Buradasınız
Legrand Direnişçilerinin Basın Açıklamasına Gelen İşçilerle Röportaj
Legrand direnişçisi iki kadın işçinin gerçekleştirdiği basın açıklamasına yoğun bir katılım vardı. Direniş alanında Bericap, Kampana, Ontex, Kubatoğlu ve Cambro-Özay işçileri sorularımızı yanıtladılar.
UİD-DER: Direnen iki kadın işçi sendikalarının kendilerine sahip çıkmadığını ifade ediyorlar, sendikacıların bu tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kampana direnişçisi: Biz de direnişteyiz ancak sendikacılar bizim yanımızda yer alıyorlar. Sendikalar biz işçilerin kurumudur. Nasıl oluyor da Legrand fabrikasında Birleşik Metal-İş sendikası olmasına rağmen, sendikacılar direnişe sahip çıkmazlar? Hem de işten çıkartılan iki işçinin bu işyerinde sendikal örgütlülüğü büyütmüş olmalarına rağmen. Bence burada başka hesapları var sendikacıların, belki de patronla aralarının bozulmamasını istiyorlar. Bu tutum, Birleşik Metal-İş gibi mücadeleci gözüken bir sendikaya ihanettir. Bu işçilerin sendikaya olan güvenini kırabilir.
Bericap direnişçisi: Çok şaşırıyorum bu duruma, nasıl olur da direnişçi işçilere sahip çıkmaz sendikacılar. Biz de Bericap işçileri olarak aylardır direnişteyiz ama sendikacılar bizim yanımızdalar, direnişe sahip çıkıyorlar. İşten çıkartılan bu işçi arkadaşlar öncü işçi. Basın açıklaması yapıyorlar ama bir tane Birleşik Metal-İş’in şapkası ya da katılımı yok. Bence bu sendikacılar görevini yerine getirmiyor, bunlar yüzünden sendikalı işçilerin sayısı düşüyor.
Cambro-Özay işçisi: Bizim işyerinde Petrol-İş sendikası var, biz örgütlüyüz. Bizler örgütlenme sürecinde ve sonrasında sendikanın ve sendikacıların hep yanımızda olduğunu gördük. Zaten olması gereken de bu değil mi? Ama Legrand direnişine sendikacılardan bir destek gelmemesini hatta sahiplenmemesini ben doğru bulmuyorum. Sonuçta sendikacılar işini yapmalılar, mücadele eden işçilerin yanında olması gerekir, bu tutumlarını kınıyorum.
Ontex direnişçisi: Ben bu duruma şaşırmıyorum, çünkü aynı durumu biz de yaşadık. Bizim direnişimizi de sendikacılar sahiplenmedi. Ama biz ısrarla mücadelemizi sürdürdük, çünkü sendikalar bizim, sendikacıların tapulu yeri değil. Ama DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş’in bu direnişe sahip çıkmaması onların gerçek yüzünü açığa çıkartıyor. Sendikacılarda koltuk sevdası var. Bu davranışları yüzünden işçilerin sendikaya olan güveni kırılıyor. Onlar mücadeleci işçi istemiyorlar, sendikacılarla patron birbirinden farklı değil bence, Legrand da bu durum aynı.
Kubatoğlu direnişçisi: Sendikacıların bu yaptıkları çok yanlış, onlar burada direnişe sahip çıkmaları lazımken koltuklarında oturuyorlar. Ama bizim mücadelemiz sayesinde bürokratları sendikalarımızdan defederiz. Maden-İş geleneğini kirletiyor bu Birleşik Metal-İş’in bürokrat sendikacıları. Fakat sendikalar bizimdir, işçilerindir.
UİD-DER: Legrand direnişçilerine işyeri temsilcilerinin tutumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kampana direnişçisi: Temsilci işçilerin taleplerini dile getirmelidir. Patronların karşısında işçilerin çıkarlarını savunmalıdır. Ama Legrand temsilcileri hangi hakla işçilere sahip çıkmazlar? Sanki patronların adamı gibi davranıyorlar. Zaten başta atamayla gelmiş olmaları yanlış. Bu demokratik sendikacılık değil. Buradaki yaşananlar bana çok yanlış geliyor. Sendikanın bu duruma sessiz kalması kabul edilemez.
