Buradasınız
Kısmi Süreli ve Çağrı Üzerine Çalışanların Sağlık Primleri
Kaynarca’dan bir kadın işçi
“Gelecek için bugünden; sürdürülebilir, kabul edilebilir ve uygulanabilir bir sistem” sloganıyla lanse edilen Sosyal Güvenlik Reformu, işçi haklarına yönelik saldırı planlarının en kapsamlısı olarak 1 Ekim 2008’de uygulamaya konulmuştu. Bu yasayla amaçlananın, devletin sağlık sisteminden elini çekerek, sosyal güvenlik hakkını piyasaya, ilaç tekellerine, özel emeklilik ve sigorta şirketlerine, özel hastanelere teslim etmek, yani kısacası sağlık hizmetlerini sermaye sınıfının istekleri doğrultusunda paralı hale getirmek olduğu görülüyor. Kayıt dışı istihdamı önlemek amacıyla uygulamaya konulduğu belirtilen ve kanunda, “kısmi süreli ve çağrı üzerine çalışma” kapsamına girenleri yani part-time çalışanları ilgilendiren konu ise, eksik kalan sigorta primi ödemelerinin işçinin kendisi tarafından her ay 30 güne tamamlanmasının zorunlu hale getirilmesi.
Bu uygulama soygundan farksızdır. Çünkü eksik kalan sigorta primi ödemeleri oranının isteğe bağlı sigortalılık kapsamında %32’ye çıkarıldığı ve ödenecek asgari rakamın 30 gün temel alınarak 204,38 TL’ye denk geldiği göz önüne alındığında, kısmi süreli çalışan işçilerin aldıkları ücretleri neredeyse eksik kalan sigorta primlerini yatırmak için kullanacağı da görülür. Eğer işçi 30 günlük sigorta primi ödemesini tam olarak yapmazsa ne kendisi ne de bakmakla yükümlü olduğu yakınları sağlık hizmetlerinden yararlanabiliyor. Üstelik kanunun bu maddesi ile ilgili olarak uygulamada hâlâ hiçbir şey netleşmiş değil ve eksik prim ödemelerinin nasıl yatırılacağı konusu tamamen belirsiz.
Yeni işe başlayanların sağlık hizmetlerinden yararlanma şartları incelendiğindeyse, çok büyük bir yenilik olarak gösterilen 30 günlük sigorta primi ödemesi yeterli sayılıyor. Ancak, işçinin hem kendisinin hem de bakmakla yükümlü olduğu yakınlarının tedavi imkânlarından yararlanabilmesini düzenleyen kanunun 67. maddesinin devamını incelediğimizde karşımıza sigortalılık halinin sona ermesinden sonra yalnızca 10 gün bu hizmetlerden yararlanmaya devam edilebileceği gerçeği çıkıyor.
“Herkese sağlık hakkı” olarak ilan edilen yasanın en önemli “getirisi” ise, işsiz dahi olsanız sağlık haklarından yararlanabilmek için mutlaka sigorta primi ödeme zorunluluğunun olması. İşsiz dahi olsalar, kişilerin ödeyeceği primler şöyle olacak: Aylık geliri 212,90 ile 638,70 TL arasında olanlar ayda 25,55 lira; aylık geliri 638,70 ile 1.277,40 TL arasında olanlar ayda 76,64 lira; aylık geliri 1.277,49 TL’den fazla olanlar ise ayda 153,29 lira. Genel Sağlık Sigortası primlerini kişi her ay gidip bankalara ödeyecek. 1 YTL dahi prim borcu olanlar sağlık hizmetinden yararlanamayacak. Milletvekilleri ise bu bedeli ödemeyecek.
