Buradasınız
İşçilere Yıllık İzin Dayatması
Gebze’den bir petrokimya işçisi
Dünya son günlerde koronavirüse karşı adeta “savaş” açtı. Medya aracılığıyla seferberlik ilan edildi. Sokağa çıkma yasaklarından, sınırların kapanmasına ve ticaretin durdurulmasına kadar birçok önlemden bahsediliyor. Çeşitli ülkeler ve aldıkları önlemler sık sık konuşuluyor, birbiriyle kıyaslanıyor. Türkiye’de alınan önlemlerle dünyaya örnek olduğumuz açıklamaları yapılsa da önlemler salgına karşı değil adeta işçilere karşı alınıyor.
Pek çok fabrikada, işyerinde üretime ara verme kararları açıklanıyor. Çalıştığım fabrikanın da tedarikçisi olduğu ana firmanın durması üzerine işyerimizde kısmi duruş kararı alındı. Yıllık izinler gündeme geldi. Yıllık izinlerimizi yazın kullanıyor olmamız gerekirken, patron bizleri yıllık izine çıkarmak istediğini söyledi. Hatta rızamızı almadan izin listelerini astı. Bir an belki, “ne olmuş canım, ülke ne hale geldi, yıllık izninize erken çıkın” diyenleriniz olacak. Asıl mesele yıllık izne çıkıp çıkmamak değil, mesele yıllık izin kullanımında işçilerin söz hakkıdır. Fakat patronlar işlerin azaldığı dönemlerde mesela kışın ortasında işçilere yıllık izin kullandırmak istiyorlar. Hâlbuki kanunlar yıllık izinler işçilerin onayı olmadan kullandırılamaz diyor. Fakat yıllık izin formlarını patron zorla veriyor ve üzerinde de “yıllık izin talep formu”, “yıllık iznimi kullanmak istiyorum” gibi cümleler yer alıyor. Sanki izni biz talep ediyoruz ve biz istiyoruz.
Patronlar izin hakkımıza saldırma cesaretini iktidarın çıkardığı yasalardan alıyor. Daha önceki yıllarda yıllık izin, bir bölümü 10 günden az olmamak üzere en fazla 3’e bölünebiliyordu. 2016 Nisanında işçilerin yıllık izin hakkı ile ilgili değişiklilerin yer aldığı torba yasanın Meclisten geçmesi ve yürürlüğe girmesi üzerine bu durum değişti. İş Kanununda ve ardından Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliğinde yapılan değişiklikle yıllık izinlerin nasıl bölüneceği yeniden düzenlendi. Buna göre Kanunun 56’ıncı maddesindeki “yıllık izin süreleri tarafların anlaşması ile bir bölümü 10 günden aşağı olmamak üzere en çok üçe bölünebilir” ibaresi “yıllık izin süreleri tarafların anlaşması ile bir bölümü 10 günden aşağı olmamak üzere bölümler halinde kullanılabilir” şeklinde değiştirildi. Buna göre yıllık iznin bir bölümü 10 günden az olmamak üzere geri kalan kısmının bölünmesinde bir sınırlama yoktur”. Bu durum, patronun saldırılarını güçlendiriyor. Yani iktidar sahipleri işçilerin karşısında dik durabilmesi için adeta patronlara güç veriyor.
Neyse ki bizler sendikalıyız ve sendikanın örgütlü gücüne güvenerek temsilcilerimiz aracılığıyla çalıştığımız fabrikada bu duruma itiraz ettik. Biraz direttikten sonra birer hafta ücretli izne çıkarmayı kabul etti patron. Tabi buna rağmen izinli olduğumuz sürede kısa çalışma ödeneğinden yararlanacağız. Bu da ücretimizin brütünün %60’ını almamız demek ve bu sürede sadece sağlık sigortası kapsamındayız. Yani sigorta primlerimiz kısıtlı yatırılacak. Ücretlerimizi İŞKUR ödeyecek. Para yine işçinin cebinden çıkacak. İşsizlik Sigortası Fonundan karşılanacak. Üstelik kendi paramız olduğu halde işsizlik fonu ücretimizin tamamını karşılamıyor. Hâlbuki hükümet patronlara her yıl işsizlik fonundan milyarlarca lirayı peşkeş çekiyor. Dün olduğu gibi bugün de haklarımız saldırı altındadır. Biz koronavirüsü bahane edip haklarımıza saldıran bir iktidar istemiyoruz. Gelinen noktada krizin yükünü işçi sınıfının sırtına yıkan patronlara koronavirüs can simidi olmuştur.
Koronavirüs bahanesiyle işçi haklarına saldırmak kapitalist düzenin ikiyüzlü doğasından kaynaklanıyor. İşçilerin doğası ise birlikte ürettikleri gibi birlikte hareket edip koronavirüs maskesi ardına gizlenmiş sermaye saldırılarına karşı uyanık olmaktır. Hani ekranlarda deniyor ya “koronavirüs alacağınız tedbirlerden daha güçlü değildir” diye, biz de diyoruz ki “sermayenin saldırıları, örgütlü işçi sınıfından daha güçlü değildir!”
- Gevrek “Susamlı Tavuk”
- Koronavirüs Sınıf Ayrımı Yapmıyor mu?
