Buradasınız
Kendi Tarihini Hafızana Kazı!
Mersin’den bir işçi

Türkiye işçi sınıfına selam
Selam yaratana!
Tohumların tohumuna, serpilip gelişene selam!
Bütün yemişler dallarınızdadır.
Beklenen günler, güzel günlerimiz ellerinizdedir,
Haklı günler, büyük günler,
Gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatılmayan,
Ekmek, gül ve hürriyet günleri.
Tarihimizi bilmek, tarih kitaplarında yazanları bilmek demek değildir. Tarih sınıfların mücadele tarihi olduğu için işçi sınıfının mücadelelerini, yengilerini, yenilgilerini bilmek, unutturulmak istenen mücadeleleri diri tutmak gerekir. Tarihimize sahip çıkmak geleceğimizi şekillendirmek açışından da hayati öneme sahiptir.
Türkiye işçi sınıfı 15-16 Haziran 1970’de bu topraklara unutulmayacak bir miras bıraktı. Bugün bu büyük işçi direnişi de 50. yılını doldurmuş bulunuyor. Bu toprakların aşılmayı bekleyen bir zirvesidir bu direniş. İki gün sürmesine rağmen bir dolu ders niteliğindedir bizler için.
İşçiler üretimden gelen gücünü kullanıp patronlara İstanbul’u dar ettiler. Şalterleri indirdiler ve biz buradayız dediler. İşten atılma korkusu gütmeden sınıfsal sezgilerle hareket edip iki gün boyunca büyük bir direniş gerçekleştirdiler. Hak verilmez alınır sloganını mücadeleyle yaşattılar. “DİSK’in çanına ot tıkayacağız” diyenlere inat meydanları doldurdular ve sendikalarına sahip çıktılar. Tabii sokaklara inen sadece DİSK üyesi işçiler değildi, hem Türk-İş’e üye hem de sendikasız olmak üzere binlerce işçi, sınıf bilinciyle hareket edip, mücadeleye atıldılar.
Bu iki gün boyunca sadece İstanbul’da ses yoktu elbette. Kocaeli’den Adana’ya Türkiye’nin her yerinde direniş söz konusuydu. Fakat İstanbul elbette bambaşkaydı. Patronlar için beklenmedik bir durumdu bu. İşçilerin yüz binler olup yürümesi, varlığını hissettirmesi büyük bir korku vermişti patronlar sınıfına. Korkudan şehri, ülkeyi terk eden patronlar olmuştu. Vasıf Öngören ’in yazdığı Zengin Mutfağı adlı tiyatro oyununda dile getirildiği gibi işçiler İstanbul’a şöyle bir el ense çekmişti.
Her 15-16 Haziran akla geldiğinde eminim ki “Gücümüz Birliğimizden Gelir” adlı pankartla poz veren işçiler de gözlerimizin önüne geliyordur. Gücümüz hakikaten de birliğimizden gelir. İşçi sınıfı olarak bir arada, örgütlü, bilinçli olduğumuz zaman değil sadece İstanbul’u bütün bir dünyayı patronlara dar ederiz. O gün İstanbul’dan kaçtılarsa bugün dünyadan da tamamen izlerini silecek güç nasırlı ellerimizde, korkusuz yüreğimizde ve birliğimizdedir.
15-16 Haziran sabahına uyanan yüz binler, kapitalist sömürü düzeni için çalışmaya ve köleliğe değil başkaldırıya uyanmıştı. Örgütlü oldukları için yaptırılmak istenen yasa değişikliğini geri çevirmeyi başarmışlardı. Bugün de kara bulutlar üzerimizde dolaşırken kendi tarihimizi bütün yönleriyle hatırlamak, yaşatmak gerekiyor. Umudu kendi köklerimizden aldığımız zaman güzel günler ellerimizle, örgütlülüğümüzle yeşerecek. Geliyoruz zincirleri kıra kıra, patronların kafasına vura vura hey!
