Buradasınız
İşten Atılan Alesta Etiket İşçileri Anlatıyor!

Alesta Etiket işçileri 21 Nisan Çarşamba gününden bu yana fabrika önünde direnişteler. UİD-DER’li işçiler olarak Alesta Etiket işçilerinin direnişlerine başından bu yana destek oluyoruz. Alesta Etiket işçileriyle yaptığımız söyleşimizi yayınlıyoruz.
UİD-DER: Direniş süreciniz nasıl başladı?
Alesta Etiket işçisi (1): Ben 6 yıldır burada çalışan bir işçiyim. Yaklaşık 3 yıldır sürekli zam sözü verilmesine rağmen yerine getirilmedi. Özellikle de krizin patlak verdiği dönemde bırakın zammı, bütün işçilerin maaşlarından kazançları oranında kesintiler yapma kararı verildi. Bu kararın verildiği toplantıda bunun çok sürmeyeceği söylenmesine rağmen, 10 ay gibi bir süre boyunca bu kesintiler yapıldı. Kriz yüzünden maaşlarımızda kesintiler yapıldığı dönemde bile bizler mesaiye çağırılıyorduk. Üstelik mesai ücretlerimiz de ödenmiyordu. Son olarak, yılbaşında verilecek zam konusunda bir sürü sözler verildi. Ancak son üç aylık dönemde hiçbir gelişme olmadı, bir belirsizlik içinde bekleyip duruyorduk.
Alesta Etiket işçisi (2): Ben de 1,5 yıldır burada çalışıyorum. Olayın yaşandığı gün, bütün amacımız, zam yapılıp yapılmayacağı konusunda en azından bizlere bir açıklama yapılmasını sağlamaktı. Burası piyasada “sosyete matbaası” olarak bilinir ve en pahalı, en kazançlı işler yapılır. Türkiye’deki en büyük firmalara iş yapıyor. Mey Alkol, APS, Shell, Eczacıbaşı, Bayer Türk vs. daha birçok büyük şirket var. 3 vardiya 24 saat aralıksız çalışıyor ve ayrıca mesailer yapıyorduk. Ama ne ücretlerimiz ne mesailerimiz düzgün ödenmiyordu. İki yıldır mesai ücretlerini alamayan arkadaşlarımız var. Bu sıkıntımızı dile getirmek için patron Mehmet Karasu ile görüşmek istedik. Üretim müdürüne talebimizi ilettik, o da bizi insan kaynaklarına yönlendirdi. O ise bize sadece işimizin başına dönmemizi söyledi.
Bir kadın işçi: Makinelerimizin başında sadece “bari bir açıklama yapılsın” diye bekleyişimiz devam ederken, Mehmet Karasu bir elinde silah, diğerinde demir bir sopa ve ağzında insan onurunu hiçe sayan küfürlerle üretim alanımıza geldi. Bizlere saldırmaya başladı. Hepimizi silahla dışarı kadar takip etti. Bina dışında da üstümüze yürüdü. Aslında daha önceki dönemlerde buna yakın olaylar yaşadığımızda, hep işçilerin korkup işinin başına döndüğünü görmüştü. Bu sefer de öyle olacak sandı, ama bizler artık bütün bunları kabul edemezdik! Hakkımızı ve onurumuzu korumak için fabrika önünde direnme kararı aldık ve dava açtık. Sizlerin de desteği ve yardımıyla adım attık. Direnmeye de devam edeceğiz.
UİD-DER: Mehmet Karasu’nun, işçilerin birleşip zam taleplerini dile getirmesi karşısındaki pervasız ve aşağılayıcı tutum konusunda ne düşünüyorsunuz?
Alesta Etiket işçisi (1): Mehmet Karasu’nun ettiği hakaret ve küfürler onurumuza dokundu. Asla kabul edemiyoruz ve öfkeleniyoruz. İşçinin önce haklı olduğuna inanması gerekir. Sonuna kadar gideceğiz.
Alesta Etiket işçisi (2): Biz ilk görüşme talebimizi dile getirirken sadece bir açıklama yapılmasına bile razı olarak gitmiştik. “Zam olacak mı yoksa olmayacak mı” en azından bu bilgi bile yeterli gibi geliyordu. Ama yaşadıklarımız sonrasında, hakkımızı şimdiye kadar aramamamızın sonucunu görmüş olduk. Yaşadığımız olayları kayıt altına aldırmak için Kartal, Maltepe ve Bostancı ilçelerindeki bütün noterleri dolaştık. Ama kimse bu işe yanaşmadı. Elemanlarımız izinde diye bahaneler uydurdular. Bu da bize çok iyi gösterdi ki düzen kurumları da işçiden değil patronlardan yana tavır alıyorlar. Biz noterleri ciddi kurumlar olarak bilirdik. Oysa bu yaptıklarıyla suç işlemiş oluyorlar. Gerekirse hepsi hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Diğer taraftan, Mehmet Karasu bizim onurumuza saldırdı aslında. Bugüne kadar belki her şeye razı olarak çalıştık ama canımıza kastetmesi ve asla kaldırılamayacak küfürler söyleyerek saldırması son noktayı koydu. Bu hakaret ve küfürleri asla kabul etmeyeceğiz. Onurumuzla oynatmayacağız.
