Buradasınız
İşçilerin Üzerine Çöken Karabasan: Yoksulluk!
Gebze’den bir kadın işçi

Bir işçi çocuğu olarak gözlerimi dünyaya açtığımdan beri yoksul olduğumuzu bilirim. Babam fabrika işçisiydi. Biz de o zamanlar köyde yaşadığımız için çiftçiydik ve sabahın erken saatlerinde bağ, bahçe, tarla işleri için çıktığımız evimize geç saatlerde karnımızı doyurmak ve uyumak için gelirdik. Bu o zamanlar çocuk aklımla zoruma giderdi. Çünkü televizyon ekranlarından gösterilen her filmde, her programda zenginlerin hayatlarına dair şu alt metin verilirdi: “Tırnaklarımızla kazıdık geldiğimiz yeri. Çok çalışarak hak ederek geldik biz bu günlere…” Ben de babama sorardım hep “baba sen fabrikada biz de köyde çok çalışıyoruz biz neden zengin olmuyoruz?” diye. Babam da öfkesinden saymaya başlardı. Sinirlerine hâkim olamaz yatışana kadar söverdi. “Neyi tırnağıyla kazıyacak bunlar? İşçinin maaşından vergi, vergi, vergi… Doymak bilmiyorlar ki, ben bunlara para yedirmekten size para getiremiyorum ki istediğiniz bir şeyi düşünmeden alabileyim” diye devam eden sözlerini zaman zaman hatırlıyorum sevgili babacığımın. O zamanlar çocuk olduğum için ne demek istediğine pek de anlam veremiyordum ama hafızamda yer etmiş. Şimdi sınıf bilinçli bir işçi olarak artık gayet iyi anlıyorum ne demek istediğini.
Yıllar geçti o zamandan bu zamana ve ben de bir işçi oldum babam gibi. Babamın bahsettiği verginin ne olduğunu iliklerime kadar hissediyorum. Yoksulluğu, üç kuruşa tükenircesine çalışmanın ne olduğunu yaşayarak görüyor ve anlıyorum. Bakkala, markete, manava giderken cebimdeki paraya iyice bir bakıyorum. “Bu parayla ne almalıyım, nasıl harcamalıyım?” diye. Çünkü ben de çok çalışan ama elinde asgari ücretten başka bir şeyi olmayan bir işçiyim. Bize her fırsatta söylenen “çok çalışırsanız, kafanızı kullanırsanız siz de kendi işinizin sahibi olabilirsiniz” sözlerini hepimiz hayatımızın farklı dönemlerinde duymuşuzdur bir şekilde. Ancak bilmeliyiz ki bu kocaman bir yalandır! Çok çalışalım ki onlara daha çok kazandıralım istiyorlar. Çok çalışalım ki onların bize yaptığı onca eziyeti görüp fark etmeyelim istiyorlar. Asıl gerçek şu ki biz ayrı sınıfız onlar ayrı bir sınıf!
İşte bu gerçeği, yüzyıllardır süren ezen ve ezilenlerin arasındaki kavgayı işçi sınıfının sanatçıları bizlere şiirleriyle, romanlarıyla, şarkılarıyla, öyküleriyle anlatmaya gayret etmişler. Tıpkı Orhan Kemal gibi. O işçilerin yaşadığı çilelere hep işçilerle yan yana çalışırken şahit olmuş ve kalemine dökmüş namuslu bir yazardır. Yoksulların elinden varını yoğunu çekip almak isteyen yağmacı sürüsünün işçiyi nasıl kandırıp oyuna getirdiğini yalın bir üslupla anlatmıştır. Hakkında açılan davalardan birinde mahkemeye çıkarıldığında hâkim sormuş Orhan Kemal’e, “niçin hep yoksulların hayatını yazıyorsun, bu memlekette zenginler de yaşıyor. Onların da hayatını neden yazmıyorsun?” diye. Orhan Kemal de “Ben çok iyi bildiğimi yazmak isterim… Yazmak için görmeliyim, yaşamalıyım. Ben tanıdığım insanları yazdım” der hâkime. Orhan Kemal ve işçi sınıfının nice sanatçıları biz işçilerin gözünü açıp “çok çalışmakla refaha kavuşulabileceği” yalanına inanmamamız için yazmışlar romanlarını. Gerçekleri yazmışlar ve bizlere de göstermişler. Yoksulluk ne kaderdir ne de ebedidir. Yoksulluk patronlar sınıfının işçilerin sırtına vurduğu bir kırbaçtan başka bir şey değildir!
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...