Son Eklenenler
- İnsanlığın elindeki bunca bilgi birikimine, teknolojik gelişmelere ve deneyimlere rağmen bir afetin felakete dönüşmesi ancak bilinçli tercihlerin sonucu olabilir. Yaşadığımız sermaye düzeni kapitalizmde kâr her şeyden önce gelir ve eğer kâr...
- Değişim Yaratacak ve Yeni Bir Dönem Açacak Olan Emekçilerin İradesidir! İşçi Sınıfı 1 Mayıs’ta Asrın Kötülüğüne ve Yağmacı Enkaz Düzenine “Artık Yeter” Diyecek!
- Fransa’dan sonra Doğu Avrupa ülkesi Çekya hükümeti de emeklilik yaşını yükseltmek üzere hazırlıklara girişti. Hükümet, 65 olan emeklilik yaşını 68’e çıkarmak istiyor. İşçilerse zaten mezarda emeklilik demek olan 65 yaş sınırının daha da...
- Fransa işçi sınıfı Macron hükümetinin emeklilik yaşını 64’e çıkarmasına genel grevlerle karşı koymaya devam ediyor. Ülkede, 23 Marttan sonra 28 Martta da milyonlarca işçinin katıldığı grevler gerçekleştirildi. Böylelikle Fransa işçi sınıfı Ocak...
- 27 Martta Almanya’da son yılların en büyük grevi yaşandı. Havaalanları, demiryolları, limanlar tramvay, otobüs ve metrolar 24 saat boyunca çalışmadı. Ulaşım ve kamu hizmetleri durdu. Grev alanlarında mitingler, gösteriler yapıldı.
- Çalışma koşullarının düzeltilmesi, baskıların son bulması ve ücretlerine yüzde 25 oranında zam yapılması talebiyle direnişte olan Mata Otomotiv işçileri, direnişlerinin 30. gününde Ankara’daydı. Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan...
- Ben Güneş, 17 yaşındayım. Nasıl başlamam gerektiğini bilmiyorum. Burası artık Hatay diyebileceğim bir yer değil, benim alıştığım Hatay değil. Çok garip bir şey, doğup büyüdüğüm yerin böyle yıkılışını görmek… Bunu yaşayacağımızı düşünmedim hiç. Tabii...
- İstanbul/Tuzla’da bulunan Mata Otomotiv işçileri, 27 Martta Ankara’ya yürümek üzere İstanbul Endüstri ve Ticaret Serbest Bölgesinde toplandılar. Daha insani koşullarda çalışmak isteyen ve haklı taleplerini duyurmak için Ankara’ya yürümek isteyen...
- Mata Otomotiv’de 27 Şubatta üretimi durduran 1000 işçi, hakları için 27 Martta Ankara’ya yürüyor. Mata işçileri, iş güvenliği önlemlerinin alınması, yönetim ve amirlerin uyguladığı baskının son bulması ve yüzde 20 ek zam yapılması için işten kaçınma...
- Tıpkı depremden önce olduğu gibi depremden sonra da devlet yetkilileri sorumluluklarından kaçmaya devam ediyorlar. Hatta umursamazlıkta adeta birbirleriyle yarış halindeler! İlk imdada koşanın devlet olmasını bekleyen depremzedeler hayal kırıklığına...
- Depremzede emekçiler bu kış günlerinde sıcak bir yuvadan yoksunlar. Çoğunun giyecek doğru düzgün bir kıyafeti ya da belki sarılacak bir battaniyesi yok. Çocukların ayaklarında ayakkabıları yok. Kimisi sıcak bir çorbadan yoksun. Deprem bölgesinde...
- DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından Cengiz Holding binası önünde direnişçi işçilerle birlikte kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Satera Elektrik işçilerine direnişteki Mata işçileri ile MKS işçileri de destek verdi. Eyleme DİSK’...
- İran’da kız çocuklarının eğitim gördüğü okullarda 30 Kasım 2022 tarihinden beri zehirlenme vakaları görülüyor. İlk olarak Şiilerin kutsal saydığı Kum kentinde bulunan Kum Kız Sanat Okulunda görülen zehirlenme vakası, kısa sürede diğer okullarda da...