Buradasınız
“İtaatkâr” Mimar Aranıyor
Pendik’ten bir işçi

Siyasal iktidar, amaçlarından birinin itaatkâr ve kindar bir nesil yetiştirmek olduğunu sıklıkla dillendiriyor. Önüne “düşman” olarak konulana, hedef gösterilene karşı kinli ve kolay harekete geçirilebilir; okulda öğretmen karşısında susan, işyerinde herhangi bir sorunla karşılaştığında sesini çıkarmayan bir gençlik istiyorlar. Dayanışma göstererek ve talepleri için mücadele ederek sorunların üstesinden gelen bir toplum yerine parçalanmış, bireysel çıkarcılığı ön plana alan bir toplum hayal ediyorlar. Çünkü bu, iktidardakilerin iktidar da kalmasını ve konforlarının devam etmesini sağlar. Bu amaçla hayatın her alanında zehirli propagandalarına devam ediyorlar. İşçi sınıfının örgütsüzlüğü burjuvaziyi hepten pervasızlaştırıyor. Adeta köpeksiz köyde değneksiz dolaşıyorlar. Öyle ki iş görüşmelerinde kılıfına uydurarak sormak yerine artık ne istediklerini iş ilanlarında açık bir kriter olarak belirtiyorlar.
Birkaç sene önce bir iş görüşmesine katılmıştım. Görüşme öncesinde önüme bir form koydular ve ilgili yerleri doldurmamı istediler. İş ve işçi haklarıyla ilgili yeni yeni bir şeyler öğreniyordum o zaman. Sorulardan birkaçı şöyleydi:
- Pazar günleri fazla mesaiye kalır mısınız?
- Şehir dışında görev alır mısınız?
- Gerektiğinde vardiyalı çalışır mısınız?
Benim bunlara cevabım ise hayır, hayır ve hayır olmuştu. Formu alıp kısa bir süre inceledikten sonra iş görüşmesini yapan kişi bana dönmüş ve kısa bir sessizlikten sonra şöyle demişti: “Gördüğüm kadarıyla siz bu sorulara ‘hayır’ yanıtını vermişsiniz. Yoksa burada çalışmak istemiyor musunuz?” Tabi sonradan ayırdına varacaktım, aslında tüm bu soruların sadece biçimsel sorular olduğunu. İş ilanlarında aranan özellikler uzun uzun sıralanır. Deneyimli, prezentabıl, iki dil bilen, -üçüncü dil tercih sebebidir- ama istenildiği zaman fazla mesai yapan, esnek çalışabilen biri olmak, daha da önemlisi tüm bunları olağan karşılamak önemli kriterlerdir. Her şeyi koşulsuz şartsız kabul etmemizin ve buna şükretmemizin istendiğini yaşayarak öğrenecektim.
Ben bu soruları itaatkâr işçi bulmak için sorduklarını zamanla öğrendim ama artık bazı patronlar açık açık itaatkâr eleman aradıklarını doğrudan söylüyorlar. Mesela, “…modern ve Avrupa düşünce yapısında olan, güvenilir ve itaatkâr, genç mezun bayan mimar alınacaktır” ilanı ile karşılaştım. İş şartları ne kadar ağır olursa olsun kabul edecek olan bir işçi aranıyor. Açık açık zor koşullara boyun eğecek, sesini çıkarmayacak ücretli köle aradıklarını ilan etmiş oluyorlar. Buna da “modern düşünce yapısında olmak” diyorlar!
Bir başka çarpıcı ilan ise şöyle: “…baskı ve stres altında çalışabilen ve yoğun iş temposuna ayak uydurabilen adaylar aranıyor.” Öyle herhangi bir patronun verdiği bir iş ilanı değil bu üstelik. Ankara Üniversitesi Personel Daire Başkanlığı sözleşmeli personel alım şartı olarak verilen bir ilan olduğunun altını çizmek gerek. Üniversitelerin bilim yuvaları olduğunu söyleyenler, belli ki baskı ve stres altında bilim değil olsa olsa daha fazla kâr yapıldığını bilmiyorlar! Bir taraftan “gençlik toplumu ilerletecek” deniliyor diğer taraftan gençliğe en yoğun biçimde sömürülecek işgücü olarak bakılıyor. Ucuz, itaatkâr ve genç işgücü iştah kabartıyor. Bir okur mektubunda başka bir arkadaşımız “vasıfsız eleman aranıyor” ilanlarına değinmişti. Bu ilanlar da “düşük ücretlere ve uzun iş saatlerine rıza gösterenler aranıyor” demekten başka bir şey değildir.
Kapitalizmin yarattığı sorunlardan biri olan işsizlik, giderek daha da can yakıcı hale geliyor. Medyasıyla, üniversitesiyle, adı “uzman” olan türedi ideologlarıyla döne dolaşa gerçekleri çarpıtmaya devam ediyorlar. Tüm bu çabalar, yaratılan milyonlarca işsiz olduğu gerçeği karşında öyle ya da böyle boşa çıkacaktır. Sorunların kaynağı esas olarak sermaye sınıfı ve onun düzenidir. Elbette bizler de bu gerçeğin daha da fazla işçi ve genç tarafından anlaşılması için çalışmaya ve bu anlamıyla katalizörlük görevimizi yapmaya devam edeceğiz. Onlar nasıl ki işlerini yapıyorlarsa bizler de asıl olan işimizi yapmaya devam edeceğiz.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...