Buradasınız
Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
Tarih, sadece geçip giden zamanın kaydı değildir. Yarına uzanan bir yankısı, yarını şekillendiren bir yanı vardır. Tarih ders kitaplarında, okullarda anlatılanlardan ibaret de değildir. Sınıfların da bir tarihi vardır. Sınıfımızın tarihine baktığımızda nice dersle karşılaşırız. Bu topraklarda işçi sınıfı mücadelesinin zirvesini temsil eden 15-16 Haziran direnişi bunların başında gelir. Bu büyük direniş, geçmişten geleceğe sesleniyor ve önemli bir öğütte bulunuyor: sınıfına inan, gücüne güven!
Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren yaklaşık otuz sene işçi sınıfı baskı altında tutuldu, ekonomik, sosyal ve siyasal haklarından mahrum bırakıldı. 1960’lı yıllarla birlikte tablo değişmeye başladı. İşçi sınıfı grevlerle, direnişlerle, eylemlerle her geçen gün takvimlerin yapraklarına yeni anlamlar kattı. 1961 yılı, Cumhuriyet tarihinin o zamana kadar gördüğü en kitlesel işçi mitingiyle, Saraçhane Mitingiyle kapandı. 28 Ocak “Kavel ve Grev” demekti 1963’ten sonra… Kadın işçilerin bu topraklardaki ilk greviyle 7 Aralık Berec oldu. Daha sonra 10 Mart Kozlu, 31 Ocak Paşabahçe… Takvimlerin 13 Şubat’ı 1967’den sonra DİSK’le özdeşleşti.
DİSK, Maden-İş’in varlığı ve işçi hareketindeki yükselişin sonucu olarak doğmuştu, bizzat onun varlığı ise yeni ve daha güçlü bir yükselişin nedeni haline geldi. İşçiler için muazzam bir çekim merkezine dönüşen Maden-İş’ten ve DİSK’ten rahatsız olan sermaye sınıfı tek tek işyerlerinde onun önünün kesilemeyeceğini kavrayınca da düğmeye bastı. DİSK’i tasfiye edecek bir yasa tasarısı hazırlığına girişti. Sermayenin bu saldırısına karşı 15-16 Haziran 1970’te, sanayinin kalbi olan İstanbul ve Kocaeli’de üretim durdu, 168 fabrikadan yaklaşık 150 bin işçi sokaklara döküldü. Hevesi kursağında kalan sermaye sınıfı, hazırladığı yasayı geri çekti. Takvimlerin yaprakları o günlerden sonra yeni bir anlam kazandı.
Çeşitli fabrikalardan Büyük İşçi Direnişine katılan işçiler anlatımlarıyla bizi o günlere götürüyor: “Hepimiz, sendikamıza yönelen bu tertibin boşa çıkarılması için yapılacak mücadelede kararlıydık”, “Beyaz önlük ve ayakkabılarımızla, ‘haydi’ lafını duyar duymaz çıktık”, “Artık özgürdük, yürümüyor, koşuyorduk. Derken surların orada askerle göğüs göğse geldik”, “İşçiler barikatları aştılar. Çünkü kararlıydılar, önlerinde kimsenin duramayacağı belliydi”, “Asker ve tank barikatlarını yarıp geçerek yürümenin, kaldırımdaki pencerelerdeki insanlar tarafından alkışlanmanın, karşılıklı alkışlarla selamlaşmanın tadı, zevki, gururu bambaşkaydı!”
Bugüne gelelim ve karşı karşıya kaldığımız tabloya bakalım. Hepimizin malumu, bugün sınıfımız o günlerdeki gücünden mahrum ve bu nedenle sermaye sınıfının saldırılarına karşı savunmasız. Şirketler, holdingler devasa kârlar elde edip büyürken, ücretlerimiz eriyor ve her geçen gün daha fazla yoksullaşıyoruz. Adaletsiz vergi ve kesinti yükü altında eziliyoruz. 10 milyona dayanan işsizler ordusu büyüyor, emekliler sefalete mahkûm ediliyor, emekçi kadınlar yok sayılıyor, gençler geleceksizliğe itiliyor.
