Buradasınız
Kazasızlık Ödülü!
bir metal işçisi
İş kazalarıyla ilgili olan ve “kazasızlık ödülü” başlığı taşıyan bu maddeye göre işyerinde belli sürelerde iş kazası olmazsa işçilere para ödenecek. İşyerinde 100 işgünü iş kazası gerçekleşmezse 100 lira, 200 işgünü için 100+150 lira, 360 gün için 100+150+200 diye katlanarak gidiyor. Bu maddeyi sanki bir patron akıl etmiş gibi geliyor insana. İlk bakışta hiç sorgulamadan bakıldığında belki bazılarımıza iyi bir şeymiş gibi gelebilir. Peki, bu maddenin altında neler yatıyor?
Bu sistem nasıl işleyecek bir bakalım: İşyerinde kaza olur, iş kazası tutanağı tutulursa gün sayısı sıfırlanıyor. Yani diyelim ki 99. gün kaza oldu, rapor tutuldu. 100 gün dolmadığı için para alamıyoruz, günleri saymaya baştan başlıyoruz. İşyerinde iş kazası oldu, işçi arkadaş tutanak tutturacak diyelim. Diğer işçiler bu işçi arkadaşımıza düşman olacak; “vay biz bunun yüzünden para alamayacağız” diye! Bu madde tehlikeli bir madde, biz işçileri birbirimize düşürebilecek bir madde.
Üstelik sorun bununla da sınırlı değil. Bu talep, iş kazalarının önlenmesi sorumluluğunu işçilerin omuzlarına yıkıyor. Hangi işçi iş kazası geçirmek ister?
Sanki iş kazalarının sorumlusu işçilermiş gibi, “dikkatli çalışın, kaza geçirmeyin, parayı alın” deniyor. Bu maddeyle uzun saatler boyunca yoğun bir tempoyla çalıştırılan, ücreti çok düşük olduğu için mesailere zorlanan, uykusuz ve kafası sorunlarıyla meşgul bir halde çalışan işçilere aslında şöyle deniyor: “Kazalara engel olun, kaza geçirirseniz bunu tutanakla belgelemeyin!” Oysa sendika, işyerinde iş güvenliği önlemlerinin alınması için, ücretlerin yükseltilmesi için, mola ve dinlenme saatlerinin artması için, iş saatlerinin düşürülmesi için mücadele etmeli.Bizler toplu sözleşme taleplerini sendikalarımızla birlikte hazırlamalıyız. Sendikamızın gerekli iş güvenliği önlemlerini aldırtmak için bir şeyler yapması ve bizlerden iş kazalarını ört bas etmemizi istememesi gerekiyor.
Evet, örgütsüz olduğumuz koşullarda durum maalesef bizden yana değil patronlardan yanadır. Bizler örgütlenip sendikalarımıza sahip çıkmazsak bu durum böyle devam edecek. Sendika bürokratlarının oturup patronların lehine talepler öne sürmesi biz işçilerin ne kadar örgütsüz olduğunu gösteriyor. Gelin hep birlikte örgütlenelim sendikalarımızı mücadeleci işçi örgütlerine dönüştürelim, patronlarla işbirliği yapan sendikacıları kovalım ve TİS’lerde biz işçilerin çıkarına maddelerin kabul edilmesini sağlayalım. TİS’lerde “biz de varız” diyebilmek için örgütlü mücadeleyi yükseltmeliyiz.
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
- “El Cerrahisi 7/24 Yanınızda”
- Yangından Haberimiz Bile Olmadı!
- TMO Silosundan Fabrikalara Patlamalar ve Yangınlar Ne Anlatıyor?
- Aşırı Sıcaklar İşçi Sağlığı ve Güvenliğini Tehdit Ediyor
- Teknoloji Çağındayız Ama İşçiler Çalışırken Ölüyor!
- Örgütsüzlüğümüzün Bedeli: Artan İş Cinayetleri
- Baret Bile Olmadığı İçin!
- 28 Nisan Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Gününden 1 Mayıs’a
- Çıraklık Okulları ve Örgütlenme İhtiyacı
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...