Buradasınız
İş Güvenliği Uzmanları: Günah Keçisi Olmayacağız!
Bir grup iş güvenliği uzmanı

Son senelerde adını sıkça duyduğumuz ve hemen hemen her işyerinde uzmanıyla karşılaştığımız bir meslek var. İş güvenliği uzmanlığı… Sıkça duyuyoruz bu mesleğin adını çünkü iş kazaları ve iş cinayetleri her gün, her ay, her yıl giderek artıyor. Türkiye bu alanda rekor üstüne rekor kırıyor. 3. Havalimanı inşaatında 400 işçinin iş cinayetine kurban gittiği yönünde haberler çıkması, Türkiye’de iş kazaları yönünden nasıl vahim bir tablo ile karşı karşıya olduğumuzu gözler önüne seriyor. Son olarak 2017 yılında 2006 işçi iş cinayetlerinde hayatını yitirdi. Bunlara önlem alınması için (bizlere böyle söyleniyor) işyerlerinde iş güvenliği uzmanı çalıştırma zorunluluğu getirildi.
Peki, ne yapar iş güvenliği uzmanları, ya da ne yapmalıdır? Görevleri nelerdir? Bu soruyu basitçe “işyerlerinde risk oluşturabilecek durumları önceden tespit edip gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak” şeklinde cevaplayabiliriz. Gelin görün ki gerçekte durum hiç de böyle değil. Tüm bu konularda iş güvenliği uzmanları pek dikkate alınmıyor. Sorunları tespit etmek kolay ama bunların çözümlerini hayata geçirmek maalesef o kadar da kolay olmuyor. Alınması gereken önlemler patronlar tarafından maliyet olarak görülüyor. Biraz duyarlı bir insansan önlem alınması için çaba sarf edebilirsin. Ancak çoğu kişi, işsiz kalma korkusuyla patron ne diyorsa onu yapıyor. Ölüme yol açacak bir duruma bile sessiz kalabiliyor. Neden mi? Çünkü o da işyerinde çalışan diğer işçiler gibi maaşını patrondan alıyor, ona bağlı çalışıyor. Patron isterse onu kolaylıkla işten çıkarabiliyor.
Ama iş güvenliği uzmanlarının dikkate alındığı bir durum var. Ölümlü iş kazası yani iş cinayeti durumunda… Özellikle medyaya yansıyan büyük iş kazalarının yaşandığı durumlarda, toplu ölümlerin olduğu katliamlarda… Medyaya yansıyınca hemen bir sorumlu yani günah keçisi aranır. Bunlar da genellikle iş güvenliği uzmanları olur. Gözaltına alınır veya tutuklanırlar. Böylece alınması gereken önlemleri engelleyen patronlar ve temsilcileri aklanmış olur. Onların hiç suçu olmaz!
İş güvenliği uzmanları sorumlu tutulacaksa, öncelikle patronların boyunduruğu altından çıkarılmalıdır. İşsiz kalma korkusu yaşamamalıdır. Ne patronla, ne de patron vekilleriyle muhatap olmak zorunda kalmamalıdır. Bu koşullar sağlanırsa yaşanacak iş kazaları ve işçi ölümlerinde uzmandan da hesap sorulabilir. Ama uzmanı patrona bağımlı çalıştırıp, işyerlerinde gerekli denetimleri yapmayıp, patronlara yaptırım uygulamayıp, işçi öldüğünde de uzmanı tutuklarsanız ortaya başka bir sonuç çıkar. Düzen, iş güvenliği uzmanlarını iş kazalarını azaltmak için değil yaşanan iş cinayetlerinde patronları aklamak için kullanıyor.
İş güvenliği uzmanları da tüm işçiler gibi örgütlenmeli, mücadele etmelidir. Hep beraber haykırmalıdırlar: “Günah keçisi olmayacağız!”
Patronlar İçin İşsizlik mi?
3. Havalimanı İnşaatında Ölümüne Mesai!
- İşyerinde Gelen Ölümler
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
Son Eklenenler
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...