Buradasınız
Kriz Hep İşçiye mi?
Pendik’ten bir ofis işçisi
İşçi sınıfının tarihi mücadeleyle kazanılmış haklarla doludur. Güçlü bir örgütlülüğe sahip olduğu zaman önünde hiç bir güç duramamış ve tarihe adını yazdırmıştır. Ancak örgütlülüğü zayıflayıp dağınık olduğu zaman ise uğruna mücadele edip kazandığı haklarını bir bir kaybetmiştir.
İşçi sınıfının tarihi aynı zamanda derslerle doludur. Geçmiş mücadelelerinden çıkarılmış bu derslerden yararlanmak, bugünün mücadeleci işçileri açısından elzemdir. Örneğin bugün gasp edilmeye çalışılan kıdem tazminatı hakkımız, 70’li yıllarda bizzat örgütlü işçilerin mücadelesiyle bugünkü halini almıştır. Kıdem tazminatından faydalanma hakkını kazanabilmek için çalışma süresi önce 5 yıldan 3 yıla sonra 1 yıla kadar düşürüldü. Şu anki yasada ise 1 yıllık çalışma süresiyle her yıl için 30 günlük ücret üzerinden ödeniyor. O dönem işçi sınıfı sendikalarda, derneklerde ve işçi partilerinde örgütlüydü. Patronlar sınıfı işçi sınıfının soluğunu ensesinde hissettiği için bu tavizi vermek zorunda kalmıştı. Görüyoruz ki, kıdem tazminatı hakkı gökten zembille inmemiş, bizden önceki işçi sınıfı kuşaklarının mücadelesi ile kazanılmıştır. Tam da bu yüzden sahip çıkmamız hayati önemdedir. Mücadelede kararlıysa ve örgütlü bir güce sahipse işçi sınıfı için başarılamayacak şey yoktur.
İçinden geçtiğimiz dönem ise ne yazık ki işçilerin örgütsüz ve dağınık olduğu bir dönemdir. Sermaye sınıfı da bu durumu çok iyi bildiği için her fırsatta işçi sınıfının kazanılmış haklarına saldırıyor. Patronlar sınıfı “ekonomik kriz var azla yetinin” diyor bize. “Kriz var çok çalışın işinize sahip çıkın” diyor, sanki az çalışıyormuşuz gibi. “Kriz var, o yok, bu yok” deyip duruyor. Siz hiç duydunuz mu “kriz var durumumuz kötü” diyen bir patronun lüksünden feragat ettiğini? Kriz hep işçilerin belini büküyor. Oysa sormak gerekmez mi, bu krizi biz mi yarattık? Neden tüm yükünü işçi sınıfı olarak biz omuzluyoruz? Neden hep çok çalışan biz işçiler olduğumuz halde kötü çalışma ve yaşam koşulları altında bizler eziliyoruz? Önce bunları sormamız lazım kendimize ve cevaplarını bulmamız lazım.
Şimdi de kıdem tazminatımızı elimizden almaya çalışıyorlar. 8 saat çalışma, fazla mesai ücreti, ikramiye, yıllık izin, kıdem tazminatı ve daha birçok kazanımlar geçmişte işçilerin canı pahasına ve mücadeleyle kazanılmıştır. Onların mücadelesi sayesinde bizler bu hakları kullanabildik. Ama ne yazık ki bunları bir bir kaybediyoruz. Kazanılmış olan haklarımıza sahip çıkmamız gerekiyor. Hakkımıza sahip çıkmazsak bu uğurda mücadele veren ve bu hakları bize miras bırakan işçilere haksızlık etmiş oluruz.
- Metal İşçileri: “İşçinin Hakkı İşçiye!”
- Kıdem Tazminatı Hakkımız Egemenlerin Ağzını Sulandırıyor
- “Olmaz Öyle Şey”
- Sendika Biziz!
- Engel Olduk, Yine Olabiliriz!
- Su Uyur Düşman Uyumaz
- Kötü Gün Dostu Kıdem
- Patronların Oyununa Kanmamak İçin UİD-DER’e
- Kıdem Tazminatı Bize Mirastır
- Sağlıklı ve Güvenli Çalışma İçin Kıdem Tazminatına Sahip Çık
- Kıdemden Elinizi Çekin!
- Kıdem Tazminatı Sınıfımızın Bize Mirasıdır
- Kıdem Tazminatımızın Patronların Cebine Girmesine İzin Vermeyeceğiz!
- Gebze Sendikalar Birliği: Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz!
- Kıdem Tazminatı Maliyet Değil Haktır!
