Buradasınız
İşsizlik Fonuna da Kar mı Yağdı?
Kıraç’tan bir işçi
Kar yağdı, servis gelmedi, işe gidemedik. Yoğun mesaiden, ağır çalışmadan biraz nefes aldık. Aldık ama sevincimiz kursağımızda kaldı. İşe gidemediğimiz günler için patronlar ya ücretimizi kestiler ya da yerine telafi çalışması yaptırdılar. Ne var ki patronun hava koşulları nedeniyle işi tatil ettiği halde ücretimizi kesmesi İşsizlik Fonundan işsizlik ödeneği almamızı da tehlikeye soktu. Nasıl yani, öyle şey olur mu? Olur! Kapitalist sömürü düzeninde, patronların düzeninde her türlü oyun olur.
İşsizlik Fonu oluşturulurken, “bundan sonra kimse işsiz kalmaktan korkmasın, işsiz kalan gidecek fondan parasını alacak, iş bulana kadar geçimini idame ettirecek” demişlerdi. İşsizlik Fonu oluşturuldu ama işçiler bu fondan doğru dürüst yararlanamadı. Bir tek patronlar ve GAP projesi fondan yararlandı. Fonda toplanan para işçilere değil patronlara ucuz kredi olarak peşkeş çekildi. Yapılan düzenlemelerle bir işçinin fondan yararlanması deveye hendek atlatmaktan daha zor hale getirildi. Fondan yararlanmak için son üç senede 600 iş günü doldurmak, son 120 günde devamsızlık olmadan çalışmak ve patronun işten atması şartı getirildi. Şimdi kar yağdı, işe gidemedik, patron hem ücretimizi kesti hem sigortamızı ödemedi. Bu durumda bizi işten atarsa son 120 gün içinde devamsızlık şartına uymadığımız için işsizlik maaşı alamayacağız. İşçinin raporlu olup da işe gitmediği günler sigorta tarafından eksik gün olarak kabul edilmez. Dolayısı ile zorunlu bir nedenden dolayı işe gidemeyen işçinin eksik günleri işsizlik sigortasını etkilemez. Ancak işçi herhangi bir gerekçe bildirmeden işe gelmezse ve 120 gün içinde işten atılırsa devamsızlık yaptığı gerekçesiyle işsizlik maaşı almaya hak kazanamaz.
Kar yağması sonucu birçok işyeri tatil edildi ve patronlar kendi istekleriyle işi ertelediler. Bundan dolayı işçilerin ücretini kesemez ve sigortasını eksik bildiremezler. Yasal düzenleme böyle olmasına rağmen birçok işyerinde patronlar hem ücretleri kesmekte hem de sigorta primlerini eksik olarak yatırmaktadır. Hal böyle olunca işten atılan bir işçi yasal olarak işsizlik sigortasından yararlanamaz hale gelmektedir. İşçi kardeşler uyanıklığı elden bırakmayalım. Patronlar hem iş yasasını ihlal ediyorlar hem de yasal olmayan bir uygulamayı sanki yasalmış gibi bize yutturmaya çalışıyorlar.
Ücretlerimizin kesilmesine ve sigorta primlerimizin eksik yatırılmasına izin vermeyelim. TÜİK’in verilerine göre resmi olarak 2,5 milyon işsiz var ve bunun sadece 23 bini işsizlik maaşından yararlanabiliyor. Yani işsizlik maaşından yararlanabilenler %1, yararlanamayanlar ise %99. Bu nasıl bir çelişki, patronlar hem bizi en ağır koşullarda üç kuruş ücrete onlarca saat çalıştırıyor hem de bizim primlerimizden oluşan fonu yağmalıyor. Biz işçiler örgütlü olmadıkça daha başımıza çok kar yağacak. Ama her kışın bir baharı var demişler. Sınıf mücadelesinin de bir baharı var. O bahar Mısır’da, Tunus’ta, Yunanistan’da başladı, şimdi bize doğru geliyor. Mücadele baharını karşılamak ve insanca bir düzen kurmak için örgütlenelim. İşte o zaman kar bizim değil patronların başına yağacak. Bizim baharımız onların sonsuz kışı olacak.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Yüzyıllar evvel yaşamış bir Alman filozof, şöyle demişti: “Sarayda yaşayan başka, kulübede yaşayan başka düşünür.” Bu sözler zenginlerle yoksulların dünyasının, düşünce ve hareket tarzlarının birbirinden çok farklı olduğunu anlatır. İnsanlar bu...
