Buradasınız
Kim Konuşuyor, Kadına Yönelik Şiddeti Kim Kışkırtıyor?
Ankara’dan emekçi kadınlar

Her sene olduğu gibi bu sene de 8 Mart’ta iktidar sözcüleri ve sermaye sahipleri kadınlara ne kadar değer verdikleriyle ilgili nutuklar attılar. Bu sene de ikiyüzlüce konuşmalar yaparak kadına yönelik şiddete karşı nasıl mücadele ettiklerini anlattılar. Sanki 20 yıldır iktidarda olan ve bu sorunu çözmesi gereken kendileri değilmiş gibi, sanki erkek egemen zihniyeti körükleyip kadınları bu zihniyete teslim eden kendileri değilmiş gibi, kadınlara şiddet uygulayanları affeden hâkimlere verip veriştirdiler.
Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldığı bir programda Tokat’ta boşanmak isteyen eşini 23 yerinden bıçaklayarak ağır yaralayan birinin hâkim tarafından serbest bırakılmasını eleştirdi. “Sonuna kadar takip edeceğiz ve hâkimlerden, yargıdan da hesap soracağız” dedi. Siyasi iktidar hesap sormaktan bahsediyor. Sorunun kaynağında kimler var? Kimlerden hesap sormalılar?
Daha geçtiğimiz Şubat ayında Ankara Sincan’da bir kadın, hakkında uzaklaştırma kararı olan kişi tarafından bıçaklanarak katledildi. Hakkında şikâyet olan, uzaklaştırma kararı olan katiller ellerini kollarını sallayarak kadınları öldürüyor. Koruma ve uzaklaştırma kararları takip edilmiyor. Çoğu kez kadınlar bir uzaklaştırma kararı çıkartmak için bile kapı kapı dolaştırılıp yıldırılmaya çalışılıyor. 2019 yılında gerçekleştirilen bir kadın cinayetinde Ayşe Tuba Arslan bir yıl içinde 23 kez suç duyurusunda bulunduğu eski kocası tarafından satırla öldürüldü. Ayşe Tuba’nın şikâyetleri delil ve kanıt yokluğu nedeniyle görmezden gelindi, şikâyetlerin sadece beşi hakkında işlem yapıldı. Yani cinayet göz göre göre geldi, hiçbir önlem alınmadı. Hükümetin İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararıyla birlikte kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüzün daha çok cezasız kaldığı, kadın cinayetlerinin önünün açıldığı ortada.
Siyasi iktidar sahipleri kadın cinayetlerine kurban giden yüzlerce kadına rağmen önlem almıyorlar. İstanbul Sözleşmesini iptal ediyorlar. Şiddet mağduru kadınlar şikâyette bulunduklarında evlerine gönderiliyor, korunmuyor, boşanmak isteyen kadınlar kendilerine şiddet gösteren eşleriyle barıştırılmaya çalışılıyor. Hâkimler, kravat taktı diye şiddet uygulayanlara ceza indirimi yapıyor. Bütün bunlar yeni değil, yıllardır yaşanıyor. Ama siyasi iktidarın temsilcileri sanki yargıyı kontrol etmiyor ve sanki bunlardan sorumlu değillermiş gibi, hiçbir sorumlulukları yokmuş gibi davranarak riyakârlık yapıyor.
Gözlerinden ışıltılar saçılan Maliye ve Hazine Bakanı Nebati ise, 8 Mart programında gururlanarak kadınların işgücüne katılma oranının arttığını söyledi. Ama bu kadınların ne kadarının işsiz olduğunu söylemedi. 11 milyon kadınınsa işgücüne katılamadığından hiç bahsetmedi. Bunlar yetmezmiş gibi “Açıkça söyleyeyim; Allah bizi erkek, sizi kadın olarak yarattı. Kadına ağır iş, kadının eline kazma kürek, iş makinesi yakışmıyor. Kadın narindir, merhametlidir, incedir, ince ruhludur” dedi. Ardından orada oturan yönetici ve patron kadınlara bakarak “kadına sizin gibi değerli yönetici vasıfları içeren görevler daha yakışır” dedi.
