Buradasınız
Kadın İşçilerin Gözünden UİD-DER’in Kampanyası
TAYSAD OSB’den bir kadın işçi

Merhaba işçi kardeşlerim,
Ben metal sektöründe çalışan bir kadın işçiyim. Kampanyanızı duyduğumdan beri ilgiyle takip ediyorum. Çünkü kampanyanızın başlığı bile aslında çok şey ifade ediyor, herkesin yaşadığı ortak bir soruna işaret ediyor. Ben de bir kadın işçi olarak, kampanyanıza biz kadınların gözünden bakarak birkaç şey anlatmak istiyorum.
Biz kadın işçiler de erkek işçiler gibi çok çalışıp alın teri akıtıyoruz, fazlasıyla yoruluyoruz. Ama bir bakıyoruz ki bizim açımızdan yetersiz olan, eksik kalan çok şey var. “Ne gibi?” diyeceksiniz. Örneğin erkek işçilerden daha düşük ücretlere çalıştırılıyoruz. Kadın işçileri daha zayıf gördükleri için işyerlerinde fazlasıyla baskıya maruz kalıyoruz. Devlet “büyükleri” çıkıp biz kadınların 3 ya da 5 çocuk doğurması gerektiğini söylüyorlar ama kadın işçi hamile kaldığı için işten atılıyor. Başka bir sorun da doğum izni. Doğum iznine çıkan kadın işçi çocuğunu yeterince büyütemeden, aklı evde, bedeni işyerinde fabrikanın yolunu tutuyor. Her işyerinde kreş olmadığı için pek çok anne aslında çalışmaya ihtiyacı olduğu halde çocuğuna bakacak kimse olmadığı için işten ayrılmak zorunda kalıyor. Hükümet yetkilileri kadın istihdamının arttırılması, kadınların çalışma hayatına katılması, sosyalleşmesi gerektiğinden bahsediyorlar ama asıl dertleri patronların ceplerinin dolması. Kadınları da ucuz işgücü olarak görüyorlar.
Taşeronluk sistemi tüm işçilerin olduğu gibi biz kadın işçilerin de en büyük sorunlarından. Sabit bir işimiz olmadan o fabrika benim, bu fabrika senin oradan oraya koşturup duruyoruz. Taşeronluk sisteminin yasaklanmasını, bir an önce son bulmasını istiyoruz. Taşeronlara para aktarılacağına işçilerin maaşlarına zam yapılsın. Bunu patronların ve hükümetin kendiliğinden yapmayacağını aslında hepimiz çok iyi biliyoruz. Eğer biz işçiler istersek yapamayacağımız hiç bir şey yok. Yeter ki birlik olalım. Kampanyayı büyütmek için her sektörden işçinin katkısına ihtiyaç var. Taa çocukluk dönemlerimizde öğrendiğimiz bir sözle bitirmek istiyorum yazımı. Bir elin nesi var, iki elin sesi var.
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
Son Eklenenler
- İngiltere hükümeti işçi haklarına yönelik saldırılarını arttırdı. 7 Haziranda başkent Londra’da bir araya gelen işçiler, öğrenciler, sendikalar ve kampanya grupları, hükümetin kemer sıkma ve savaş politikalarını protesto etti. “Savaşa Değil Emekçiye...
- Bir sabah uyandığımızda tekerleğin icadı sonrası hayatımıza giren tüm icatlar ortadan kalkmış, unutulmuş olsa ne olurdu? Şöyle bir düşünelim; tekerlek icat edilmeseydi çark olmazdı, çark olmasaydı değirmen olmazdı. Ne üretim ne ulaşım gelişirdi....
- Kültür Radyo Televizyonu (KRT) çalışanları Mart ayından bu yana ödenmeyen ücret ve sosyal hakları için 4 Haziranda iş bıraktı. 5 Haziranda İstanbul Maslak’taki KRT binasının önünde “İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız” diyerek toplanan kanal çalışanları,...
- İstanbul Tuzla’da bulunan ve Petrol-İş Sendikası İstanbul 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Reckitt Benckiser fabrikasında 27 Mayısta başlayan grev kararlılıkla sürüyor. UİD-DER’li işçiler olarak, bayrama mücadeleyle giren grevci işçileri grevlerinin...
- ABD ve İngiltere gibi emperyalist devletlerin desteğini arkasına alan İsrail’in Filistin halkına yönelik katliamları kadın, bebek, çocuk, genç, yaşlı on binlerce masum insanın yaşamını aldı, almaya devam ediyor. Egemenler, kendi çıkarları uğruna...
- Toplumda gelecekle ilgili düşünceler ve planlar genellikle maddiyat üzerinden oluşuyor. İyi bir eğitim, iyi bir iş, iyi bir kariyer… Bunları yerine getirince ekonomik ve sosyal açıdan rahat yaşamak mümkünmüş gibi düşünülüyor. Ama sömürü düzeni olan...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu Kocaeli Çayırova’da bulunan Portakal Plastik ve Porvil fabrikalarında 7 Mayısta başlayan grev 3 Haziranda anlaşmayla sona erdi. Petrol-İş Sendikası Genel Merkezinde Petrol-İş Genel Merkez...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir şirketlerinde çalışan yaklaşık 23 bin işçi, DİSK’e bağlı Genel-İş Sendikasının öncülüğünde 29 Mayıs’ta greve çıktı. Grev yedinci gününde sürerken, grevi ve işçilerin mücadelesini...
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...