- İçimiz Isınır mı?
- Dün Ayağa Kalkmışlardı, Peki Ya Bugün?
- Kıdem Tazminatını Gasp Ettirmeyelim
- Burjuva Medyanın Dezenformasyonlarına Kanmayalım!
- Kıdem Tazminatı: Yalanlar ve Gerçekler!
Son Eklenenler
- İngiltere’de geçtiğimiz haftalarda üç çocuğun öldürülmesinin ardından bu cinayetlerden göçmenleri ve Müslümanları sorumlu tutan güruhlar sokaklara dökülmüştü. Ülkede göçmen ve Müslümanları hedef alarak ırkçı saldırılar başlatan faşist çetelere karşı...
- İstanbul Bakırköy Metro şantiyesinde Bayburt Group taşeronu Modüler Teknik firmasında çalışan DİSK Dev Yapı-İş üyesi inşaat işçileri ücretleri aylardır ödenmediği için 12 Ağustosta Bayburt Group önünde eyleme başladı.
- Herkesin dilinde olan basit, masum bir soru… Ama aynı zamanda soranın da cevaplayanın da belli düşünce kalıplarına hapsolduğunu gösteren bir soru: Senin memleket nere? Fabrikada yeni işe başlayan birine, sokakta, otobüste, parkta tanıştığımız birine...
- İki kız kardeş, 15 yaşındaki Esmanur Argun ve 18 yaşındaki ablası Elif Argun, Urfa Viranşehir’den tarım işçisi olarak Bursa’ya gelmişlerdi. İşe giderken onları taşıyan traktörün devrilmesi sonucu hayatlarını kaybettiler. Kısacık yaşamları gibi...
- Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan Polonez işçilerinin sendikalı çalışma hakkı ve işe iade talebiyle başlattıkları direniş sürerken 9 Ağustosta İstanbul Valiliği önüne giderek seslerini duyurmaya çalıştılar. Türk Harb-İş...
- Geçtiğimiz günlerde Cerrahpaşa Üniversitesine bağlı Murat Dilmener Hastanesinin su tesisatının patlaması üzerine, yeni doğan yoğun bakım ünitesinin tavanı çöktü. Solunum cihazına bağlı bir bebek hayatını kaybetti. Solunum cihazına bağlı olan ve...
- UİD-DER’e gelmeden önce de bu dünyada olup bitenlere karşı öfkeliydim. Bir şeyler yapmak istiyordum fakat ne yapacağımı bilmiyordum. Yani öfkemi doğru yerekanalize edebilmiş değildim. UİD-DER sayesinde kapitalist bir sistemde yaşadığımızı ve tüm...
- 31 Mart yerel seçimleri sonrası belediye işçilerine yönelik işten atma ve ücret gaspı saldırıları devam ediyor. İşten atılan işçiler işe iade talebiyle direnişe başlarken ücretleri gasp edilen, düşük ücret dayatılan işçiler de çeşitli eylemlerle hak...
- Sokak köpeklerinin katledilmesinin önünü açan yasa geçtiğimiz günlerde AKP’li ve MHP’li vekillerin oylarıyla Meclisten geçti. Yasa hazırlanırken ve oylanırken yaşananlara baktığımızda nasıl bir düzende yaşadığımızı daha iyi anlıyoruz. Yasa gündeme...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden bir buçuk yıl geçmesine rağmen deprem bölgelerinde barınma sorunu bile çözülmüş değil. Depremden sonra TOKİ, 18 ilde 674 bin 238 konut yapılmasını hedeflediğini açıklamıştı. Şimdiye kadar teslim edilen konut sayısı...
- İkinci Dünya Savaşının son aylarında ABD’nin Hiroşima’ya atom bombası atması ve yüzbinlerce insanın ölümüne neden olması insanlık tarihinin en büyük katliamlarından biri olarak acıyla hatırlanmaya devam ediyor. Bu büyük katliamın 79. yıldönümü olan...
- 28 Temmuz 1914’te dünyanın o güne kadar gördüğü en kanlı savaş başladı. Tam dört yıl süren ve 20 milyon insanın ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve sakatlanmasına, kentlerin yakılıp yıkılmasına yol açan bu savaş tarihe Birinci Dünya Savaşı...
- İspanya’da bir duvarda şöyle yazıyor: “El que nos roba es de aqui y rico no inmigrante y pobre.” Yani “Bizi soyanlar göçmen ve yoksul değil, buralı ve zengin.” Bu kısacık bir duvar yazısı içinde bulunduğumuz durumu çok çarpıcı bir şekilde anlatıyor...