Biz işçi sınıfının kadınlarıyız. Bakan Nebati, Dünya Emekçi Kadınlar Gününde biz işçi kadınları yok sayarak konuşuyor. Patron kadınları pohpohluyor. “Kadın narindir, incedir eline iş makinesi yakışmaz” diyor. Ama fabrikada 12 saat çalışmak yakışır, hakarete, tacize, şiddete katlanmak yakışır! Tarlada kan ter içinde çalışmak, ağır yükler taşımak yakışır! Hem dışarıda çalışıp hem de ev işlerini, çocuk bakımını tek başına üstlenmek yakışır! İşsiz bırakılmak, ucuza çalıştırılmak, ilerleyen yaşa rağmen emekli edilmemek yakışır! Milyonlarca işçi kadın gece vardiyasında çalışırken, küçücük bebeklerini evde bırakıp işe gitmek zorundayken, karşılığında 3 kuruş kazanıp temel ihtiyaçlarını bile karşılayamazken sermaye sahiplerinin umurlarında bile olmuyor. Kadınlar haklarını istedikleri zaman onlara baskı uygulanıyor. Bel Karper ve Adkotürk’te hakları için mücadele eden kadınların nasıl polis şiddetine maruz bırakıldığını unutmadık. Kadına ağır iş yakışmıyor ama cop yakışıyor, öyle mi?
Her yıl büyük şirketler bünyelerinde ne kadar çok kadın çalıştığını, bu kadınların iyi görevlere geldiğini, değerli olduklarını anlatan reklamlar yayınlıyorlar. Migros da bu sene şöyle bir reklam yaptı: “Migros’ta yöneticiyse, kasapsa, kuryeyse kesin erkektir diye bir şey yok, burada her işe kadın eli değer” diyor. Ama biz saat ücretlerine 4 lira zam istedikleri için işten atılıp kapı önüne koyulanların, patronun villası önünde ters kelepçeyle gözaltına alınanların da kadın işçiler olduğunu biliyoruz. Onların emekçi kadınlara verdikleri değer budur, reklamlarda gösterdikleri değil. Onların yalanları biz örgütlü, İşçi Dayanışması okuru emekçi kadınları kandıramaz. Gözümüzü boyayamaz.
Önlem almayarak, erkek egemen zihniyeti kışkırtarak kadına yönelik şiddetin önünü açıyorlar. Hakkını isteyen, sokağa çıkan işçilerin, emekçi kadınların karşısına gazla, copla, tazyikli suyla, ters kelepçeyle çıkıyorlar. Utanmadan, çekinmeden, yüzleri kızarmadan konuşabiliyorlar. Ama emekçi kadınlar daha çok mücadeleye katıldığında, seslerini daha çok çıkardığında onların sesleri kısılacak. Ne yaparlarsa durduramadıkları eylemler, direniş alanlarında kutlanan coşkulu 8 Mart’lar da bunu gösteriyor. Biz emekçi kadınlar hayatın her yerindeyiz, olmaya da, sesimizi daha güçlü çıkarmaya da devam edeceğiz!
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- UİD-DER ve Belediye-İş’ten 8 Mart Etkinliği
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- 8 Mart Yol Gösteriyor: Engeller Mücadeleyle Aşılır
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Mücadelemizin Sembolü 8 Mart
- Emekçi Kadınlarız, 8 Mart Ruhuyla Birleşiyoruz!
- Kim Konuşuyor, Kadına Yönelik Şiddeti Kim Kışkırtıyor?
- 8 Mart Bize Yol Gösteriyor
- Biz Birlikte Güçlüyüz
- Yaşasın 8 Mart! Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
- 8 Mart’ta UİD-DER’de Buluştuk
- Emekçi Kadınlar Değiştikçe Değiştiriyor
- Yaşananlara Sessiz Kalmayalım
- Direnişten “Direncin ve Değişimin Öyküsü”ne
- Triangle’ın Kadın İşçileri ve 8 Mart
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- “Kendimiz İçin Yürüdük…”
- Direnç Çiçekleri İşçi Sınıfının Bağrında Filizlenir
Son Eklenenler
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...
- Geçtiğimiz günlerde bir marketin önünde, lise öğrencisi bir gencin beş market çalışanı tarafından depoya sürüklenmeye çalışıldığını gördüm. Müdahale ettim. Genç, iki parfüm çaldığını itiraf etti. Korkmuştu, gözleri büyümüştü. Market çalışanlarından...
- Erik ağaçları durmuşsa çiçeğe/ Işıldamışsa kavakların yaprakları/ Sular yürümüşse söğütlerin dallarına/ Sarmışsa madımaklar çimenleri/
- Adana ve Mersin’de faaliyet gösteren Toros Tarım tesislerinde Petrol-İş Sendikasında örgütlü 213 işçi, 21 Mayıs sabahı greve çıktı. UİD-DER’li işçiler olarak grevin 5. gününde Mersin’deki fabrikanın önünde grevci işçilere dayanışma ziyaretinde...
- Nakba’nın 77. yılında dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler, Filistin halkına yapılan zulmü protesto ediyor, şehir meydanlarında kitlesel gösteriler düzenliyor. Dünya genelinde yüzbinlerce işçi ve emekçi, 77 sene önce Filistin halkının...