Buradasınız
Kibir Dağları Yükseliyor, Emekçilerin Öfkesi Birikiyor
Hadımköy’den bir eğitim emekçisi
Yaşadığımız topraklarda dünden bugüne emekçilere yönelik hak gasplarının alabildiğine artması, ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve hükümetlerin desteğini alan patronların iş yaşamındaki baskıcı uygulamalarının artması… Emekçi kitleler artık nefes alamayacak noktaya gelmiştir. Sefalet koşullarındaki hayatlarından şikâyet etmeye kalktıklarında ise akla mantığa uymayacak tepkilerle, neredeyse “gelin yer değiştirelim” diyecek pişkinlikteki cevaplarla karşılaşıyorlar. Milyonlarca insan yoksulluğun pençesinde boğuşurken, birileri cebimizdeki telefona bakıp “yoksul moksul değilsiniz” diyebiliyor.
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve milletvekili Mahir Ünal, Kahramanmaraş gezisinde karşılaştığı bir gençle yaşadığı diyalogu şöyle anlatıyor: “Bir delikanlı geldi ‘Bizi mahvettiniz, bizi öldürdünüz’ dedi. ‘Telefonunu alabilir miyim?’ dedim. Telefonu aldım iPhone 6! ‘Telefonu kaça aldın?’ dedim. ‘3400 lira mı, 4500 lira mı, 24 taksitle aldım’ dedi. ‘Bunun internet paketi de var mı?’ dedim ‘Var (gülerek söylüyor)’ dedi. ‘Peki, ayda kaç lira ödüyorsun buna’ dedim. ‘Ayda 450 lira ödüyorum’ dedi.” İnsan bunları yazmaya utanıyor ancak sözde milletin temsilcisi olan bir kişi pişkince sırıtarak aynen bunları söyledi ve bu anekdotla insanların yoksul olmadığını savundu. Peki bu sözlerin, bu yaşananların anlamı nedir?
Biz emekçiler kapitalizmin tıynetini, iktidarın sömürü çarklarını nasıl kullandığını yeterince hissediyoruz. Onların sık sık bahsettiklerinin aksine karakterlerinin mütevazılıktan uzak, kibre boğulmuş olduğunu da görüyoruz. Hükümet çağın ihtiyaçları gereği temel kullanım aracı haline gelmiş metaları emekçilere lüks tüketimmiş gibi algılatmaya çalışıyor. Dün buzdolabı lükstü, bugün cep telefonu! Bu ters psikolojinin gerçeği yansıtmadığını İşçi Dayanışması gazetesinde çıkan “Metroda Uyanan Romalı Köle” yazısıyla bir kez daha kavramıştık. Köleci toplumdan bu yana çok şey değişti. Çağımızda fakirliğin göstergeleri, zenginle yoksulu ayıran emareler geçmişle kıyaslanamayacak ölçüde farklılaştı. Mesele aslında bu kadar nettir.
Bugün en temel insan ihtiyaçları olarak sıralanan ürünlere erişemeyen milyonlar görmezden geliniyor. İhtiyaçlarının bir kısmına erişebilenler arsızca dalgaya alınıyor. Bir insana cebinde ne var diye sormak hiçbir insani değere sığmazken, kendilerinde bu hakkı gören kibir abideleri ortalıkta dolaşıyor. Kapitalist sistemin pençesi altında ezilen emekçiler günü çıkarmanın derdindeyken, kibir dağının tepesindekiler olayları tersyüz edip aktarmanın derdindeler. İktidar bu tabloyu işçilerin örgütsüzlüğünden faydalanarak gizlemeye çalışıyor. Ancak yaşananlar toplumdaki öfkeyi biriktiriyor, biriken öfke her gün farklı bir yerde açığa çıkıyor. İşçi ve emekçilerin haklarını günden güne tırpanlayan, seçimden seçime oy kaygısıyla temas ettiği halkla yüzleşmek zorunda kalan muktedirlerin maskeleri bir bir düşüyor.
Kapitalist sistemin temsilcileri şu gerçeği bizlere bir kere daha gösteriyor ki bu sistem hastalıklıdır ve her gün yeni bir hastalık doğurmaktadır. Muktedirlerin bu tutumları kibir virüsünün yayıldığını gösteriyor. Kibrin de zulmünde bu kadar aleni bir şekilde dışa vurumu yetti artık! Bunları unutacağımızı sanıyorlarsa yanılıyorlar.
Ama Her Şeye Rağmen
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Balıkesir Gönen’de bulunan Arıtaş Kriyojenik’te 19 Aralıkta başlayan grev 10 Ocakta anlaşmayla sonuçlandı. DİSK/Emekli-Sen 11 Ocakta Türkiye genelinde İzmir’den Trabzon’a, İstanbul’dan Denizli’ye pek çok ilde “TÜİK Verileri Kirli ve Yalan; Açlık,...
- Aralık ayında Birleşik Metal-İş sendikasının örgütlü olduğu Hitachi Energy, GE Grid Solutions, Schneider Elekrik, Arıtaş Kriyojenik ve Green Transfo fabrikalarında peşi sıra grevler başladı. Çok geçmeden de sermaye sınıfının tatlı kârlarını düşünen...
- İzmir Buca’da sendikal baskıların ve işten atma saldırısının devam ettiği Telus önünde direniş başladı. Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri ve ardından Metropol İnşaat adlı taşeron şirketler bünyesinde çalışan inşaat...
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...