Buradasınız
Patronlar İçin İşsizlik mi?
Bahçelievler’den bir grup eğitim emekçisi

İçerisinde yaşadığımız toplumsal ve ekonomik sistemin adı kapitalizmdir, bu sistem yapısı gereği toplumu iki farklı gruba ayırır: işçiler ve patronlar. Bu sebeple konu her ne olursa olsun, yani hayatla ilgili neden bahsedersek bahsedelim karşımıza iki farklı sınıf çıkarı ortaya çıkar. Sanki iki ayrı göz, iki ayrı pencereden izler bu dünyayı. İki farklı sınıf; onlar ve biz, patronlar ve işçiler. Sınıf bilinçli işçiler yaşamı bu gerçek üzerinden farklı yorumlar.
Mesela işsizlik meselesine, işçi sınıfı ve patronlar açısından bakmaya çalışalım. İşsizlik işçi sınıfı için ne anlama, burjuvazi açısından ne anlama gelmektedir? Bu sorulara yanıt arayalım. Şüphesiz hangi sınıf açısından bakıldığına göre yanıtlar çok farklı olacaktır. İşçi yaşamını idame ettirmek için emek gücünü satar. Bu satış gerçekleşmediğinde yani bir iş sahibi olmadığında işsiz olur. İş sahibi olmak işçi açısından yaşamın devam etmesi için gereklidir. İşçinin işi olmayınca bugünün koşullarında kirasının, mutfak masrafının, faturalarının ve borçlarının ödenmesi sekteye uğrar. Moral motivasyonu bozulur. Toplumsal saygınlığı azalır. İşsizlik insanı suça sürükleyebilir, istismar edilmeye açık hale getirebilir. Bir de ailesi ya da bakma zorunluluğu olan insanlar varsa, işçinin işsizliği doğrudan o insanların da yaşamlarını olumsuz etkiler. Böylece sorunlar büyür, içinden çıkılmaz hale gelir. Açıkçası işsizlik ve bunun sürekli hale gelmesi bir işçi açısından yaşamın cehenneme dönmesiyle denktir desek çok da abartmış olmayız. Öte yandan bir de işsizlik korkusu vardır ki bu işçi sınıfının tamamının kafasının üzerinde sallanan bir kılıç gibidir. Tek tek bireyler olarak yukarıda saydığımız olumsuz sonuçları bilen işçi kardeşlerimiz, işsizlik korkusuyla pek çok durumda seslerini çıkartmama, en olmayacak dayatmalara dahi rıza gösterme eğilimindedirler. Bu durumun pek çok örneğini her gün yaşadığımız, çalıştığımız yerlerde görmekteyiz.
İşsizliğe bir de burjuvazi açısından bakalım;
Biz işçilerin emek gücünü satın alanlar patronlardır. Her satın alanın istediği gibi patronlar da, olabildiğince ucuza emek gücü satın almak isterler. Peki, bu nasıl olabilir? İşçiler çok zor çalışma şartlarına ve düşük ücretlere nasıl razı oluyorlar? Örgütsüzlük ve işsizlik korkusu biz işçilerin boynunu büküyor. Sistem zaten bir eğilim olarak işsizler ordusu yaratır ve patronlar diledikleri gibi bu işsizler ordusunu iş sahibi olanlara karşı kullanırlar. İşsizleri ücretleri düşük tutmak için kullanırlar. Patronlar kâr hırsıyla tutuştukları için ucuza işçi çalıştırıp daha fazla kâr elde etmek isterler. Dolayısıyla daha düşük ücrete çalışacak işçiler ararlar. Eğer her işçi iş sahibi olsaydı patronlar işçilerin hak talepleri karşısında bugünkü kadar rahat olamazdı. Kapitalist sistemde her işçinin iş sahibi olması mümkün değildir. Bir kısım işçinin işsizliği her zaman patronların işine gelen bir durumdur.
İşsizliğe iki farklı sınıfın penceresinden bakmaya çalıştık. Görünen o ki; işçi sınıfı ve burjuvazinin işsizlik konusunda uzlaşmaz çıkarları var. İşçiler için yaşamın cehenneme dönmesi olan işsizlik; burjuvalar açısından gerekli bir şey. Sorunun çözümü sömürü sisteminin ortadan kalkmasıdır. Burjuvazi imtiyazlarından vazgeçmek istemeyecektir. Öte yandan biz işçiler de yaşamımızın cehenneme dönmesine daha fazla izin vermemeliyiz. Burjuvazinin işçi sınıfına bir iyiliği olmayacağını unutmamalıyız. Biz işçileri ancak biz işçiler kurtarabilir. Gücümüz birlikteliğimizde ve örgütlü mücadelemizdedir. Yaşasın işçilerin birliği!
İşsizlik Azalıyor mu?
- Çare Sınıfımızda ve Örgütlü Mücadelemizde
- “Eşim Öyle Yerlere İzin Vermiyor”
- Hafta Tatili Haktır, Gasp Edilemez!
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
Son Eklenenler
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...