Sorunlarımızı çoğaltıp sıralamak mümkün ama önemli olan başka bir şeyi görmek ve algılamaktır. Sermaye sınıfı tüm bunların hayatın bir normali olduğuna, değişmeyeceğine, değiştirilemeyeceğine işçileri inandırmak istiyor. İşçiler ise kendilerini güçsüz hissediyor, söz haklarının olmadığını düşünüyorlar. Kendisini özne olarak görmeyen, sorumluluk alması gerektiğini düşünmeyen işçiler, sorunları çözebilecek tek gücün işçi sınıfının birliğinde yattığını göremiyorlar. Bu bize eskilerden bir sözü hatırlatır: “O mâhiler ki deryâ içredir deryayı bilmezler.” Yani denizin içinde olup da denizi bilmeyen balıklar gibiyiz, parçası olduğumuz sınıfın büyük kudretinin farkında değiliz.
Nâzım Hikmet işçi sınıfını bir denize benzetmiş, onun durgunluk döneminin geçici doğasını şu mısralarla anlatmıştır: “Sen bakma havanın durgunluğuna, derya dediğin uyur uyur uyanır.” 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi, nasıl ki uzun bir sessizlik döneminin perdesinin kapanmasıyla ve işçi sınıfının mücadele içinde gelişip dönüşmesiyle gerçekleştiyse, bugünkü ağır tablo da ilânihaye böyle gidecek değildir. Ancak mücadeleci işçilerin bugünden yapması gerekenler var. Tarihin öğüdüne kulak vermek ve gereğini yapmak! Olumlu örnekleri çoğaltmak ve başkalarına ilham olmak! Yani her nerede bulunuyorsak ve sınıfımızın birliğini güçlendirmek için ne yapıyorsak, daha fazlasını yapmak! Bir işyerinde başarılı bir örgütlenme çalışması yapmak, mücadele örgütümüz UİD-DER’in çalışmalarına daha fazla insan kazanmak yahut İşçi Dayanışması’nı bir işçi arkadaşımızla daha buluşturmak… Takvimlerin yaprakları sınıfımız adına yeni anlamlarını bu çaba sayesinde bulacaktır.
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- 15-16 Haziran Ruhu Yeniden Can Bulacak!
- Tarihin Bir Yankısı: Sınıfına İnan, Gücüne Güven!
- Gelenekten Geleceğe: 53. Yılında 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişi
- Tanıklıklarla İki Büyük Günün, Güven ve Cesaretin Hikâyesi
- İşçileri Davar Sürüsü mü Zannediyorlar?
- Gücümüz Birliğimizden Gelir!
- Köklerimiz Çınar Ağacının Kökleri Gibi Sağlam
- Ali Özgentürk’ün mesajı:
- Kendi Tarihini Hafızana Kazı!
- 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 50. Yılında Gelenekten Geleceğe!
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Ters Yüz Edilen Gerçekler: Suç Ne? Suçlu Kim?
- Dünya İşçi Sınıfının Birliği Yolunda Mücadelemizi Büyütelim!
- İşçi Dayanışması 198. Sayı Çıktı!
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Sınıf Olarak Birleşelim, Yoksulluğa ve Sömürüye Hayır Diyelim!
- İşçi Dayanışması 197. Sayı Çıktı!
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Hangi Milliyetten Değil Hangi Sınıftan Olduğundur Önemli Olan
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Sokak Köpeklerinin Katledilmesi Çözüm mü?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- 2025, 2024’ten Daha mı İyi Olacak?
- Artan Zenginliğin Arkasında Büyüyen Yoksulluğumuz
- Kaynakları Tüketen Kim?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Sınır Tanımayan Irmaklar Gibi
- İşçinin Değeri Yok mu?
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- Esirler Dünyasına Özgürlük Çağrısı: Enternasyonal!
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- Senin Memleket Nere?
- Düşmanlığı ve Savaşları Nasıl Meşrulaştırıyorlar?
- İşçi Sınıfının Sömürüye Karşı Mücadelesi Durdurulamaz!
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Bahis Oyunu Aslında Kimin Oyunu?
- Depremin Yaraları Kanamaya Devam Ediyor
- Ne Kadar Vergi Veriyoruz, Karşılığında Ne Alıyoruz?
