Buradasınız
Kıdem Tazminatı Almak İçin Kaç Defa Evleneceğiz!
Esenyurt’tan bir kadın işçi
Yemek molasında fabrikanın bahçesinde bir grup işçi arkadaşla kıdem tazminatı üzerine sohbet etmeye başladık. İşçi arkadaşlarım televizyonlarda kıdemle ilgili haberleri anlatıyorlar ve kendilerini teselli ederek “devlet işçilere yanlış yapmaz” diyorlar. Sohbeti sizlerle de paylaşmak istiyorum.
Erkek işçi: Bence devlet bize yamuk yapmaz arkadaşlar, sonuçta fonda biriken parayı bize verecek.
Kadın işçi: Doğru diyorsun abi, ne güzel elimize toplu para geçecek işte. Daha ne istiyoruz?
İkinci kadın işçi: Aslında ben kıdem tazminatımı almak için kendimi işten attırmak istiyordum. Kıdemin fona devredileceğini duyunca vazgeçtim. Ne de olsa devlet fonundan alacağım.
İkinci erkek işçi: Valla ben AKP’li biri olarak şöyle düşünüyorum; kıdemi fona devredecekler bu para da devlet ve patronların işine yarayacak.
Üçüncü erkek işçi: İlk gündeme geldiğinde ben de şöyle düşünmüştüm: “Kıdem fona devredilirse izin vermeyiz arkadaş, öyle şey mi olur? Sokaklara atarım kendimi” demiştim ama şimdi patronlar çok ciddi bir şekilde fona devredilmesi için uğraşıyorlar. Bir an önce var olan kıdemimizi almak için uğraşalım.
Birinci erkek işçi: Sonuçta bir şekilde alacağız emekli olunca, ev alınca, evlenince alacağız.
İkinci erkek işçi: Emeklik şimdilik uzak bize. Evlenmeye gelince de kaç defa evleneceğiz kardeşim? Evli olan ne yapacak?
Birinci erkek işçi: (Gülerek) Ne diyeyim arkadaş boşanıp tekrar evlenirsiniz.
İkinci erkek işçi: (Gülerek) Şimdi boşanma 5-6 milyardan başlıyor tazminatı alır boşanma davasına verirsin.
İkinci kadın işçi: Bir şey olmaz, bence alırız. Kıdem tazminatın patrona kalacağına devlete kalsın daha garanti.
Üçüncü erkek işçi: Geçen bir arkadaş bana kıdemle ilgili ne düşündüğümü sordu. Ben de “ne düşüneceğim emekli olunca alırım” dedim. O da bana “iyi de sen emekli olunca alacağını söylüyorsun, peki çocukların ne olacak?” diye sordu. “Ben ne bileyim arkadaş, çocuklarım da emekli olunca alırlar elbet” dedim.
Üçüncü kadın işçi: Zeynep bana da ne düşündüğümü sordu. Aslında anlattığı çok doğru şeyler. Diyor ki “madem kıdemi işçiler alamıyor, devlet fona devredeceğine patronlara baskı yapsın, işçiler mağdur olmasın. Kıdem iş güvencesi, kıdemi fona devrederlerse patronlar kolayca işten atacak işçileri” dedi. Kafam karmakarışık oldu.
İkinci kadın işçi: Hiç zannetmiyorum devlet patronların işçileri işten çıkarmasına göz yummaz bence.
Sohbet böyle devam etti. Gördüm ki işçi arkadaşların bazıları devlete çok güveniyorlar. Kıdem tazminatını gasp ettirmemek için mücadeleyi seçmek yerine “fon devletin güvencesi altına girecek” diye kendilerini avutmaya çalışıyorlar. Sizlerin de bildiği gibi işsizlik fonu nasıl ulaşılmaz bir hale geldiyse kıdem fonu da öyle olacak. Bizim fabrikanın işçilerinin kıdem fonuna bakışı böyle, doğruları anlatmak biz sınıf bilinçli işçilere düşüyor.
Elleri Var Özgürlüğün
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...
- Türkiye’de seçimler öncesinde çok sayıda emekli eylemi gerçekleşti. Emeklilerin yaşadığı sorunların sandığa yansıyarak yerel seçimleri etkilediği herkesin malumu… Sorunlarımız bitmedi ve seçim sonrasında da emekliler olarak taleplerimizi haykırmaya...
- Merhaba dostlar; bizler İstanbul’dan bir grup öğretmeniz. 1 Mayıs’a yaklaşırken duygularımızı siz işçi kardeşlerimizle paylaşmak istedik. Öncelikle her sene olduğu gibi bu sene de 1 Mayıs coşkusunu haftalar, aylar öncesinden hissetmeye başladık. O...
- Öz Gıda-İş Sendikasında örgütlü işçilerin 7 Marttan beri grevde olduğu Abalıoğlu Lezita fabrikasında 16 Nisanda jandarma işçileri ve sendikacıları darp etti ve ters kelepçeyle gözaltına aldı. Yaralanan 8 işçi hastaneye kaldırıldı. İzmir Kemalpaşa’da...
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...