Buradasınız
İranlı Mülteci Sosyalistlerle Söyleşi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
İran işçi sınıfına dönük baskıların son bulması için bir imza kampanyası başlatan UİD-DER, İranlı mülteci ve göçmen sosyalist işçilerle 1 Mayıs’ta buluştu. “Bütün Ülkelerin İşçileri Birleşin!”, “Politik Tutsaklar ve Tutuklu İşçi Önderleri Serbest Bırakılsın!” pankartı açan İranlı işçiler, Rıza Şahabi gibi İran’da tutsak işçi önderlerinin fotoğraflarını taşıyorlardı. UİD-DER’in kortejinde ise İran işçi sınıfıyla dayanışmayı ifade eden dövizler de taşındı. Dövizlerde “İran İşçi Sınıfına Yönelik Baskılara Son”, “İran’da Tutsak İşçilere Özgürlük”, “Yaşasın Enternasyonal Dayanışma!” sloganları hem Türkçe hem de Farsça yazılmıştı. İran’da işçi sınıfı üzerindeki baskılar artıyor. İşçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor. İşçilerin örgütlenmeleri, sendikal ve siyasal faaliyette bulunmaları engelleniyor. Örgütlenmeye, sendika kurmaya çalışan ve kendi sınıf çıkarları için faaliyette bulunan tüm işçiler ve işçi önderleri ağır baskılarla yüz yüze kalıyor. Molla rejimi, işçileri ve işçi önderlerini tutukluyor, işkence yapıyor, hapislere atıyor, idam ediyor. Bu zulümden kaçan İranlı mülteci sosyalist işçiler 1 Mayıs’a katılarak, İran’da baskı altında tutulan işçi sınıfının, cezaevlerine atılan, hasta oldukları halde tedavi edilmeyen tutsak işçi önderlerinin sesini dünyaya duyurmaya çalıştılar. İranlı mültecilerden biri olan Muhammed Aşrafi ile bir söyleşi yaptık.
UİD-DER: Merhaba. Hoş geldiniz UİD-DER’li işçilerin kortejine, 1 Mayıs alanına.
Muhammed Aşrafi: Hoş bulduk, sağ olun. Ben de işçilere ve sizlere hayırlı olsun diyorum, 1 Mayısınızı tebrik ediyorum.
Çok teşekkür ediyoruz. İranlı siyasi göçmen işçilersiniz, durumunuzdan bahseder misiniz?
Biz burada İranlı mültecileriz. İran’daki diktatörlükten ve hükümetten kaçtık. Bizim işçi arkadaşlarımız şimdi cezaevindeler. Birisine 20, birisine 11, birisine 6, birisine 7 sene ceza verdiler. Çoğu zindana atılmış durumda. Biz de cezaevine düşmemek için kaçtık. Şimdi de buraya, 1 Mayıs’a geldik, cezaevindeki arkadaşlarımızın sesini bütün dünyaya duyurmak istiyoruz, bize yardım edilmesini istiyoruz. İslam Cumhuriyeti insanlara zulüm ediyor, işçileri asıyor, işçileri öldürüyor. İran’da sendika kurmak, birleşmek parti kurmak yasak... İnsanlar haklarını istediğinde, hukuk istediğinde tutup cezaevine atıyorlar, işkence yapıyorlar. İnsanların özgürlüğü yok, kimse serbest değil. Dünya işçilerinin bize yardım etmesini temenni ediyoruz. İstiyoruz ki, İran’da da özgürlük olsun. Hukuk olsun, işçiler sendikalarını ve partilerini kurabilsinler.
Evet, durumunuz gerçekten de kötü. Çok büyük haksızlıkların ve zulmün olduğu İran’dan geliyorsunuz. Burada da mülteci durumundasınız, eminiz ki burada da sıkıntılarınız vardır. Ne gibi sıkıntılar yaşıyorsunuz burada?