Bericap direnişçisi: Buradaki temsilcilerin yaptıkları iki yüzlülüktür, işçilerin temsilcisinin yapmaması gerekenleri burada görmemiz Birleşik Metal-İş’e zarar verir. Oysa bizim temsilcilerimiz her gün bizim yanımızdalar. Direnişten önce de bugün de bizden ayrılmıyorlar. Temsilcilerimizi biz seçiyoruz, atamayla gelmiyorlar. Ama Legrand’taki temsilcileri ben direnişçi işçi olarak eleştiriyorum. Onların yapması gereken işçileri savunmak, azarlamak ve tehdit etmek değil. Sanki patronların adamı gibiler. Basın açıklamasına dahi gelmemişler.
Cambro-Özay işçisi: Biz temsilcimizi kendimiz seçiyoruz. Hatta bizim temsilcimiz, bizlerin önünü açıyor. Nerede direniş grev varsa bizleri toplayıp oraya dayanışmaya götürüyor. Buradaki işçi arkadaşlarımızın basın açıklamasına bile gelmemiz temsilcimiz sayesinde oldu. Bizlere buradaki süreci anlattı ve yapılması gerekenin direnişlere destek verilmesi olduğunu söyledi. Fakat Legrand’daki bu olanlardan dolayı sendikacılar utanmalıdırlar. Bir temsilci işçiyi nasıl tehdit eder, işten atılmayı siz hak ettiniz nasıl der ve direnişe nasıl sahip çıkmazlar. Sendika temsilcilerinin burada olanlardan haberi varsa eğer, onlar da patronla anlaşmış sayılır. Şubenin basın açıklamasına hiçbir destek vermemesini ben ihanetçilikle suçluyorum.
Ontex direnişçisi: Bizim yaşadığımız süreçle aynı. Temsilciler böyle davranmamalılar. Burada demokratik temsilci seçimi yapılmıyorsa, işçiler kendi temsilcilerini seçemiyorlarsa, burada işçileri temsil edemezler. Temsilciler de patrona bağlanmışlar böylece, fabrikanın müdürü neyse temsilci de aynı burada. Oysa bu kabul edilemez, onlar görevlerini yapmalılar, işçilerin çıkarlarını savunmalılar. 80 öncesinde böyle olmadığı bizlere hep anlatılırdı, bizler bilinçli ve örgütlü olursak bugün de temsilcilerimiz bizlerin yanında yer almak zorunda olurlar. Sendikacıların bu koltuk sevdalıklarını biz işçiler kaldıracağız. Ben buna inanıyorum.
Kubatoğlu direnişçisi: Bu temsilcilerin tutumu işverenin tutumundan farksızdır. Sanki Türk Metal fabrikasının örgütlü olduğu bir yer gibi geliyor bana burası. Çünkü sendika da temsilciler de Türk Metal gibi. İşçilere sahip çıkmıyor, desteklemiyor, üstelik direnişe işçilerin destek vermesini önlüyor. Ama sendikalar bizimdir, biz işçiler kendi kurumlarımızı bürokratların elinden almalıyız. Şunu sormak istiyorum Birleşik Metal-İş’e: Sizin Türk Metal’den ne farkınız var?
UİD-DER: Buraya direnişçi işçilerle dayanışmada bulunmaya geldiniz. İşçilerin kendi aralarındaki dayanışması hakkında neler söylemek istersiniz?
Kampana direnişçisi: Biz işçilerin dayanışmasını yaymak çok iyi olur. Bir arada olursak çok güçlü oluruz. Bu sınıf dayanışması sayesinde diğer fabrikalarda çalışan işçilere de güçlü olduğumuzu gösteririz. Biz de direnişe çıktığımızda hiç yalnız olmadık, bizim yanımıza sürekli işçi arkadaşlarımız geliyordu. Biz de nerede direniş varsa oraya dayanışmada bulunmak için gideceğiz.