Bir kadın işçi: Adam bizi ezebileceği böcekler ve istediğini yapacak robotlar gibi görüyor. Hepimizde işimizden kaynaklı bir sürü rahatsızlıklar ortaya çıkmaya başladı. Ben belimden sorunlar yaşıyorum. Ne zaman zam istesek, “kapıdan adam çağırsak yapar bu işi” diyor ve ağır çalışma koşullarımıza rağmen küçümsüyorlardı. Bizleri değersiz görüyorlar. Bütün bunları da bizlerin birlik olamamasından cesaret alarak yapıyorlar.
Bir kadın Alesta işçisinin yakını: Yıllarca ben de çok zor şartlarda çalıştım ve hep kendi çabamla hakkımı aradım. İşçilik hayatım boyunca şunu çok iyi gördüm; patronların arkalarında devletin gücü var. Yani devleti de işverenler yani patronlar yönetiyor. İşçilere karşı davranışlarında cesaretlerini, bizlerin bilinçsiz ve dağınık olmamızdan alıyorlar. Alesta işçilerinin toplu halde işten atılmalarını ben büyük bir şans olarak görüyorum. Tek tek atılsaydılar belki de böyle bir birliktelik sağlayamazlardı.
UİD-DER: Yaşadıklarımız da gösteriyor ki patronlar kriz gerekçesiyle ağır çalışma koşullarını dayatmaya çalıştıkları gibi, bir de onurumuza ve canımıza kastedebilecek cesareti de kendilerinde buluyorlar. Bu şartlara karşı ve krizin bedelini ödememek için ne yapmalıyız?
Alesta Etiket işçisi (1): Sürekli dayanışma içinde olmalıyız. Birlik olduğumuz sürece bize hiçbir şey yapamazlar. Özellikle tekrar etmek istiyorum, öncelikle bizlerin haklı olduğumuzu bilmemiz ve buna inanmamız gerekiyor.
Alesta Etiket işçisi (2): Kimse hakkını almadan çalışmamalı. Aslında görüyoruz ki, kendi hakkını aramayan insan, hak yiyene cesaret veriyor. Bu da başkalarının da hakkının yenmesine vesile oluyor. Her şey birbirine bağlı. Bu da birlik olmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Direnişimizden hakkımızı alana kadar vazgeçmeyeceğiz.
Bir kadın Alesta işçisinin yakını: Bu durumlar başımıza gelmeden önce bir şeyler yapmak lazım. İşyerlerinde işçilere bunları anlatan birileri olmalı. Ayrıca dayanışma içinde olmak gerekiyor. İşçiler bu tür direniş vb. durumlarda birbirlerine desteğe gelmeliler. Ben nerede bir direniş, grev vs. duysam gitmeye çalışıyorum. Tanıdıklarıma da haber veriyorum. Yani her şeyden önemlisi patronlar bizim dağınıklığımızdan cesaret alıyorsalar, biz de buna karşı birlik olmalıyız.
Bir kadın işçi: Bizim şu anda yaptığımızı yapmalı herkes. Birlik olmalıyız. Birlik içinde davranmazsak hiçbir şey olmuyor. Aynı şeylerin bir gün diğerlerinin başına gelmeyeceğinin bir garantisi yok ki...
Bir Fırça, Bir Kova, Bir de Afiş!
Alesta İşçileri Boyun Eğmiyor!
- Grevci Tarkett İşçileri: “Birliğimizi Güç Haline Getirelim!
- Grevdeki MKB Rondo İşçileriyle Söyleşi
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- 2 Nisan 2024’te İstanbul Beşiktaş’ta Masquerade isimli gece kulübünde çıkan yangında 29 işçi yaşamını yitirmişti. Aileler aradan geçen bir senede adaletin sağlanmamış olmasına, asli kusurluların tutuklanmamasına tepkili. Mahkemeye sunulan ikinci...
- Arjantin’de faşist devlet başkanı Javier Milei’nin 2023 yılı sonunda iktidara gelmesinden bu yana işçiler üçüncü kez genel greve çıktı. Genel İş Konfederasyonu’nun (CGT) çağrısıyla 10 Nisan Perşembe günü ülke çapında 24 saatlik grev gerçekleşti....
- Panayırdaki gösteri için adam avazı çıktığı kadar bağırarak müşteri çekmek istiyormuş ama gösteri o kadar kötüymüş ki kimse adama kanıp gösteriye gitmiyormuş. Panayır açılalı epey olmuştur ve çığırtkana kanarak girenlerin söyledikleri de kulaktan...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Peki, hangi koşullarda karşılıyoruz 1 Mayıs’ı? İşçiler, emekçiler olarak hepimiz ağırlaşan sorunlarımızın çözülmesini, üzerimizdeki baskının hafiflemesini istiyoruz....
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...