Burada da sıkıntılarımız çok. Burada tüm mülteciler sıkıntı içinde, hiç paramız yok. Türkiye polisi, “sizin çalışma hakkınız yok” diyor. Çalışamadığımız için para kazanamıyoruz. Nereden para bulacağız, nasıl geçineceğiz? Geçinmemiz için İran’dan para toplayıp gönderiyorlar. Burada bizler, mülteciler 200-300 lirayla geçiniyoruz. Ev kirasına 200-300 lira veriyoruz. Öyle günler oluyor ki, mülteciler iki günde bir, bir öğün yemek yiyorlar. Çalışamadıkları için mülteciler, yemek bulamıyorlar. Biz buraya gelebildik, daha çok arkadaşımız gelecekti, ama paraları olmadığı için gelemediler.Sizler aramızda olduğunuz için mutluyuz. Ama buraya gelemeyen arkadaşlarınız için de çok üzgünüz. Umarız bu zorlukları birlikte, uluslararası dayanışmayla aşabiliriz. Çok daha güzel bir dünyada, beraberce yaşayabilelim. UİD-DER olarak, İran İşçi Sınıfına Yönelik Baskılara Son kampanyası başlattık. Binlerce imza topladık, sendikacılar, aydınlar ve sanatçılar imza kampanyasına destek oldular. İran’da ezilen ve sömürülen işçilere destek olmak istedik. Tutuklanan, tedavi edilmeyen sendikacılar serbest bırakılsın istedik. Bu kampanya hakkında ne düşünüyorsunuz, ne söylemek istersiniz?
Elbette bilgim var sizin imza topladığınızdan. İranlı işçiler olarak teşekkür ediyoruz. Şunu da söylemek isterim: Fikrimiz, işçiler kendi hükümetlerini kurduklarında dünya güzelleşecek. Eğer işçiler kendi hükümetlerini kurmak istiyorlarsa, ayrı yol olmadığını bilmeliler. Sosyalizmde birleşmeliler. Kapitalizm öyle bir yere gelmiş durumda ki, insanların istediklerini veremez. Kapitalizm büyük bir kriz yaşıyor. Krizini aşmak için dünyanın her yerinde savaş başlatıyor, insanları öldürüyor. Savaşla işçilerin birliğinin önüne geçmek, bizi yolumuzdan çıkartmak istiyor. Ama ben bunu anlıyorum, İran’ın işçileri de bunu anlıyorlar. O zaman biz kendi ilişkimizi kuracağız ki, bütün insanlar, bütün işçiler ne yapıp edip mutlaka birleşmeliler; kendi hükümetlerini kurmalılar. Sosyalizmden başka yol yok!
Çok güzel anlattınız. İşçilerin birleşmesi, mücadelesi etmesi gerekiyor. Bu sömürü düzeninden bizi kurtaracak olan örgütlü mücadeledir. Bugün 1 Mayıs, 1 Mayıs alanına geldik. Örgütlü mücadelemizi ilerletiyoruz. Sizler de yanımızdasınız, aramızdasınız bugün. Dünyanın bütün işçileriyle aynı anda alanlarda olmak, bugün UİD-DER’li işçilerin arasında olmak ne hissettiriyor size?
1 Mayıs işçilerin bir nişanesidir. Eğer işçiler haklarını elde etmek istiyorlarsa birleşmeliler. Fakat yalnızca 1 Mayıs’ta değil. Her zaman 1 Mayıs’taki gibi birleşmeliyiz. O zaman istediğimizi yapacak ve istediğimizi alacağız. O zaman dünyayı ele geçirebiliriz. Biz şunu anlamalıyız ki, bundan 33 yıl önce İran’da devrim yaptık. Emperyalizm geldi bizim başımıza çorap ördü, bizi yolumuzdan çıkardı. Biz yanlış yaptık, işçileri Humeyni’nin arkasına taktık. Dedik ki, Humeyni emperyalizmle zıttır, anti-emperyalisttir. Ama Humeyni anti-emperyalist değildi. Sonra emperyalizm Humeyni eliyle bizi kırdırdı. Sendikalarımızı, partilerimizi kökten ortadan kaldırdı. Şimdi, geçmişteki zarar ve ziyanların acısını çekiyoruz. Bundan dolayı, ben dünya işçilerinden emperyalizmin ve kapitalizmin arkasından gitmemelerini istiyorum. Emperyalistlerin ve kapitalistlerin hepsi aynıdır, birbirlerinden bir farkları yoktur. Dünya işçilerinin bağımsız, kendi cepheleri olmalı, kendi kurumları olmalı. Bunlar kapitalizmle çatışmalı, ona savaş açmalılar. Ancak o zaman kendi haklarını elde edebilirler.
Burada olduğunuz için mutlu musunuz? Türkiyeli işçiler, buradaki patronlara, buradaki egemenlere, zulüm edenlere karşı haykırıyorlar. Siz de bugün aramızdasınız.