Bericap direnişçisi: Burada olmaktan, dayanışma için gelmekten ben mutluyum. Çünkü bu bizim görevimiz. Biz de hâlâ direnişteyiz, başından beri sınıf dayanışması için bizler hiç yalnız bırakılmıyoruz. Bu bizim moralimizi güçlendiriyor, kazanma duygumuzu büyütüyor. O nedenle bizi yalnız bırakmayan tüm işçi kurumlarına teşekkür ediyorum buradan. Ve ayrıca Legrand direnişçilerini bizler de yalnız bırakmayacağız.
Cambro-Özay işçisi: İşçiler olarak sınıf dayanışmasında bulunmak bizim vazgeçilmez görevimizdir. Bu bizi güçlü kılıyor, örgütlü olduğumuzu gösteriyor. O yüzden de biz fabrikadaki işçiler olarak buraya dayanışmada bulunmak için geldik, bundan sonra da işçi arkadaşlarımızı hiç yalnız bırakmayacağız. Bunu başta sendikalar yapmalılar. Onlarca işyerinde örgütlüyüz, bir günde binlerce insan buraya gelir ve ne kadar güçlü olduğumuz ortaya çıkar. Patronlara en güzel yanıtı bunla gösteririz.
Ontex direnişçisi: Biz böyle bir kültür oluşturmak için her yere gidiyoruz. Çünkü sınıf dayanışması çok önemlidir. Biz işçilerin gücüdür. Direnişleri ortaklaştırmak için bütün gücümüzle çalışıyoruz. Biz Ontex işçileri olarak Legrand direnişini kendi direnişimiz olarak görüyoruz ve bunu yaymak bizim de görevimiz. Buraya tüm işyerlerinden işçilerin gelmiş olması, direnişin kazanılması için en önemli araçtır. Bu yüzden tüm işçileri, direnişlerle dayanışmada olması için buralara gelmeye davet ediyorum.
Kubatoğlu direnişçisi: Ben de direnişteyim ve dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu yaşıyorum. Bizim yanımıza işçilerin gelmiş olması bize moral veriyor, güç katıyor, kazanma duygumuzu büyütüyor. Bu yüzden buraya Legrand işçileriyle dayanışmak için geldim, omuz omuza direnişlerimizi birleştirmek çok önemli. Bu yüzden sınıf dayanışmasını büyütmek için başta sendikalar olmak üzere tüm kurumlara iş düşüyor. Ve herkesi direnişlerle dayanışmaya davet ediyorum.
UİD-DER: Teşekkür ederiz.
Yarımızdan Çoğu Aç!
- Durak Tekstil İşçileriyle Söyleşi
- Bursa’dan Bir Özel Okul Öğretmeniyle Söyleşi
- Malatyalı Kadın Tekstil İşçisi İle Deprem ve Kadın İşçiler Üzerine Söyleşi
- Nilgün Soydan ile Kemal Türkler Söyleşisi
- Genel-İş İzmir 8 No’lu Şube Başkanı Gümüştekin ile Söyleşi
- İş Güvenliğimiz İçin 1 Mayıs’ta Sınıfımızın Saflarındayız
- Avukatlar Anlatıyor: Yasalar Yetmez, İşçi Sınıfını Örgütlülük Kurtarır
- Bir Afgan Göçmen İşçiyle Söyleşi: “Ölmek ya da Özgürce Yaşamak”
- Ekmekçioğulları İşçileri ve Anadolu Şube Başkanı Deniz Ilgan’la Direniş Üzerine
- Söz Hakları İçin Direnen Ekmekçioğulları İşçilerinde
- Trelleborg İşçileriyle Grev Üzerine Söyleşi
- Cargill İşçileriyle Sohbet
Son Eklenenler
- Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesinde bulunan, Selüloz-İş Sendikasının örgütlendiği MKB Rondo grevinin 11. gününde, UİD-DER coşkulu bir dayanışma ziyareti gerçekleştirdi. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor” pankartı taşıyan UİD-DER’li işçiler, “...
