Buradasınız
Kendiliğinden Değişim Olmaz, Biz Değiştireceğiz!
İstanbul/Avcılar’dan bir grup genç

Toplumun geniş kesimlerinin duyduğu hoşnutsuzluğun, öfkenin ve değişim isteğinin farkında olmamak mümkün değil. Değişim isteği özellikle gençlerde ve kadınlarda kendini dışa vuruyor. Özgürlüklerimizin kısıtlanmasına, horlanmaya, aşağılanmaya, yok sayılmaya, her gün daha fazla yoksullaşmaya tepkiliyiz ve bu durumu değiştirmek istiyoruz. Fakat toplumun değişim isteği boğulup bastırılıyor. Değişim sadece seçimlerde gidip oy kullanmakla, kendiliğinden gerçekleşmez. Biz değiştirmek derken yaşamı, dünyayı, bu sömürü düzenini değiştirmekten, yeni bir yaşam inşa etmekten bahsediyoruz.
İşçi Dayanışması’nın 181. sayısının başyazısında 12 Eylül 1980 darbesinin Türkiye toplumu için karanlık bir dönemin başlangıcı olduğu yazılmıştı. Aradan geçen 43 yılda bu karanlık dağılmadı, toplum üstündeki ölü toprağını atmak istedikçe egemenler algı operasyonlarıyla, baskılarla bu isteği bastırmaya, yok etmeye çalıştı. Ama toplum da her şey gibi durduğu yerde durmuyor, değişim geçiriyor. Emekçi kadınlar ve gençler, baskılara rağmen bu değişimden etkileniyor, değişimin öznesi olmaya doğru yol alıyor. Gençler özgürlük istiyor. Özgürlük ise değişim istiyorsak onun uğruna mücadele etmemiz gerektiğini kavramakla başlıyor.
Tam da bu nedenle içinden geçtiğimiz zorlu süreçler bizi asla hayal kırıklığına, umutsuzluğa veya depresyona sürüklememeli. İktidarın türlü numaralarla, demokrasicilik oynayarak ikinci tura taşıdığı, “kazandık” algısı yaratmaya çalıştığı seçimler de bizi yılgınlığa sürüklememeli. Seçimlerden çıkan sonuç, bizim asıl hedefimizin, yeni bir dünya kurma mücadelemizin önüne geçemez. Ağlamakla, ah vah etmekle bir şeyleri değiştiremeyiz. Aksine umudumuzu, direncimizi ve özgürlük arayışımızı mücadeleye akıtmalıyız. Muhannete minnet eylemeden, bir kurtarıcı beklemeden, haklılığımızdan aldığımız güven ve cesaretle işçi sınıfının saflarında insanlığın kurtuluşu davasının bir parçası olalım. İşte asıl değişim ve özgürlük o zaman gelecek, asıl bahar o zaman gelecek, üstünde işçi tulumu elinde sarı/beyaz papatyalarla.
Topluma Atılan Düğüm Çözülmeli!
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- Çatalca’ya Bir Ziyaretin Ardından
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- Sınavlar, Gelecek Kaygısı… Çözüm Nerede?
- Nehirler Akmaya, Gençlik Mücadeleye Devam Eder!
- Yaşımız 19…
- UİD-DER’de Çocukların Anlattıkları
- Gençliğe Çağrı: Bize Kılavuz Gerek!
- Üniversite Hayalleri ve Hayatın Gerçekleri...
- “Kıyamet Sığınakları” ve Bizim Sığınağımız
- “Babamıza Bile Güvenemeyecek miyiz?”
- Reklam Deyip Geçmeyelim!
- Yalnızlık ve Korku Duvarını Hep Birlikte Yıkalım!
- Mücadelenin Gençlerinden Sokak, Slogan ve Meydan
- Örgütlüysek Her Şeyiz!
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- “Kafasını Telefona Gömen Gençlerden Değiliz!”
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Yalnız Taştan Duvar Olmaz
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...