Buradasınız
Krizin Faturası Patronlara!

İnsanlık için en iyi sistem diye propaganda edilen kapitalist sistem büyük bir krizle sarsılıyor. Dünya ekonomisinin büyük bölümüne hükmeden ABD ekonomisi bunalımda. Sadece bu yıl içinde, 11 büyük banka iflas etti. Büyüme oranları düştü ve kredi muslukları kapandı. Yüzlerce milyar doları elinde bulunduran devasa finans kuruluşlarının bir kısmı iflas etti ve bir kısmına da kapitalist devletler el koydu. ABD ile sınırlı olmayan ekonomik kriz, hızla Avrupa ve Asya’yı da etkisi altına almış bulunuyor. Tüm müdahalelere rağmen, giderek büyüyen ekonomik krizin, dünya borsalarında yarattığı ani ve keskin düşüşlerin önü alınamıyor. Güven, istikrar ve büyüme vaatlerinin yerini panik, korku ve endişe almıştır. Çürüyen kapitalist sistem, bir kez daha, tüm dünyayı felâkete sürüklüyor.
Bu krizden en çok zarar görenler ise işçi ve emekçi sınıflardır. Başta Amerika olmak üzere, dünyanın her yerinde işsizlik, hayat pahalılığı ve yoksulluk hızla artmaktadır. Son bir ay içerisinde sadece Amerika’da işsiz kalan işçi sayısı yüzbinlerin üstündedir. Amerikalı işçiler sadece işsiz kalmadılar, aynı zamanda ev taksitlerini ödeyemedikleri için iki milyondan fazla insan evlerini kaybetti. Sağlık, eğitim ve barınma masraflarının artması milyonlarca emekçiyi borç batağına saplamış bulunuyor. Türkiye’de de durum farklı değildir. Başbakan “bize bir şey olmaz” diyerek işçi-emekçi kitleleri kandırmaya çalışa dursun, işten atmalar başladı bile. Bursa’da otomotiv fabrikaları üretime ara verdiler. Ford ve Tofaş gibi önemli birçok otomotiv ve metal fabrikasında işçiler ücretsiz izine çıkartıldılar. Birçok fabrikada kriz gerekçesiyle işten atmalar sürüyor. Metal sektöründe süren toplu sözleşme görüşmelerinde patronlar sıfır zam dayatıyorlar. Patronlar sınıfının bugüne kadar süren saldırıları sonucunda, zaten işsizlik artmış, ücretler düşürülmüş, çalışma saatleri fiilen uzatılmış ve esnek çalışma dayatılmıştır. Sağlık ve emeklilik hakkının gasp edildiğini hatırlatmaya gerek bile yok! Aynı şekilde, elektrikten doğal gaza, pirinçten yağa değin her şeye zam yağdırıldığını da… Kriz derinleştikçe, işçi-emekçi sınıfların çalışma ve yaşam koşulları daha da çekilmez hale gelecektir.
Patronlar sınıfı ise salya sümük devleti yardıma çağırıyorlar ve hükümetlerden önlem almalarını istiyorlar. ABD ve Avrupa devletleri, patronların imdadına koşuyor; işçi-emekçi kitlelerden vergiler ve diğer yollarla toplanan paralar, batık bankaları ve işletmeleri kurtarmaya ayrılıyor. Bunun anlamı açıktır: krizin faturası bir kez daha işçi ve emekçilere kesilmektedir!
Oysa yaşanan ekonomik krizin sorumlusu işçi-emekçi sınıflar değil, patronlar sınıfı ve onların düzeni olan kapitalizmdir. Özel mülkiyete, patronların doymak bilmez kâr hırsına, durmak bilmeyen rekabetine dayanan kapitalist düzen krizin temel nedenidir. Fakat sermaye sınıfı bu gerçeği gizliyor, yalan söylüyor. Krizin sebebini birkaç “kötü adam”ın sırtına yıkmaya çalışarak çürüyen sistemini aklamaya çalışıyor. Faturayı ise işçi-emekçi halka kesiyor. Krizin faturası açlık, yoksulluk, savaş ve ölüm demektir. Kapitalizm her krize girdiğinde, savaş makineleri durmaksızın çalışmaya başlamıştır. O ana kadar krizde olan fabrikalar savaşla birlikte yeniden çalışmaya başlamış, halkların tepesine bombalar yağarken, patronların cepleri yeniden tatlı kârlarla şişmiştir. Bu krizde de farklı olmayacaktır, derinleşen kriz, yürümekte olan emperyalist çıkar savaşını daha da alevlendirecektir. İşçi sınıfı, krizin faturasını reddetmeli ve faturayı patronlara ödetmelidir!