- Yüzyıllar evvel yaşamış bir Alman filozof, şöyle demişti: “Sarayda yaşayan başka, kulübede yaşayan başka düşünür.” Bu sözler zenginlerle yoksulların dünyasının, düşünce ve hareket tarzlarının birbirinden çok farklı olduğunu anlatır. İnsanlar bu...
- Yeni eğitim yılı başlarken çocuklarımız heyecanlı. Bizlerse düşünceliyiz. Çocukların heveslenip istedikleri rengârenk çantalar, kalemler, defterler ne yazık ki el yakıyor. Daha çocuklarımız okul çantalarını sırtlarına takamadan, bizim sırtımıza okul...
- Bir grup UİD-DER’li işçi olarak Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesindeki MKB Rondo grevini ziyaret ettik. Duymayan işçi kardeşlerimize MKB Rondo grevini duyurmak, grev yerine dayanışmaya davet etmek için bu mektubu yazmak istedik. Grevci işçiler bizi...
- 6 Eylül 2014’te İstanbul Mecidiyeköy’de Torunlar Center inşaatında meydana gelen işçi katliamının üzerinden tam 10 yıl geçti. Asansörün otuz ikinci kattan yere çakılması sonucu 10 işçi feci şekilde can vermişti. İşçiler asansörün bozuk olduğunu...
- İktidarın her türlü desteğini arkasına almanın rahatlığı ve pervasızlığı içindeki sermaye sınıfı insanların üzerine ateş açarak katledecek kadar gemi azıya almış durumda. Bugün doğasını savunduğu için Reşit Kibar’ı katleden, İliç’te işçileri toprak...
- İstatistikler, rakamlar, raporlar Türkiye tarihinin en büyük yoksullaşma dalgasının yaşandığını gösteriyor. Yoksullaşmayı iliklerinde hisseden, hayat pahalılığı, geçim derdi altında ezilen işçi ve emekçiler düze çıkmayı, sorunlarının çözülmesini...
- İşten atma saldırısına, sendika düşmanlığına, kötü çalışma koşullarına, düşük ücretlere karşı Bağımsız Maden-iş Sendikası öncülüğünde direnen Fernas Madencilik işçileri, 4 Eylülde maden önünde aileleriyle birlikte kitlesel bir eylem gerçekleştirdi....
- İsrail devletinin 7 Ekimden bu yana Filistin halkına yönelik sürdürdüğü katliam dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler tarafından protesto ediliyor, meydanlarda barış talebi yankılanıyor. İşçi ve emekçiler İsrail devletine, savaşı körükleyen...
- Sevgili işçi kardeşlerim, ben de ustalarımızın söylediklerini yani umutlu olmak ve umut tohumları ekmek gerektiğini her daim aklımda tutarım. Bu mektupta sizlerle paylaşacağım hikâye şimdi 23 yaşında olan 2 çocuk annesi genç bir kadının hikâyesi. Bu...
- Fabrikadaki işçi arkadaşlarımızla kimi zaman dışarıda bir araya gelip sohbet ediyoruz. Birlikte bir iş yapmak, buluşmalar, geziler organize etmek bizleri keyiflendiriyor. Fabrikanın stresinden biraz uzaklaşıp birlikte bir şeyler yapmak bizlere iyi...
- Merhaba dostlar. Ben daha önce Mersin Liman işçisiydim. Limanda çalıştığım dönemde zor koşullarda çalışıp haksızlığa uğrayan işçiler olarak bir araya geldik ve sendikalı olduk. Evet, haksızlığa karşı anayasal hakkımızı kullanarak sendikalı olduk ama...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Türkiye’de onlarca kentte yapılan eylemlerde İsrail devletinin Filistin halkına uyguladığı soykırım ve emperyalist devletlerin İsrail’e verdiği destek protesto edildi. Yapılan açıklamalarda emperyalist savaşın alevlerinin...