Buradasınız
Kozlu’da Göz Göre Göre İş Cinayeti!

Geçen yıl Zonguldak Kozlu’da metan gazı patlaması sonucunda sekiz işçi hayatını kaybetmişti. Aslında daha o gün, tüm olgular, gerekli iş güvenliği önlemleri alınmadığı için işçilerin yaşamını kaybettiğini ortaya koyuyordu. Çalışma Bakanlığı müfettişlerinin işyeri için olumsuz rapor tuttuğu ama gerekli denetimlerin ve yaptırımların yapılmadığı ayrıntılarıyla basına yansımıştı. Genel Maden İşçileri Sendikası’nın açıklamaları da, işçilerin göz göre göre ölüme gönderildiği gerçeğini destekliyordu.
Nitekim patlamayla ilgili hazırlanan ikinci bilirkişi raporu da, gerekli iş güvenliği önlemlerinin alınmadığını gözler önüne seriyor. Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberine göre raporda, “Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK), uzmanlığı bulunmayan şirkete birinci derecede gazlı maden ocağını teslim ettiği, şirketin, iki yıldır uyarılara rağmen gaz sondajı kurallarına uymadan işçileri çalıştırdığı vurgulandı. Raporda, faciadan üç ay önce yapılan ‘Üç kez sondaj yapılmadan çalışılmamalı’ uyarısının bile dikkate alınmadığı dile getirildi. Raporda olayda Star adlı taşeron şirketin yöneticilerinin asli, TTK’nın da tali kusurlu olduğu ifade edildi.
Uyarıldı, denetlenmedi
“Zonguldak Kozlu’da geçen yıl 7 Ocakta metan gazı patlaması sonucu meydana gelen maden kazasında Hüseyin Kürekçi, Hasan Bozacı, Muharrem Yapıcı, Yüksel Koca, Ahmet Şekerci, Köksal Kadıoğlu, Muhsin Akyüz ve Satılmış Arslan isimli sekiz işçi hayatını kaybetmişti. Zonguldak Başsavcılığı’nın olaya ilişkin yürüttüğü soruşturma kapsamında geçen 5 Aralıkta ikinci kez bilirkişi raporu istendi. Hazırlanan rapor ihmaller zincirini ortaya çıkardı. Raporda, TTK’nın yerin 630 metre altında doğu rekup galerisinin açılma işini uzmanlığı bulunmayan ‘Star’ adlı taşeron şirkete verdiği belirtildi. Raporda daha önce maden ocağında inceleme yapan Başmühendis Nevzat Ünlü’nün ifadesine de yer verildi. Rapora göre Ünlü ifadesinde şunları dile getirdi: ‘Faciadan üç ay önce, 17 Ekim 2012’de -630 metrede denetim yaptım. Denetimde ‘çalışılan bölgedeki metan gazının boşaltılması için en az üç adet sondajla ilerlenmesi, bunların 25 metre uzunluğunda olması gerektiği ve beş metre kala sondajların yenilenmesinin degaj (metan patlaması) riskinin önlenmesi bakımından yararlı olacağı’ uyarısında bulundum. Aynı uyarıyı 22 Aralık 2010’da da yaptım. İlk uyarım üzerine TTK 25 Ekim 2010’da taşeron şirket Star’ı uyardı. Ani gaz boşalması olabileceği için üç kez sondaj önerdim. Bu eksikliklerle ilgili kimse bilgi talep etmedi.’ Raporda yer verilen çizelgelere göre ise 17 Eylül 2010’dan 4 Ocak 2013’e kadar, 25 metreyi geçen altı sondaj yapıldı. Son sondaj 4 Ocakta yapıldı. 25 metre olması gereken sondaj, 20 metrede kaldı. Raporda ayrıca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu’nun çeşitli tarihlerdeki denetme sonuçlarına yer verilerek, facianın önceden haber verildiği kaydedildi. Teftiş Kurulu tarafından yapılan 20 Kasım 2012’deki denetimde, -630’da malzeme düşmesine karşı elemanların yeterince bakımı yapılmadığı, 27 Ekim 2011’de yeterli degaj sondajı yapılmadığı rapora girdi.”
