratarak” özgün olacaklarına inandırılıyorlar. Oysa buradaki tek amaç düşük gelirliler de dâhil olmak üzere, geniş bir kesimi sürekli tüketime teşvik etmektir. Hızlı moda anlayışı 20 yılda öyle bir noktaya geldi ki gardıroplar ya hiç giyilmeyen ya da bir iki kez giyilerek bir kenara atılan kıyafetlerle dolu.
Giyimle fark yaratacağı, özgün ve özgür olacağı propagandasının etkisi altında kalarak tüketim çılgınlığının girdabına kapılan insanlar, gerçekte kendilerine, topluma ve doğaya yabancılaşıyorlar. Hızlı moda anlayışının arkasındaki ucuz işgücü ve doğa sömürüsünü görmüyorlar. Tekstil sektörü ağırlıklı olarak kadınların çalıştığı, çocuk işçi sömürüsünün, kötü çalışma koşullarının ve düşük ücretlerin yaygın olduğu bir sektör. Dünyayı en çok kirleten ikinci sektör haline gelen tekstilde kumaşların üretilmesinden dikilmesine dek her aşamada doğanın yıkıma uğratılması söz konusu. Bir tişörtün üretilmesi için, pamuğun üretilmesinden kumaşa dönüşmesine kadar geçtiği tüm süreçlerde kullanılan su miktarı bir insanın 2,5 yıllık su tüketimine eşit. Her yıl yaklaşık 100 milyar giysi üretiliyor ve bu miktarın yüzde 87’si çöpe atılıyor!
Doğaya ve insana büyük zararlar veren böyle bir moda anlayışı mı yoksa doğayla barışık, kaliteli ve uzun ömürlü giysiler midir makbul olan?Aklı başında her emekçi kuşkusuz ikincisinin doğru olduğunu söyleyecektir. Kapitalistlerin ekolojik tekstil yalanı bir yana elbette bu sistemde böylesi bir üretim mümkün değildir çünkü kârlı değildir. Bu gerçek kapitalizmin yıkılması için bir nedenimiz daha olduğunu göstermiyor mu?
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Umut Sende Bende Bizde...
- “Ne Olacak Bu Memleketin Hali?”
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Ülkeyi Şirket Gibi Yönetmek…
- İşçilerin Birliği ve Dayanışması Güçlendikçe Umut da Büyür!
- İşçi Dayanışması 199. Sayı Çıktı!
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Özgür Olmak Demek…
- Hangisi Daha Zor?
- Olur Kardeşim Olur!
- Yiyorlar, İçiyorlar Hesabı Bize Ödetiyorlar
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
Son Eklenenler
- Lübnan Ulusal İşçi ve Çalışan Sendikaları Federasyonu (FENASOL), İsrail’in Lübnan’a yönelik saldırılarının yoğunlaşmasının ardından uluslararası dayanışma çağrısı yükseltmişti. UİD-DER, FENASOL’un dayanışma çağrısının ardından Lübnanlı emekçilerin...
- Filistin halkıyla dayanışma eylemlerini aralıksız sürdüren İngiltere işçi sınıfı emperyalist savaş karşıtı mücadelesine devam ediyor. 28 Kasım gününü “Filistin için İşyeri Eylem Günü” ilan eden işçi, emekçi ve öğrenciler ülke çapında kitlesel...
- 30 Kasımda KESK tarafından Ankara’da düzenlenecek miting öncesi 2021 Tüm Emekliler Sendikası çeşitli kentlerde “Emekliler Ankara’ya Yürüyor” başlıklı basın açıklamaları gerçekleştirdi. Tekirdağ’da Hasan Ali Yücel Meydanı’nda gerçekleştirilen...
- Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarının özelleştirilmesine karşı yeraltında ve yer üstünde eylemler yapan Türkiye Maden İşçileri Sendikası ve Tes-İş Sendikası üyesi işçiler, Enerji Bakanlığıyla yapılan görüşmelerden olumlu sonuç alınamaması...
- Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla, başta İstanbul olmak üzere pek çok kentte, sendika yöneticilerinin, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü üyelerinin, gazeteci ve yazarların aralarında olduğu 200’den fazla kişinin gece yarısı...
- Türkiye’nin dört bir yanında, ücretlerini yükseltmek, sendikalaşmak istedikleri için mücadele eden işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Siyasi iktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin...
- İspanya’nın Barcelona kentinde on binlerce emekçinin katılımıyla 23 Kasımda yüksek kira fiyatlarına karşı bir protesto gösterisi düzenlendi. Konut kiralarının düşürülmesi ve daha iyi yaşam koşulları talepleriyle bir araya gelen işçi ve emekçiler,...
- 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 23 ve 25 Kasımda dünyanın dört bir yanında emekçi kadınlar meydanlara çıkarak öfkelerini haykırdı. Kapitalizm altında çifte ezilmişliğe maruz kalan emekçi kadınlar, kadına şiddetin...
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...