Buradasınız
Kim Bu Kadınlar?
İMES’ten bir matbaa işçisi
Fotoğraftaki kadınlar! Bu kadınlar matbaa sahibi patroniçeler. Kimisi eşiyle birlikte, kimisi de bizzat, matbaa fabrikası sahibi. Bir araya gelmelerinin amacı çay partisi değil. BASEV (Basım Sanayii Eğitim Vakfı) bünyesinde oluşturdukları Kadın Platformu çalışmaları için toplanıyorlar. Düzenli olarak toplanıyorlar, toplantı yerleri ise matbaa fabrikaları.
Bu toplantılardan birini 21 Eylülde Ayşe Umur’un ev sahipliğinde Umur Basım’da, diğerini ise 19 Ekimde Nihal Yaşar’ın ev sahipliğinde Kaptan Ofset’te gerçekleştirdiler. Matbaa sahibi kadın patronlar bu toplantılarda kendi çıkarları için bir dizi kararlar aldılar. Bu kararları şu başlıklar altında özetleyebiliriz: Komiteler altında bir araya gelmek, düzenli toplantılar yapmak, yeni patronları oy birliği ile kabul etmek, alt komiteler oluşturmak, eğitime yönelik sunumlar yapmak, ekip çalışmasıyla sektörel çıkarları genişletmek...
Kaptan Ofset’teki son toplantılarında kurdukları komitelere bir bakalım: Çıraklık Komitesi, Lise Komitesi, Üniversite Komitesi, Uluslararası İlişkiler Komitesi, Organizasyon Komitesi, Burs Komitesi, Çevre Komitesi. Her biri bir ekip başının sorumluluğunda oluşan komiteler, ekip çalışması halinde üstlendikleri işleri yerine getirecek. Örneğin üniversite komitesi, üniversiteleri geziyor, üniversitelere daha çok öğrenci alınması için YÖK ile görüşüyor, işçilerin 4 yıllık matbaa bölümü mezunu olmasını istiyorlar. Lise komitesi liseleri gezerek öğrencilerin matbaa meslek liselerini seçmeleri için ilgi çekici konuşmalar yapıyor, öğretmenler arasında alt komiteler kuruyor. Organizasyon Komitesi tiyatro oyunları ve geziler düzenliyor. Uluslararası Komite yurt dışında pazar, ucuz işçilik, son teknolojiler için araştırmalar yapıyor. Çıraklık Komitesi, işyerlerinin okul günlerinde dahi çocukları işe çağırmasını eleştirerek sigorta kapsamının genişletilmesi talebinde bulunuyor.
Kadın patronlar elbette matbaa işçilerinin sorunlarını çözmek, çırak ve gençlere daha iyi çalışma şartları oluşturmak için toplanmıyorlar. Daima kendi çıkarlarını korumak ve büyütmek için birleşiyorlar. Niyetleri gerçekten işçilerin koşullarını düzeltmek olsaydı, işçilerin ücretlerini arttırır, çalışma koşullarını iyileştirir ve sendikalaşmalarına izin verirlerdi. Onlar eğitimli, üniversite mezunu, yani vasıflı işçi istiyorlar, fakat bu işçilerin hak ettikleri ücrete ve çalışma koşullarına kavuşmalarını kabul etmiyorlar. İşçiler eğitimli olsun, fakat sınıf bilincinden yoksun olsun istiyorlar. Onlar kendi aralarında ekip çalışması yapıyor, iş bölümü yapıyor ve dayanışma içine giriyorlar, fakat aynı şeyi işçiler yapınca kadın veya erkek fark etmeksizin kapı dışarı ediyorlar. Onlar tiyatrodan uluslararası organizasyona kadar bir dizi faaliyette bulunuyorlar, fakat işçileri yorucu mesailere mahkûm ederek, kadın işçilerin çocuklarıyla birkaç saat dahi birlikte olmasına engel oluyorlar. Özetle arkadaşlar, matbaa patronları fabrika ayrımı yapmadan toplanıyor, ekipler kuruyor ve örgütleniyorlar.
Umur Basım, Kaptan Ofset, Akademi ve diğer matbaa fabrikalarında kadın ve erkek işçiler, kadın ve erkek patronların emriyle işten atıldılar. Onlar işçilerin haklarını almalarına izin vermediler. Sesini çıkarmayan ve söylenene boyun eğen işçiler olmamızı istediler. Onlar kazandıkça biz kaybettik. Onlar komiteler kurup örgütlendikçe biz daha da beter ağır iş koşullarında çalışmaya başladık. Matbaa işçileri olarak bizler daha ne duruyoruz? Düşünün, onlar fabrika ayrımı yapmadan toplanıyor ve komiteler kurarak örgütleniyorlar. Asıl bizlerin yapması gereken örgütlenmeyi onlar yapıyorlar. Hem de bizleri daha çok sömürmek için. Patronlardan hakkımızı almanın tek yolu bizim de en az onlar kadar örgütlü olmamızdan geçiyor. Bu örgüt, size en yakın sendika, size en yakın işçi örgütü, size en yakın UİD-DER temsilciliğidir. Ekipler halinde çalışalım, matbaa işçileri olarak bizler de örgütlenelim.
- Dünya Üzerinde Yaşayan Herkesin Evi Olmalı
- Onlar Yok Ediyor, Biz Yenisini Yapacağız!
- Suyun Lüksü Olur mu Hiç?
- “Senin Yolundan Gideceğim Amca”
- Her Günü Doğa ve İnsanlık Günü İlan Etmek İçin…
- “Kıpır Kıpırsın, Heyecanın Ne Güzel Ey Yolcu”
- “Bence, Sevgi Emektir”
- Ah, Cemal Ah!
- Bir Fotoğraf Karesinin Hissettirdikleri
- Davulun Sesi Uzaktan Hoş Gelir
- İstanbul’da Yaşam: Deniz Kıyısında Deniz Görememek!
- Bruno’nun Fikri, Benim Fikrim, Senin Fikrin…
- Yüzüncü Maymun Teorisi
- Bir Otobüs, İki Kuşak ve İşçi Sınıfı
- “Hey” Diyen ve UİD-DER Saflarında Büyüyen Çocuklarımız
- Butimar, Sen Safi Bir Kuş musun?
- Her Şeyin Bizim Ellerimizde Olması İçin!
- “Değişmeyen Tek Şey Değişimin Kendisidir”
- “Dert Bizde, Derman Ellerimizdedir”
- “Nehir, Nehir, Çocuğumu Geri Verin!”
Son Eklenenler
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...
- Mersin Çevre Platformu, MIP AŞ’nin limanı genişletmek amacıyla Atatürk Parkını kapatmasını Özgür Çocuk Parkında basın açıklaması ile protesto etti. Mersin halkı, şehir merkezinde bulunan Atatürk Parkının MIP A.Ş tarafından liman genişletme...