Buradasınız
“Kaza Değil Cinayet! Vicdanınız Yok mu?”

İş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin yakınları 7 Ekim Pazar günü Taksim’de yeniden bir araya gelerek vicdan nöbeti tuttular. Aileler “Kaza Değil Cinayet! Vicdanınız Yok mu?” pankartının altında oturdular. Bu defaki vicdan nöbeti iş cinayetlerinde hayatını kaybeden madenciler ve maden mühendisleri için tutuldu. Galatasaray Lisesi’nin kapısına “İş Cinayetlerinde Kaybettiğimiz Meslektaşlarımızı Anıyoruz. Madenlerde Ölüm Maden Emekçisinin Kaderi Değildir!” pankartı asıldı. Maden kazalarında hayatını kaybedenlerin fotoğrafları yerlere serilerek üzerlerine kırmızı karanfiller konuldu.
Basın açıklamasını, ağabeyi Barış Kıyak’ı Esenyurt’taki yangında kaybeden Damla Kıyak okudu. Eylül ayında 83 işçinin hayatını kaybettiğini vurgulayan Damla Kıyak, iş cinayetleri davalarında bütün sorumluların yargılanarak mahkûm edilmesini istedi. Zonguldak Karadon davasının sürdüğünü ve mahkeme heyetinin ikinci kez bilirkişiye başvurduğunu anlatan Kıyak, bu raporun hayatını kaybedenlerin sorumlu olduğu şeklinde yeniden düzenlendiğini belirtti. Sendikalara, milletvekillerine, belediye başkanlarına ve partilere seslenerek “vazifelerinizi, var olma nedenlerinizi ve sözlerinizi unutmayın” dedi. Kıyak, bugüne kadar yaşanan tüm iş cinayetlerinin sorumlularının yargılanmasını, işyerlerinin daha güvenli ve güvenceli hale getirilmesini talep etti. “Geride kalanlar için adalet istemeye devam ediyoruz” diyen Kıyak, aileler adına tüm vicdan sahiplerini her ayın ilk Pazar günü Vicdan/Adalet nöbetine destek vermeye çağırdı.
Daha sonra sözü Karadon Madeni’nde oğlu Koray Kebapçı’yı kaybeden Nimet Kebapçı aldı. Nimet Kebapçı, Zonguldak’ta yaşayanların başka iş bulma fırsatlarının olmadığını, eşinin de madenci emeklisi olduğunu anlattı. Kebapçı isyanını şu sözlerle ortaya koydu: “İnsan kendi başına gelince anlıyor. Oğlum, Türkiye Taş Kömürü Kurumu TTK’da güvenceli çalışır sandım. Ancak TTK özelleştirilmiş. İşletme taşerona verilmiş. Zor çalışma koşulları altındaydı. Denetimsizlik ve sorumsuzluk nedeniyle oğlumu kaybettim. Açıklanan raporda ‘kaçınılmazlık olayı’ diye tanımlanıyor. Diri diri toprağa gömdüler çocuklarımızı. Sorumlular kimse, cezasını bulsun. Aileler mücadele etsin. Davalar emsal olsun. Herkes görevinin gereğini yerine getirsin.”
1 Mayıs günü set işçisi Selin Erdem hayatını kaybetmişti. Kız kardeşi Sema Erdem, yerdeki fotoğrafları göstererek “Çok zor, ağır günler yaşıyoruz. Bu fotoğraflar çoğalmasın diye burada oturmaya devam edeceğiz” dedi.
Maden Mühendisleri Odası Başkanı Nedret Durukan taşeronlaştırmaya dikkat çekerek “taşeronlaştırmadan vazgeçilsin” dedi. Durukan, böylesi ağır koşullara sahip olan maden sektörünün sorunlarının kaderle, kısmetle çözülemeyeceğini vurguladı. Durukan, “Bizler bunlar bir daha yaşanmasın diye, gidenlerin canından sorumlu olduğumuz için ve bütün vicdanlar uyansın diye buradayız. Burada olmaya devam edeceğiz. Dayanışmaya, örgütlü yaşama devam ettiğimiz sürece sonucunu göreceğiz” dedi.
Van depreminde kaldığı Bayram Otel’de hayatını kaybeden gazeteci Cem Emir’in kız kardeşi Sinem Emir, 9 Kasımda deprem gerçeğini yeniden gözler önüne sermek için Van’da olacaklarını söyledi, bir daha bu acıların yaşanmaması için herkesin desteğini istedi.
Basın açıklaması 4 Kasım Pazar günü yine Galatasaray Lisesi önünde işçi ailelerinin bir araya geleceği belirtilerek bitirildi.
Sefaköy UİD-DER’de Açılış Etkinliği
- İşyerinde Gelen Ölümler
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
Son Eklenenler
- Bazı zenginlerin “ölmeden yapılacaklar listesi”nde dünyanın en yüksek tepesi olan Everest’e tırmanmak vardır mesela. Zaman zaman sosyal medyada bu insanların “başarı”larını anlatan çeşitli videolar, haberler çıkar karşımıza.
- Şeker-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kütahya Şeker Fabrikasında, Mart ayından bu yana süren toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 30 Ağustosta başlayan grev, 3’üncü gününde sürüyor.
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...