Buradasınız
Keşkeyi Ekmişler Bitmemiş!
Sefaköy’den bir işçi
Davranışlarımız ya da aldığımız kararlar istediğimiz sonucu vermeyince “keşke” deriz. “Keşke yapmasaydım, keşke öyle olmasaydı…” Küçükken her “keşke” deyişimde babam “keşkeyi ekmişler bitmemiş” derdi. Bana hep geçmişteki hatalarıma sızlanmayı bırakıp, gelecek için daha doğru kararlar almam gerektiğini öğütlerdi.
Babam bir fabrika işçisi. Babamın fabrikada işe girdiği sene ben iki yaşındaydım. O sene benim vesikalık bir fotoğrafımı çektirdiler. Babam bu fabrikada üç vardiya sisteminde çalışıyordu. Benim uyku düzenimle babamın çalışma saatleri çoğu zaman birbirine uymazdı ve ben onu özlerdim. Bazı geceler inat eder uyumaz, annemle birlikte babamın ıslığını duymayı beklerdim. Aradan yıllar geçti. Bir gün babamın kriz gerekçesiyle işten çıkarıldığını öğrendim.
Bir gün çekmecedeki fotoğraflara bakarken babamın işe girdiği sene çekildiğim fotoğrafı gördüm. Bir fotoğrafa bir aynaya baktım. Ne kadar da büyümüştüm, aradan tam 15 sene geçmişti ve benimle birlikte pek çok şey değişmişti. Babam da fabrikaya girdiği seneyle aynı değildi artık. Nasıl ki sürekli çalışan bir makine zamanla yıpranır, işte insan da öyle. Gece gündüz, ağır koşullarda senelerce çalışan işçi de yıpranır. İşte işçilerin mücadele ederek kazandığı kıdem tazminatı hakkı, bir anlamda işçinin yıpranma payıdır, ücretinin bir parçasıdır. Birçok işçi işten atıldıktan sonra haklarını bilmediği için kafasını eğip gider ya da gurur yapıp “Siz beni kovamazsınız ben istifa ediyorum” deyip yılların emeğini patrona bırakıp gider. Hâlbuki kıdem tazminatı hakkı çok önemli bir haktır. Nitekim babamı işten çıkardıklarında ben bu hakkın önemini anladım. Babam örgütlü bir işçiydi. Örgütlü olan bir işçi haklarını bilir ve sahip çıkar. Dolayısıyla babam ve onunla birlikte işten atılan arkadaşları tazminat haklarını aldılar ve işe dönmek için mücadele ettiler.
Bugüne gelirsek, patronlar ve hükümet el ele vermiş kıdem tazminatı hakkını, işçilerin iş güvencesini ellerinden almaya çalışıyorlar. İşçilerin grev kararını tanımıyor, yasaklıyorlar. Ücretleri olabildiğince düşük tutuyor fazla mesaiyi dayatıyorlar. Taşeronlaşmayı yaygınlaştırıyor, işçileri köle haline getirmeye çalışıyorlar. Tüm bu saldırılara karşı bizler eli kolu bağlı oturacak mıyız? Elbette hayır. Bizler medyada fon süslemesiyle sunulan kıdem tazminatı saldırısını ulaşabildiğimiz herkese duyurmalıyız, tazminat hakkımıza sahip çıkmalıyız. “Kıdem tazminatı fona devredilmeden ben tazminatımı alayım da, sonra devredilsin” gibi küçük hesaplar yapmak yerine geleceğimizi düşünmek zorundayız. İleriki yıllarda geriye dönüp baktığımızda “Keşke mücadele etseydik de tazminat hakkımız olsaydı” dememek için şimdi işe koyulmalıyız. Mücadele etmediğimiz takdirde haklarımız kolaylıkla elimizden alınacak ve ileride “keşke” dediğimizde alacağımız cevap şu olacak: “Keşkeyi ekmişler bitmemiş!”
Gerçekleri Sabırla Anlatabilmek
PETKİM İşçileri Direnişe Geçti
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- Soma Katliamında sorumluluğu olan ve daha önce yargılanmayan 28 kamu görevlisinin 10 yıl sonra yargılanmaya başlandığı davanın ikinci duruşması 12 Eylülde Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanıklar bir kez daha mahkemeye getirilmezken, sanık...
- 78’liler Hareketi, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 44. yılında İstanbul Taksim Kazancı Yokuşunda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya 20’nin üzerinde kurum temsilcisi ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “12 Eylül Tekçi Rejimle İç İçe Sürüyor”...
- İşçi sınıfının genç ve çalışkan evlatları, hepinize sınıfımızın samimi sıcaklığıyla merhabalar. Her birinizin mutlaka duyduğu, gördüğü, alıp okuduğu, hatta belki arkadaşlarınıza da önerdiği kişisel gelişim kitapları üzerine sizlerle hasbihâl etmek...
- Zaman hızla akıp gidiyor. Gündemimiz de aynı hızla değişiyor. Hiç düşündük mü, nasıl oluyor da yaşanan büyük olaylar, felaketler bile çok kısa sürede hiç olmamışlar gibi gündemden çıkıyor? Mesela Haziran ayında Diyarbakır ve Mardin’de çıkan orman...
- 12 Eylül askeri faşist darbesinin üzerinden 44 yıl geçti. Darbeyle hesaplaşamayan Türkiye işçi sınıfı uğradığı hak kayıplarını telafi edemediği gibi yeni kayıplar yaşadı, yaşıyor. Sınıfsal hafızaya vurulan ağır darbe yüzünden 1980 sonrası işçi...
- 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesiyle egemenler geçmişle gelecek arasındaki köprüleri yıkmak, işçilerin mücadele deneyimlerini unutturmak istediler. Toplumu baskı ve şiddetle susturdular, yıllarca sürecek bir karanlığa hapsettiler. Çekilen tüm...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 10 Eylülde Gebze Kent Meydanında gerçekleşen eyleme DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK Yönetim Kurulu, DİSK Birleşik Metal...
- Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe mahallesinde 21 Ağustostan beri kayıp olan 8 yaşındaki Narin, 19 gün sonra yapılan bir ihbar sonucunda, öldürülmüş ve cansız bedeni bir torba içinde dere kenarına bırakılmış olarak bulundu. Narin’in...
- Polisin saldırılarına, Emniyet Müdürünün tehdidine boyun eğmeyen direnişçi Polonez işçileri halaylarla, türkülerle, sloganlarla, dayanışmayla direnişlerini sürdürüyorlar. Tüm emek dostlarını direnişleriyle dayanışmaya çağırıyorlar.
- Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, reel ücretlerin düşmesi işçilerin yaşamını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. Siyasi iktidarın ekonomik yıkımın faturasını işçi ve emekçilere kesen ekonomi programları ise sorunlarımızı katlanarak büyütüyor. Bu...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ), geçtiğimiz haftalarda bir açıklama yaptı. Hem su sarfiyatını azaltacak hem de aile bütçesine katkı sağlayacak tasarruf önerilerini sıraladı. Aşırı kurak bir dönem...
- Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesinde bulunan, Selüloz-İş Sendikasının örgütlendiği MKB Rondo grevinin 11. gününde, UİD-DER coşkulu bir dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor” pankartı taşıyan UİD-DER’li işçiler, “...
- Yüzyıllar evvel yaşamış bir Alman filozof, şöyle demişti: “Sarayda yaşayan başka, kulübede yaşayan başka düşünür.” Bu sözler zenginlerle yoksulların dünyasının, düşünce ve hareket tarzlarının birbirinden çok farklı olduğunu anlatır. İnsanlar bu...