Evet, benim çok çok hoşuma gidiyor, seviniyorum burada olmaktan. Öz arkadaşlarımın, öz yoldaşlarımın arasındayım. Dünyadaki yoldaşlarımın, hususi olarak da Türkiyeli yoldaşlarımın yanındayım. Cezaevindeki arkadaşlarımın sesini dünyaya duyurmaya geldik.
Teşekkür ederiz. Aramızda bulunduğunuz için çok mutluyuz. Tekrar görüşmek üzere…
Çok sağ olun. Ben de sizlere, Türkiye’nin işçilerine, dost halklarına çok çok teşekkür ederim. Çok yaşayasınız.
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- İstanbul 112 Ambulans çalışanları ve SES İstanbul Şubeleri, 26 Temmuz Cuma günü Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimliği binası önünde, yaşanan sorunlara çözüm bulunması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan basın açıklamasına 112...
- Otoriter, faşist rejimlerin iktidarda olduğu dönemlerde toplumsal değerler aşındırılır, insanlar yalnızlaştırılır, bencillik ve bireycilik daha fazla öne çıkar. Zulme ve haksızlığa karşı çıkmak aptalca, kişisel çıkarları ön planda tutmak, bunun için...
- Kemal Türkler anılırken yaşadığı dönemle ve mücadele arkadaşlarıyla, sınıf mücadelesinde elde ettikleri kazanımlarla anılıyor. Bize öyle önemli bir miras bırakmış ki katledilişinin 44. senesinde bizler onu hâlâ aramızda ve kavgamızda hissediyoruz....
- İstanbul Çatalca’da bulunan, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri üretimi yapılan Polonez’de baskılar ve hukuksuzluklar artıyor, işçiler de sendikal haklarına sahip çıkmaya devam ediyor. Tekgıda-İş Sendikasının yeterli çoğunluğu sağlayarak...
- Siyasi iktidar Türkiye’nin dört bir yanını maden şirketlerine peşkeş çekmeye devam ediyor. Son olarak Emsa Enerji ve Madencilik şirketi Tokat’ta 30’dan fazla köyün yaylası ve su havzası olan Sorhun Obasında altın aramak için sondaj çalışmalarına...
- Sermaye sınıfının sendika düşmanlığına ve ücret gasplarına karşı işçilerin ve emekçilerin mücadeleleri sürüyor. İstanbul Çatalca’da Polonez işçileri patronun sendika düşmanlığına karşı direnişe geçti. Şişli Belediyesi işçileri ücretlerinin eksiksiz...
- “Fabrikadaki çoğu kadın 600-700 işçiye haklarının ellerinden gideceğini anlattığımızda protestoya katılmayı tereddütsüz kabul ettiler. Fabrikada sendikasız işçi yoktu. Kadınlar erkeklerden daha bilinçliydi. Sınıfsal olarak da meseleyi biliyorlardı....
- Başka dilde bir şarkı söylendiğinde sözlerini anlamayız. Yine de şarkıda akan hisler yüreğimize kolaylıkla işler. Elbette müziğin gücü ve evrenselliğidir bu. Ancak esas güç, egemenlerin ne yaparlarsa yapsınlar önüne geçemeyecekleri duygudaşlık...
- DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in Genel Başkanı, Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi Kemal Türkler, katledilişinin 44’üncü yılında Topkapı Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. 22 Temmuzda gerçekleştirilen anmaya DİSK’e bağlı sendikaların üye ve...
- Türkiye işçi hareketinin yükselişe geçtiği 1960-1980 arası dönemi düşündüğümüzde bu yükselişe büyük katkısı olan Maden-İş geleneğini ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler’i anmamak olmaz. Kemal Türkler, bu dönemin sembolü haline gelmiş isimlerden...
- Kemal Türkler… DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in unutulmaz önderi… Dürüst, namuslu ve yüreği işçi sınıfından yana atan bir sendikacı… Katledilişinin 44. yıldönümünde büyük işçi önderi Kemal Türkler'i saygıyla anıyoruz.
- Özçelik-İş’in örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine işçiler 20 Haziranda greve başladı. Sakarya Şehir Hastanesi şantiyesinde çalışan İYİ-SEN üyesi taşeron işçilerinin ücret gaspına karşı 22...
- Bangladeş’te kamu sektöründe istihdam kotasına karşı öğrencilerin başlattığı protestolar büyüyerek devam ediyor. Kamu sektöründe kota sisteminin kaldırılmasını talep eden öğrenciler ve emekçiler kamuda işe alımda liyakata dayalı bir sistem...