- Yeni eğitim yılı başlarken çocuklarımız heyecanlı. Bizlerse düşünceliyiz. Çocukların heveslenip istedikleri rengârenk çantalar, kalemler, defterler ne yazık ki el yakıyor. Daha çocuklarımız okul çantalarını sırtlarına takamadan, bizim sırtımıza okul...
- Bir grup UİD-DER’li işçi olarak Tuzla Kimyacılar Sanayi Sitesindeki MKB Rondo grevini ziyaret ettik. Duymayan işçi kardeşlerimize MKB Rondo grevini duyurmak, grev yerine dayanışmaya davet etmek için bu mektubu yazmak istedik. Grevci işçiler bizi...
- 6 Eylül 2014’te İstanbul Mecidiyeköy’de Torunlar Center inşaatında meydana gelen işçi katliamının üzerinden tam 10 yıl geçti. Asansörün otuz ikinci kattan yere çakılması sonucu 10 işçi feci şekilde can vermişti. İşçiler asansörün bozuk olduğunu...
- İktidarın her türlü desteğini arkasına almanın rahatlığı ve pervasızlığı içindeki sermaye sınıfı insanların üzerine ateş açarak katledecek kadar gemi azıya almış durumda. Bugün doğasını savunduğu için Reşit Kibar’ı katleden, İliç’te işçileri toprak...
- İstatistikler, rakamlar, raporlar Türkiye tarihinin en büyük yoksullaşma dalgasının yaşandığını gösteriyor. Yoksullaşmayı iliklerinde hisseden, hayat pahalılığı, geçim derdi altında ezilen işçi ve emekçiler düze çıkmayı, sorunlarının çözülmesini...
- İşten atma saldırısına, sendika düşmanlığına, kötü çalışma koşullarına, düşük ücretlere karşı Bağımsız Maden-iş Sendikası öncülüğünde direnen Fernas Madencilik işçileri, 4 Eylülde maden önünde aileleriyle birlikte kitlesel bir eylem gerçekleştirdi....
- İsrail devletinin 7 Ekimden bu yana Filistin halkına yönelik sürdürdüğü katliam dünyanın dört bir yanında işçi ve emekçiler tarafından protesto ediliyor, meydanlarda barış talebi yankılanıyor. İşçi ve emekçiler İsrail devletine, savaşı körükleyen...
- Sevgili işçi kardeşlerim, ben de ustalarımızın söylediklerini yani umutlu olmak ve umut tohumları ekmek gerektiğini her daim aklımda tutarım. Bu mektupta sizlerle paylaşacağım hikâye şimdi 23 yaşında olan 2 çocuk annesi genç bir kadının hikâyesi. Bu...
- Fabrikadaki işçi arkadaşlarımızla kimi zaman dışarıda bir araya gelip sohbet ediyoruz. Birlikte bir iş yapmak, buluşmalar, geziler organize etmek bizleri keyiflendiriyor. Fabrikanın stresinden biraz uzaklaşıp birlikte bir şeyler yapmak bizlere iyi...
- Merhaba dostlar. Ben daha önce Mersin Liman işçisiydim. Limanda çalıştığım dönemde zor koşullarda çalışıp haksızlığa uğrayan işçiler olarak bir araya geldik ve sendikalı olduk. Evet, haksızlığa karşı anayasal hakkımızı kullanarak sendikalı olduk ama...
- 1 Eylül Dünya Barış Gününde Türkiye’de onlarca kentte yapılan eylemlerde İsrail devletinin Filistin halkına uyguladığı soykırım ve emperyalist devletlerin İsrail’e verdiği destek protesto edildi. Yapılan açıklamalarda emperyalist savaşın alevlerinin...
- Bugün 1 Eylül, bugün Dünya Barış Günü… Bugün sadece Türkiye’de veya yaşadığımız coğrafyada değil, dünyanın dört bucağında ezilenlerin yüreği barış özlemiyle atıyor. Emekçiler, ölümlerin son bulduğu, acı ve gözyaşının dindiği, yaraların sarıldığı bir...