- Salgında İşçi Sağlığı Hiçe Sayılıyor!
- Patrondan Covid-19 Önlemleri
- Koronavirüsle Geçirdiğimiz 9 Ayın Bilançosu
- Maskeye Emanet Edilmiş İşçi Sağlığı ve İşten Atmaların Yeni Bahanesi Maske
- Patronlar Koronavirüsü Tepe Tepe Kullanırken Asıl Faturayı Biz İşçiler Ödüyoruz
- Şantiyede Sözde Korona Önlemleri
- Hayat Eve Sığar mı?
- İşçi Sınıfıdır Bizim Asıl Ailemiz
- Bakan’a mı İnanalım Yaşadıklarımıza mı?
- Adımız Koronalıya Çıktı!
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Sözde Pandemi Önlemleri ve Küresel Açlık
- “Hijyene Dikkat Edin Ama Fazla Su, Sabun, Peçete Harcamayın”
- “Yeni Normal” Koşullarında Öğrencilerin Sınav Maratonu
- Gebzeli İşçiler Koronavirüsün İşçiler Üzerindeki Etkilerini Anlatıyor
- Gebzeli İşçiler Yeni Normali Değerlendiriyor
- Koronavirüsle Yaşamayı Öğrenmeli miyiz?
- Yağlı Ekmekleri Ballandı!
Son Eklenenler
- Bursa Kemalpaşa’da bulunan Eker Süt Ürünleri fabrikası işçileri Tekgıda-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılmış, direnişe başlamışlardı. Direnişçi işçiler 6 Ekim’de sendikalarıyla birlikte Bursa’da “Eker I Run” koşusu öncesi basın...
- Filistin’de yürüyen savaşın üzerinden 1 yıl geçti. Bugüne kadar 50 binin üzerinde insan İsrail’in saldırıları sonucu can verdi. İsrail devletinin Gazze’de sürdürdüğü soykırım ve katliam devam ediyor. Lübnan’a yapılan son saldırılarla birlikte...
- Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler, grevlerinin 39. gününde olan MKB Rondo işçileri ve aileleri grevlerinin 18. gününde Tarkett grevcilerini ziyaret etti. Dayanışma ziyaretinde “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor”...
- ABD’nin New York’tan Miami ve Houston’a kadar tüm Doğu ve Körfez kıyısı limanlarında 45 bini aşkın liman işçisi toplu sözleşme görüşmelerindeki ücret ve çalışma koşullarındaki anlaşmazlık nedeniyle 1 Ekimde greve gitti. Uluslararası Liman İşçileri...
- Türkiye’de iktidar sözcüleri sık sık “Avrupa bizi kıskanıyor”, “dünya bizi kıskanıyor” diyerek böbürleniyorlardı. Türkiye’nin her tarafında doğalgaz, petrol gibi değerli madenler olduğunu, bu madenleri çıkartarak ekonomide çağ atlayacaklarını iddia...
- Birkaç hafta önce bir ablam ile ettiğim sohbet sonrası kelebeklerin benim için farklı bir anlam kazandığından bahsetmek istiyorum. Sohbet sırasında kelebekleri çok sevdiğimi özellikle de mavi kelebeklerin çok hoşuma gittiğini anlatmıştım. O da mavi...
- Fernas Madencilik işçileri işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, ücretlerin arttırılması ve sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması talebiyle haftalardır mücadele ediyorlar. İşçiler, Soma’dan Ankara’ya yaptıkları 8...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet İstiyoruz” şiarıyla düzenlediği işçi buluşmalarının sonuncusunu 3 Ekimde Ankara’da Anıt Park’ta düzenlediği mitingle gerçekleştirdi....
- Türkiye’nin çeşitli illerinde grev ve direnişlerden işçiler Emek Partisi milletvekilleriyle birlikte 3 Ekimde Mecliste basın açıklaması gerçekleştirdiler. Sabah saatlerinde Meclis’e gelen işçiler “ziyaretçi yasağı” gerekçe gösterilerek içeri...
- Manisa’nın Soma ilçesinde AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait olan Fernas Madencilik’te Bağımsız Maden-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan madencilerin direnişi sürüyor. 25 Eylülde Ankara’ya yürüyüş başlatan Fernas...
- Fransa’nın en büyük sendika konfederasyonu Genel İşçi Konfederasyonu CGT’nin çağrısıyla 1 Ekimde Fransa genelinde işçi ve emekçiler greve gitti. İşçiler ücretlerin yükseltilmesini, kamu hizmetlerine ayrılan fonların arttırılmasını, işsizlik...
- Katil İsrail devleti, Gazze’deki saldırılarını bir yıldır sürdürürken Lübnan’a yönelik son saldırılarıyla bölgeyi daha da büyük bir yıkıma sürüklüyor. Gazze’de 42 bine yakın insanı öldüren, Lübnan’ı bombalayarak birkaç günde bine yakın insanı...
- 24 Eylülde Avustralya’nın en büyük sağlık sistemi NSW’ye bağlı çalışan binlerce sağlık işçisi iş bıraktı. Eylül ayı içerisinde 2 kez iş bırakan işçiler, Sidney’deki Hyde Park’tan Parlamento Binasına yürüyerek “yüzde 15 zam istiyoruz” sloganlarını...