Buradasınız
İtibar Onlara Yoksulluk Bize!
Esenyurt’tan bir işçi
Ejder Meyveli Smoothie (Chia tohumu eşliğinde), Efuli (Liçi meyvesi eşliğinde), Aloevera (Starex meyvesi eşliğinde), Orman Meyveli Special, Bahçe Naneli Limonata, Taze Sıkılmış Portakal, Taze Sıkılmış Greyfurt, Taze Sıkılmış Havuç, Taze Sıkılmış Elma. Pataşur içerisinde Çerkez Tavuğu, Zencefilli Somonlu Suşi, Tartalet içerisinde Antakya usulü Humus, Susamlı Levrek Simidi, Aydın usulü kuzu çöp şiş...
Bildiğiniz gibi 30 Ağustos gecesi Saray’da davetlilere verilen yemeğin menüsü bu! Evet, “yerli ve milli” bir menü! Sadece övünmek yetmez arkadaşlar, dişimizi daha çok sıkmalı ve daha çok çalışmalıyız. Tasarruf yapmalıyız tasarruf! Sonuçta aynı gemideyiz canım! Eğer hayat pahalılığı ve ekonomik kriz karşısında dişimizi sıkmamızı tembihleyenlerin sözünü dinlemezsek, bu yemekler sarayda nasıl verilecek? Türkiye’nin itibarı yerle bir olur maazallah! Biz işçiler bu yemeklerin ismini telaffuz etmekte bile zorlanıyor, ismi geçen çoğu yemeğin neye benzediğini bilmiyoruz. Bu ne ki kardeşler, sarayın 1,5 yılda kullandığı ödenek tam 2,8 milyar lira! Ama olsun onların da dediği gibi “itibardan tasarruf olmaz!” Benimki de laf işte!
Herhalde bakanlar, kaymakamlar da “itibardan tasarruf olmaz” diyorlar. Trabzon’un Of ilçesi kaymakamı Eyüp Fırat geçtiğimiz günlerde makam odasını yeniledi. 41 bin lira vererek son derece görkemli bir makam odasına kavuşmuş, hayırlı olsun! Çok itibarlı görünüyor doğrusu. Yine geçtiğimiz günlerde bir bakan için kiralanan Mercedes marka makam aracı için aylık 37 bin lira kira ödendiği ortaya çıktı. Ne olmuş yani canım? İtibar, itibar, itibar! Duymuşsunuzdur; Arjantin’de de G20 Dijital Bakanlar toplantısı yapıldı. Türkiye’yi de temsilen toplantıya Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank gitti. Bakan toplantıya özel uçağıyla gitmeyi uygun görmüş! Toplantıya tarifeli uçakla katılan Endonezyalı mevkidaşına da dönüş yolunda kıyak yapmış! Koskoca bir bakan, dünyanın en büyük 16. ekonomisine sahip Endonezya’nın bakanı tarifeli yolcu uçağıyla yolculuk mu yaparmış? Yahu maazallah itibar kaybeder adam! Bakanımız da mevkidaşını özel uçağına davet etmiş ve geçerken bırakmış! “41 feet yüksekte diplomasi!” Yok canım ben demiyorum, malum gazeteler böyle duyurdu haberi…
Kardeşler 16 yıldır iktidarda olanların içeride ve dışarıda uyguladığı politikaların, lükslerinin, itibarlarının faturasını bizlere kesmeye çalışıyorlar. Bir yandan “itibardan tasarruf olmaz” diyorlar ama bu “itibara” bizleri ortak etmiyorlar öte yandan bizlere “aynı gemideyiz” diyerek patronların dış borcunun 81 milyon vatandaşın borcu olduğunu söylüyorlar Bu büyük çelişkileri görmemizi istemiyorlar. Bizleri sömürmekten vazgeçmeyenler, kendi konforlarından, makamlarından, ayrıcalıklarından, itibarlarından tasarruf etmeyi akıllarına bile getirmeyenler zaten yarı aç yarı tok yaşayan biz işçilerden fedakârlık beklediklerini söylüyorlar. Şu bir gerçek ki onların itibarı yükseldikçe, biz işçilerin itibarı iki paralık oluyor! Onların itibarı demek bizim acımız, sefaletimiz, yükümüz demek! Onlar saraylarında, makamlarında, rezidanslarında, villalarında lüks ve sefahat içinde yaşarken bizler sürekli artan vergiler, ardı ardına gelen zamlar içinde debelenip duruyoruz. Önceden ay sonunu zar zor getirirken şimdi ayın ortasını getiremiyoruz. Halen bizden fedakârlık yapmamızı istiyorlar. Bizim oylarımızla seçilen milletvekilleri, bakanlar adeta bizimle dalga geçiyor. “Ortada kriz falan yok bunlar dış güçlerin oyunu, her şey yolunda!” diye açıklamalar yapıyorlar. Bu açıklamalar bile aslında ayrı dünyalarda yaşadığımızın göstergesi! Peki, bizi yönetenlerle ayrı dünyalarda yaşarken, nasıl aynı gemide olabiliriz? Gözümüzün içine baka baka bizleri kandırıyorlar ve her koşulda onları desteklememizi istiyorlar.
Yıllardan beri yoksulluk, yokluk içinde yaşıyoruz. Ekonomi büyüyordu, patronların cepleri, banka hesapları büyüyordu ama bizler hep yoksul kaldık. O zaman kimse bizimle kârı paylaşmadı. Bugün ekonomi darboğaza girdi, kursağımızdan giren iki lokmaya da göz dikmiş durumdalar, zararı bize ödetmek istiyorlar. Yani bize şöyle sesleniyorlar: “YEMEĞİ BİZ YEDİK HESABI SİZ ÖDEYİN!” Bu haksızlıklara artık yeter dememiz gerekmiyor mu? Bu krizin faturasını oluşmasında payı olanlar ve bizi yıllardan beri üç kuruşa sömüren patronlar ödesin!
Dünyaca
Yaz Sıcağında Eylül Şiirleri Okunur mu?
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
- Maaşlar Eriyor: Bu düzen Değişmeli!
Son Eklenenler
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...