Buradasınız
Kimin Kime Jesti?
Ankara’dan bir işçi-öğrenci

Geçtiğimiz ay asgari ücret belirlendi. Asgari ücretin belirlenmesinden sonra Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı “Geçtiğimiz sene asgari ücret desteğinin 2019 yılı için son kez verildiğini açıklamamıza rağmen, bu sene zam oranının enflasyon oranının altında kalmaması için 2020 yılı için de 75 liralık asgari ücret desteğini vereceğiz. Asgari ücret desteği işçiye jestimiz” diye bir açıklamada bulundu. Peki, bu 75 liralık jest nereden sağlanıyor? Tabi ki İşsizlik Sigortası Fonundan! Peki, kime veriliyor? Tabi ki patronlara! İşçinin parasını patrona ver sonra da bunu “işçiye jest” diye yutturmaya çalış. Pes doğrusu, pes!
İşsizlik Sigortası Fonu işini kaybetmiş işçilerin, işsiz kaldıkları dönemde geçimlerini sağlayabilmeleri için kurulan bir fondur. İşsizlik fonu milyonlarca işçinin ödediği primlerle oluşuyor. Buna rağmen işsizlik fonu bizim ihtiyaçlarımızı karşılamak yerine patronlara peşkeş çekiliyor. Türkiye İş Kurumunun verilerine göre, 2019 yılının ilk 7 ayında İşsizlik Sigortası Fonundan işverenlere teşvik olarak 8,8 milyar lira, işsizlik ödeneği olarak ise işçilere 5,8 milyar lira ödenmiş. Bakan Selçuk’un “işçiye jestimiz” dediği şey tam tersine işçinin soyulması işverene jest yapılması anlamına geliyor.
İçinden geçtiğimiz kriz döneminde doğalgazından suyuna, elektriğinden temel gıdasına büyük zamlar yapıldı. Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 6 bin 705 liraya ulaştı. Aynı ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani “açlık sınırı” ise 2 bin 58 lira. Son belirlenen asgari ücret ise o sözde jestle birlikte 2 bin 324 lira oldu. Böylece asgari ücret yine sefalet ücreti olarak kaldı. Patronların biz işçilere açlık ve sefaleti reva görmesi yetmezmiş gibi bir de üstüne pişkin pişkin “jestimizi yaptık” diyorlar. Onlar kim oluyor da bizlere jest yapsın! Onlar ki bir avuç asalaktan öteye gidemeyen sömürücülerdir. Biz işçilerse emeğimizle hayatı üretenleriz.
Kapitalist sistemde bizlere gün yüzü görmek yok dostlar. Gün birlik olma, işçi sınıfının saflarında örgütlenme günüdür. Biz işçiler örgütlenmediğimiz sürece siyasi iktidarlar bizim aklımızla dalga geçmeye, bizlerin oluşturduğu fonlardan “jestler” yapma cesaretinde bulunmaya devam edecekler. Ama biz biliyoruz ki dünya yerinden oynar işçiler birlik olsa!
- Biz Bu Masalları Ayaküstü Çok Dinledik
- Ekonomik Sorunların Kaynağı Bulundu: İşçi ve Emekçiler!
- Vergiler Patronlardan Kesilsin!
- Soğanı Bile Lüks Hale Getiren Bu Rejim Gitmeli!
- Bakandan Dâhiyane Buluş: Kış Tatili!
- Bizim Yoksulluğumuz, Onların Yalanları Büyüyor
- Nasıl Küçüldük, Kimi Büyüttük?
- Bir İşçi Çocuğunun Gözünden Hayat Pahalılığı
- “2023’ü Beklerken” Neler Oldu?
- Zamlardan Haberi Olmayanlar da Var!
- Enflasyonu Asgari Ücret Zammı mı Arttırıyor?
- Büyüdüğümüzü Hissedebiliyor musunuz?
- Evsiz Kalmak mı Mücadele Etmek mi?
- Ekmeğimizi Büyütmek İçin!
- Haklı Olan Biziz!
- İktidarın Enflasyon Masalı
- Yağa Neden Zincir Vuruluyor?
- Yüksek Elektrik Faturalarına Tepkiler Sokaklara Taştı
- İşten Çıkarma Yasağı Sona Erdi, Saldırılar Başladı!
- Doların Yükselmesi Bizi İlgilendirmez mi Dediniz?
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...