Hiçbir kurala uyulmamış
“Raporun değerlendirme kısmında şu bilgilere yer verildi: ‘Ocak birinci sınıf gazlı olduğu ve ani degaj (metan) tehlikesi bulunduğu bilinerek taşerona verildi. Şartnameye göre, 25 metrelik sondaj yapılması ve sondaj uç noktası ile galeri arasındaki mesafe beş metreye düştüğünde sondajın yenilenmesi gerekiyordu. Buna rağmen ocakta, sondaj uygulanmadı ve sayısı ile uzunluğun yetersiz kalmıştır. Barutla ateşleme sırasında işçiler 200 metre uzakta olması gerekirken, 95 metre içerisindeydiler. Metan gazlı madenlerde kullanılması yasak olduğu halde vardiya içerisinde gecikmeli kapsül kullanılmıştır. Acil tahliye ikaz sisteminin yoktu. Gazölçer eskiydi ve işçiler metre usulü çalışıyordu.’”‘Mecburen çalışıyoruz, yoksa işten çıkartılırız’
“Raporda işçilerin de ifadelerine yer verildi. İfadesi alınan işçilerden İsmail Dağlıoğlu sondaj yapmadan ilerlemenin tehlikeli olduğunu bildiklerini, fakat karşı çıkma imkânlarının olmadığını belirterek, ‘Başka bir alternatifimiz yok. Aksi takdirde işten çıkarılırız. Sondajsız çalıştığımız sürede denetime gelen olmadı’ dedi. Turgut Durgut ise sondaj aletinin ‘eski püskü’ olduğunu, bazen bozulduğunu, tek bir sondajcının bulunduğunu ve onun da zaman zaman başka madene çalışmaya gittiğini belirtti. Durgut ayrıca, ‘vakvak’ adı verilen gaz ölçüm cihazlarının da eski olduğunu vurguladı. Mustafa Sarı ise TTK’nın uyarılarına rağmen Star adlı şirketin sondajı göz ardı edebildiğini anlattı.”
Zorlu Tekstil’de İşçi Kıyımı Sürüyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- Çocuk İşçilikle Mücadele İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinin Büyümesiyle Mümkün
- 301’i, Soma’yı, O Günden Beri Hiç Unutmadık…
- Nurtani İçin Adalet, Adalet İçin Mücadele Gerek
- Sorumluluğu İşçiye Yıkmanın Yolu: “Ya Güvenli Çalış Ya Hiç Çalışma”
- “Benim Suçumdu Abla”
- Toplu Konut Değil, Toplu Mezar!
- Örgütlenmeye İhtiyacımız Var
- Kâr Hırsı Doğayı ve İşçileri Katlediyor
- Gençlerimiz Ölmeye Devam Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Sağlıksız ve Kötü Çalışma Koşullarına Karşı Birleşelim
- Mesleki Eğitim mi Kâr Hırsı mı?
- Hayatımızı Değiştirecek Parolayı Unutmayalım!
- Gizli Açlık Tehlikesi Büyüyor
- Biz Mücadele Edersek Her Şey Düzelir!
- Hasköy Sanayi Sitesinden Sonra Şimdi Sıra Kimde?
- Ya Beni İşten Atarlarsa?
- İSG-SEN Ankara’da Siyah Baret Eylemi Yaptı
- Patronların Prestiji Yangın Riskinden Daha Önemli
Son Eklenenler
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla İstanbul Kadıköy’de yapılan mitinge binlerce kişi katıldı. Kadıköy Söğütlüçeşme’de toplanan kitle, “Savaşa ve Sömürüye Karşı Demokrasi ve Barış Kazanacak” pankartı arkasında rıhtımdaki miting...
- Türk-İş’e bağlı Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı’nın (SYDV) Türkiye genelindeki 1003 kurumunda çalışan 10 bin kamu işçisi 29 Ağustosta greve çıktı.
- Güvenliğin ve danışmanın olduğu katta her 5 dakikada bir “sistemsel hata ve arıza olduğu için tüm katlarda hizmet verilemiyor” şeklinde anonslar yapılıyordu. Önce güvenliğe gidip bu yapılanın yanlış olduğunu, insanlara memurların iş bıraktığının...
- Filler Sultanı ile Kırmızı Sakallı Topal Karınca adlı romanında Yaşar Kemal, sömürülenlerle sömürücüler arasındaki büyük çelişkiyi anlatır. “Çünkü” der, “sömüren güçlü azınlıkla, sömürülen ve güçsüz sanılan çoğunluk, her çağda vardı. Ama bu çelişki...
- İktidarın “Kamu Çerçeve Protokolü” sürecindeki tutumunu protesto etmek için yapılan bir eylemin ardından bir kadın işçi çevresindeki insanlara sordu: “Bu sene hiç kiraz yediniz mi?” Bu soruya evet diyen tek bir kişi çıkmadı. Kilosu 700 lirayı aşan...
- Mücadele örgütümüz UİD-DER’in saflarında yer almış her işçi kardeşimizden, çoğu zaman övgü dolu sözler duyarız. Bu sözler tesadüf değil, UİD-DER’in sınıf mücadelesinin tarihsel deneyimlerinden süzülüp gelen mücadele kültürünün bir sonucudur. Ben de...
- İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, 1 Eylül Dünya Barış Günü kapsamında 31 Ağustos Pazar günü Kadıköy’de bir miting düzenleyeceklerini duyurdu. Miting çağrısı, Mecidiyeköy’de bulunan Tüm Bel-Sen İstanbul Şube binasında 27 Ağustosta...
- Toplamda 6,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisini ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde, anlaşma sağlanamadı. Kamu İşveren Heyeti ile konfederasyonlar arasında görüşmeler çıkmaza girdiği için, süreç Kamu Görevlileri Hakem Kuruluna...
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...