Kriz öylesine büyüktür ki, patronlar sınıfının sözcüleri bile “kapitalizmin sonuna mı geliniyor” diye soruyorlar. Aslında onlar korkuyorlar; kapitalist sömürü düzeninin kitlelerin isyanına yol açabileceğini onlar da hissediyorlar. Bu yüzden patronların tüm çabaları, örgütsüz işçi sınıfının uyanmasının, silkinip ayağa kalkmasının önüne geçmek yönündedir. İşçi sınıfı örgütlü bir güç olarak ayağa kalktığında, krizlerin faturasını, emperyalist savaşları, açlık ve yoksulluğu reddettiğinde, patronlar sınıfı kaçacak delik arayacaktır! İşte bunun için, fabrikalardan, işyerlerinden ve mahallelerden başlayarak örgütlenmeliyiz, örgütlülüğümüzü büyütmeliyiz! Sömürünün, yoksulluğun, işsizliğin, savaşların ve krizlerin olmadığı, eşit, özgür ve barış dolu bir dünya mümkündür! Bu işçi sınıfının mücadelesine bağlıdır! Kapitalizme artık yeter diyelim!
İşyeri Komiteleri
Autoliv’de Yangın
- Uçurumun Kenarından Özgürlüğün Dünyasına
- Fitre Asgari Ücretliye, Emekliye Veriliyorsa…
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Doğru Tarafta, Bizim Safta Olabilmek…
- Arenalardan TikTok’a Uyuşturma Araçları
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
Son Eklenenler
- Rejimin 19 Mart saldırısının ardından Türkiye genelinde başlayan protesto gösterileri devam ediyor. Beklemediği bir halk tepkisiyle karşılaşan rejim, gösterilerin daha da büyümesini engellemek ve bastırmak için her türlü baskı ve korkutma aracını...
- Sevgili işçi kardeşlerim, “Birlik olmak”, ezilenler için çok şey ifade eder. İşçi sınıfımıza yol gösteren önderlerimizin, büyüklerimizin öğütleri bize birlik olmadan güçlü olamayacağımızı hatırlatır.
- İngiltere merkezli uluslararası yardım kuruluşu Oxfam, Ocak ayında bir rapor yayınladı. Rapora göre bugün dünyanın en zengin 10 kişisi günde ortalama 100 milyon dolar kazanıyor. Yani her 1 saniyede servetlerine 1157 dolar (mevcut kurla 42 bin lira)...
- İşsiz kalmak hepimiz için sorun. Bugün ülke genelinde 11,5 milyon kardeşimiz işsiz. Daha kötüsü bu işsizler ordusuna her gün içimizden binlerce insan ekleniyor. Kimisi emekliliğine gün sayıyor, kimisi evlilik hazırlıkları yapıyor, kimisi ilk...
- Rejimin 19 Martta başlattığı gözaltı saldırısının ardından, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli ve Beylikdüzü belediye başkanları ile birlikte aralarında İBB yöneticilerinin de olduğu çok sayıda isim tutuklandı, Şişli Belediyesine kayyum atandı. Başta...
- Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müesesesine bağlı maden ocağında 14 Ekim 2022 günü meydana gelen patlamada 43 maden işçisi hayatını kaybetmiş, 9 işçi de yaralanmıştı. Amasra katliamının ardından 4’ü tutuklu 23 sanığın yargılandığı davada Bartın Ağır...
- 21 Ocakta Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de çıkan yangının üzerinden iki ay geçti. İşyerinde, dehşetini hâlâ hissettiğimiz bu facia üzerine konuştuk. Ne var ki bazı arkadaşlarımızın söyledikleri bu faciayı hiç sorgulamadıklarını, üzerine...
- Sırbistan’da Novi Sad şehrinde bulunan tren istasyonunda 1 Kasım 2024’te beton sundurma çökmüş ve meydana gelen olayda 15 kişi yaşamını yitirmişti. Bu felaketten sonra başta öğrenciler olmak üzere binlerce işçi meydanları doldurmuş, kitlesel...
- Amerikalı sosyalist yazar Jack London, Londra’nın Doğu Yakasında tanık olduğu toplumsal eşitsizliği ve sınıfsal çelişkileri anlattığı romanına “Uçurum İnsanları” adını verir. 1902 yılında yazdığı kitabında, İngiltere egemenlerinin şaşaalı yaşamının...
- Oryantal Tütün fabrikası, dışarıdan bakıldığında devasa büyüklükte ve her yanı kapalı bir kale görünümünde. Fabrika Torbalı çıkışında Kemalpaşa yolu üzerinde bulunuyor. Arka tarafı neredeyse tamamen zeytinliktir ve yemyeşildir. Yolun karşı tarafıysa...
- İzmir’de tütün fabrikaları bir süredir grevdeler. Bunlardan biri de İzmir Pınarbaşı’nda 1970’lerde kurulan TTL fabrikası… TTL Tütün, 2000’li yıllarda Torbalı’da yeni bir tesise taşındı. Burada yaklaşık 300 işçi tütün üretiminde çalışıyor ve büyük...
- Mücadele etmek, örgütlenmek ve dayanışma içinde olmak! Bu kavramlar biz işçilerden ne kadar uzak olabilir ki? Bir yerde haksızlık varsa o haksızlık dolaylı ya da doğrudan bizi etkiliyor. Aynı durum hak mücadelesi için de geçerli. Bu nedenle bir...
- Manisa Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Mercan Makina’da sendikal baskılar ve işten atma saldırısına karşı 20 Martta direniş başladı.