- Dert Bizde Derman Ellerimizde, Birliğimizdedir!
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
Son Eklenenler
- Manisa’nın Soma ilçesinde AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait olan Fernas Madencilik’te Bağımsız Maden-İş Sendikasında örgütlenen işçiler, sendikalı oldukları için işten atılan işçilerin işe iadesi, sendikal hakların tanınması ve işçi...
- “En zorlu sürecin önemli bir kısmı geride kaldı. Cumhurbaşkanımız da söyledi. 2025, 2024’ten daha iyi olacak. 2026 da 2025’ten çok daha iyi olacak.” Bu sözler 1,5 yıldır ekonomiyi düze çıkarma bahanesiyle emekçilerin ümüğünü sıkan Maliye Bakanı...
- Filistin Eylem Komitesi’nin çağrısı üzerine sendikalar, demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler “Siyonist saldırganlığa ve Gazze’yi ateşe veren petrol akışına son!” şiarıyla 15 Ekimde, Taksim’de bir araya geldiler. Taksim Tünel Meydanından...
- Sendikalarının aldığı grev kararına ve atılan arkadaşlarının geri alınması talebine coşkuyla sahip çıkan As Plastik işçileri grevlerine devam ediyorlar. Biz de bir grup UİD-DER’li işçi olarak As Plastik işçilerinin grevini ziyarete gittik.
- Zaten zor şartlarda, iş güvencesinden yoksun ve düşük ücretlere çalışan biz işçiler her fırsatta patronların ve iktidarın hedefi haline geliyoruz. İstanbul Ticaret Odası Başkanının, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’a sunduğu talepler...
- İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşın ve katliamın birinci yılı geride kalırken dünya meydanları emekçilerin “emperyalist savaşa hayır” sloganıyla yankılanmaya devam ediyor. İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana sürdürdüğü savaşın alevleri yeni bölgelere...
- Sendikalaştıkları için işten atılan ve buna karşı 89 gündür direnen Polonez işçileri, İstanbul’un çeşitli merkezlerinde gerçekleştirdikleri basın açıklamalarıyla Polonez ürünlerine boykot çağrısı yaptı. İstanbul’da Marmara Park AVM, Kadıköy İskele...
- Bir kadın olarak grevde olmaktan, hakkımı beraber çalıştığım işçi arkadaşlarımla birlikte aramaktan gurur duyuyorum. Grev çadırında beklerken, çadırımızın önünden sanayide bulunan farklı fabrikalarda çalışan işçi arkadaşlar geçiyor. Kimisi bizlere...
- Geçtiğimiz haftalarda Kocaeli’nde düzenlenen “İnsan Hakları Eğitim Kampı”nda gençlerle bir araya gelen Bilal Erdoğan’ın konuşması dikkat çekiciydi doğrusu. Geçen yıl 2023 genel seçimlerinden hemen önce sanki bir lütufmuş gibi yasalaştırılan EYT...
- Egemenler ve onların siyasetçileri suçu ve suçluyu tanımlarken de, adaletten bahsederken de “hukuk devleti” diye bir kavram kullanıyorlar. “Bu ülkede hukuk var” lafını dillerinden düşürmüyorlar. Onların iddiasına göre hukuk büyük sermaye sahibi...
- İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırım bir yılı geride bıraktı. İsrail devleti milyonlarca insanın tepesine bombalar yağdırıyor. Geçtiğimiz bir yılda yarısı kadın ve çocuk olmak üzere 40 binden fazla insan katledildi. Bugün ise İsrail’in saldırıları...
- 28 Ağustostan 11 Eylüle kadar her gün grev çadırına gittim. Annemin fabrika önünde direniş yapması beni çok gururlandırıyor. Annem 47 yaşında, ben ise 11 yaşındayım. Grev alanından çok şey öğreniyoruz, bu durum hem beni mutlu ediyor hem de annemi....
- DİSK Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü Kıvanç Eliaçık, NotaBene yayınlarından çıkan “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” kitabı vesilesiyle 22 Eylülde UİD-DER’in konuğu oldu, kitap üzerine güzel bir söyleşi gerçekleştirildi. Ortadoğu ve...