Çalışabilen bir işçi bile yeterli sağlık hizmeti alamazken, işsiz bir işçinin hangi parayla bu primi ödeyebileceği sorusu yasanın işlevini bir kez daha sergiliyor. 5510 sayılı yasanın işçiler için ne kadar güzel ve sürdürülebilir (!) bir gelecek hazırladığı ve kimlerin çıkarını güttüğü ortadadır. Ve zamanla uygulamadaki belirsizlikler netleştiğinde daha da ortaya çıkacaktır. Tüm dünyada işçi sınıfının bütününe yönelik gerçekleşen saldırıların, baskıcı ve yaşam hakkını elinden alan uygulamaların durdurulabilmesi ancak örgütlü ve militan bir mücadele ile mümkün olabilecektir. Sınıfın örgütsüzlüğünden ve sendika bürokratlarının pasifist ve uzlaşmacı tutumlarından cesaret alarak hayata geçirilen saldırıların, bu sömürü düzenine son verilmediği sürece arkası kesilmeyecektir. Bu sömürü düzenini yıkmak ve saldırılara sınıfımızın gücüyle yanıt verebilmek için UİD-DER saflarında mücadeleyi yükseltelim.
UİD-DER İle Alandaydık!
İşsizlik Sigortası Ödeneğinde Kumpas
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- İşsizlik Fonu Yine Patronların Hizmetinde
- Asgari Ücretin Vergi Dışı Bırakılması ve Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
- Buzdağının Görünmeyen Kısmı: Meslek Hastalıkları Gerçeği
- Grev Kırıcılığı ve Grev Hakkı
- Kazı Bağırtmadan Yolma Meselesi: Vergi
- Patronun Keyfi Kısa Çalışma Uygulamasına Karşı Dava Açan İşçi Kazandı
- Şimdi de İstirahat Parasına Göz Diktiler!
- Kod 29 ve SGK’nın Algı Oyunları
- Kod 29 Mağduriyeti Ortadan Kalkıyor mu?
- Kölelik Düzeninin “Yeni Normali”: Uzaktan Çalışma
- Yasal Olan Meşru mudur?
- Tazminatsız İşten Atma Saldırısı: Kod 29
- Patronların Pandemi Saldırısı: Kod 29!
- Çalışma Yaşamında Orman Kanunları
- Sigorta Hakkımız Gasp Ediliyor
- Sermayenin Elindeki Kamçı: Pandemi
- Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi, Kıdem Tazminatımızın Elimizden Alınmasıdır
- Sokağa Çıkma Yasaklarıyla Birlikte Telafi Çalışması Yaygınlaşıyor
- Kısa Çalışma Ödeneği ve Ücretsiz İzin Uygulaması
Son Eklenenler
- İranlı sınıf kardeşlerimiz, Sizlere Türkiye’den yazıyoruz. Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler olarak sizleri en içten duygularımızla selamlıyoruz. On yıllardır Filistin halkına yönelik zulmünü sürdüren İsrail, bugün ABD’...
- 11 Temmuzda Brezilya’nın birçok kentinde on binler, emek karşıtı politikaları ve saldırgan uygulamalarıyla tanınan eski başkan Bolsonaro’nun yargılanma sürecine müdahale ettiği gerekçesiyle Trump’ı protesto etti. Kenya’da geçtiğimiz yıl vergi...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), 14 Temmuzda Ankara’da bulunan Genel Merkez binasında düzenlediği basın toplantısında 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi taleplerini ve mücadele programını açıkladı. Basın...
- DİSK Emekli-Sen, 13 Temmuzda Çankaya Zübeyde Hanım Sosyal Tesisleri’nde “Emekli Buluşması” düzenledi. DİSK-AR tarafından hazırlanılan 2025 Emekli Raporu’nun kamuoyuyla paylaşıldığı etkinliğe DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, DİSK Emekli-Sen Genel...
- Haydarpaşa Dayanışması, son banliyö seferlerinin durdurulduğu 2013’ten bu yana Haydarpaşa Garında her Pazar günü “Ne Otel Ne Müze, Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak!” pankartıyla basın açıklamaları gerçekleştiriyor. 13 Temmuz Pazar günü gerçekleştirilen...
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...