Buradasınız
Maden Filminin Anlattıkları: O Günden Soma’ya Değişen Bir Şey Yok!
31 Mayısta Gebze, 1 Haziranda ise Tuzla temsilciliğinde pek çok sektörden işçinin katılımıyla izlenen film, bir yandan maden işçilerinin ağır çalışma koşullarına maruz bırakılmalarını, bir yandan da göçük tehlikesi içinde çalışmaya zorlanmalarını anlatıyor. Etkinliğe katılan bütün işçiler, izledikleri görüntülerin günümüzle benzerliği karşısında derinden etkilendiler. Filmde rol almış bir işçinin konuşması salondaki tüm işçileri duygulandırdı. Maden işçiliğinin ne kadar olduğunu gözleriyle gördüğünü ifade eden işçi ağabeyimizin anlattıkları o günden bugüne madenlerdeki çalışma koşullarında hiçbir şeyin değişmediğini ortaya koydu.
13 Mayısta Soma’da gerçekleşen katliamda resmi rakamlara göre 301 işçi katledildi. 1978’te çekilen film “işçiler için ne değişti?” sorusunu gündeme getirdi. O günden bu güne maden işçilerinin yaşamında pek bir şey değişmedi. İşçiler yerin yüzlerce metre altında can vermeye devam ediyorlar. İşçiler örgütsüz olduğunda, aradan yıllar geçse de işçilerin yaşam ve çalışma koşullarında bir gram değişim olmuyor. 1978’de kömür kazmalarla çıkarılıyor. Yıl 2014, hâlâ kazma ve şalama gibi en geri teknoloji kullanılıyor.
Maden filminde, kömür ocaklarında örgütlü sendikanın başına çöreklenen alçak sendikacılar, patronun “işçi müdürlüğü” gibi çalışmaktalar. Mücadele eden işçileri vurdurmaya, patronla işbirliği yapıp ölüme göndermeye kadar varıyor iş. O günle bugünün koşullarının benzerliği dikkat çekici. Çünkü bugün de bürokratlar sendikaların tepesine oturmuş durumdalar, patronlarla ve burjuva hükümetlerle işbirliği yapıyorlar. Soma ocaklarında örgütlü sendikanın şube yöneticilerinin patronun adamları olduğunu cümle âlem duydu mesela ve bu alçaklar işçilerin basıncı sonucunda istifa etmek zorunda kaldılar.Maden filminde meydana gelen göçükten sağ kurtulan işçiler, ölen öncü işçi kardeşlerine sahip çıkarak çıkarıyorlar yeryüzüne. Ve ölüm madeninin kapısında gözü yaşlı aileler karşılıyor işçileri. Bu kareyi görünce, hepimizin gözünün önüne Soma’daki görüntüler geldi. 36 yıl önce çekilen bir film ve 13 Mayıs’ta gerçekleşen katliam. Biz işçiler için o günden bu güne gerçekten değişen bir şey yok. İşçi sınıfı örgütsüz kaldığı müddetçe de pek bir şey değişmeyecek.
Filmin sonunda işçiler, iş cinayetinde yitirdikleri kardeşlerinin acısıyla bir araya geldiler. Bu görüntü “30 Maden İşçisinin Sözü” şiirinde “ölmeden birleştirin madencileri” dizesini hatırlattı hepimize. Bizler UİD-DER’li işçiler olarak böylesi acılar yaşanmadan işçilerin bir araya gelmesi için canla başla çalışıyoruz. Bütün işçi kardeşlerimizi de bu mücadeleye omuz vermeye çağırıyoruz.
Tahterevalli
Yeni Somalar Olmadan Örgütlenelim!
- “Yüzücüler” Filmi: İnsanlığın Göç Yollarındaki Yaşam Mücadelesi
- Üzgünüz Size Ulaşamadık!
- Umutsuzluk içinde “Umut”
- Sahte umudun umutsuzluğu
- Umutla gerçek arasındaki fark
- Cabbar’ın ümitsiz umudu
- “Umut fakirin ekmeğidir” derler
- Yılmaz Güney’in UMUT filminden
- Dövüşenler ölenlerin tutmaz yasını!
- “Gazap Üzümleri” Film Gösterimi
Son Eklenenler
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...
- İşçi Dayanışması’yla tanışmış işçi kardeşlerimiz, gazetemizin kendilerinde yarattığı değişimi çok iyi bilir. UİD-DER ile yolları kesişen her işçi kardeşimizin zihni açılır, doğru bir ifadeyle dünyaya ve her şeye sanki üç boyutlu bir gözlükle bakar...
- Bu dünyaya sadece çalışmak için gelmiş gibiyiz. İşyerinde arkadaşlarımın ağzından sürekli şu sözler dökülüyor: “Ya biz bu dünyaya çalışmak için mi geldik? Evde iş, fabrikada iş… Sürekli bir döngünün içinde dönüp duruyoruz. Neden bu kadar çok...