Buradasınız
İşçi Sınıfı Kadınıyla Erkeğiyle Ulu Bir Çınar Gibidir

Hikâye bu ya, yaprağa sormuşlar: “Kendi kendine tamam mısın?” Yaprak cevap vermiş: “Hayır benim hayatım dallardadır.” Dala sormuşlar, dal demiş ki, “hayır benim hayatım köktedir.” Köke sormuşlar. Kök demiş ki “benim hayatım gövdede, dallarda ve yapraklardadır.” İşçi sınıfı yapraklarıyla, dallarıyla, kökleriyle ulu bir ağaç gibidir. Eğer bölünür ve parçalanırsa yaprakları çürüyen, dalları kuruyan, gövdesinden kendisini kesecek baltalara sap yapılan, kökleri topraktan besinini çekemeyen ölü bir ağaca benzer. İşte patronlar bu gerçeği bildikleri için işçi sınıfını bölüp parçalamanın bin bir türlü yolunu bulurlar.
Güneşin kavurduğu sıcak bir yaz günündeki serin bir esinti insana nasıl ferahlık verirse, on binlerce metal işçisinin mücadelesi de işçi sınıfına öyle bir ferahlık verdi. Yıllar yılı süren baskı ve haksızlıklara karşı işçiler el ele verdiler ve birlikte başkaldırdılar. Birlik oldular, güçlerini gördüler, Türk Metal’i yakalarından silktiler ve hep birlikte “oh be” dediler. Daha fazla hak almak için daha sıkı bir şekilde bir araya gelmeleri gerektiğini anlamaya başladılar. Bu birliği dağıtmak için çare arayan patronlarsa her zamanki gibi işçilerin ailelerine yöneldiler.
Metal patronları başta Tofaş olmak üzere pek çok fabrikada işçilerin ailelerine gönderdikleri adamlarla tehditlerini devreye soktular. Eşlere, “iş durdurmak kanuni değil, yasadışı işler yapan kocanızı işten atarız, perişan olursunuz” dediler. Annelere, babalara aynı şeyleri söylediler. Kredi kartı borçlarını hatırlattılar. İşçilerin taleplerini kabul ettirmeye çalışmalarını, birlik olup rahat bir nefes almalarını sindiremeyen patronlar, Ford Otosan’da engelli işçilerin ailelerine tehditler savuracak kadar ileri gittiler. Elbette bu tehditler, bilinçsiz ailelerin korkmasına neden oldu. İşçi eşi kadınlar bu korkuyla kocalarına işe geri dönmeleri için baskı yaptılar. İşçilerin tüm talepleri karşılanmadan fabrikaya dönmüş olmalarında, ailelerinin korkutulmasının etkisi büyüktür.
Renault işçileri yeniden üretime başladıkları zaman işçi eşleri, direnişin devam ettiği diğer fabrikalarda çalışan işçilerin eşlerine “direnişi, kocalarınızı destekleyin” diye çağrıda bulundular. Çünkü onlar da işçilerin taleplerini karşılama niyetinde olmayan patronların direnişi fabrika önünde değil, evde, mutfakta kırmaya çalıştığını fark ettiler. Renault işçilerinin eşlerinin çağrıları karşılıksız kalmadı. Ford Otosan’ın mücadeleci işçilerinin pek çoğunun eşi grev boyunca fabrika önünde yerlerini aldılar.
Bir işçi eşi yaşadıklarını ve neden eşinin mücadelesini desteklediğini şöyle anlatıyor: “Eşim 10 yıldır Ford’da çalışıyor. Eşim Ford’da çalışmaya başlayıncaya dek hiçbir sağlık sorunu yoktu. Ama burada çalışmaya başladığından beri bir sürü sağlık sorunu yaşamaya başladı. Çünkü Ford’da işçilerin çalışma koşulları çok ağır. Eşimde şu an bel fıtığı, boyun fıtığı, boyunda düzleşme, tenisçi dirseği gibi pek çok meslek hastalığı var. Maaşlar çok düşük. İki çocuğumuz var ve evimiz kira. Eşim çoğu zaman evi geçindirebilmek için vardiyadan çıkıp ek iş yapmaya giderdi. Bugün Ford’daki işçiler hakları için bir araya geldiler. İlk günden itibaren ben ve benim gibi diğer işçilerin eşleri Ford’da daha adaletli bir çalışma ortamını sağlamaya ve Türk Metal’den kurtulmaya çalışan işçilerin en büyük destekçisiyiz. Ben eşimle gurur duyuyorum.”
Bir başka Ford Otosan işçisinin eşi de kocasına verdiği desteğin önemini şu sözlerle ifade ediyor: “Benim eşim sendikadan istifa edeceklerinden ilk bahsettiğinde onun bu konulara karışmasını hiç istemedim. İşini de kaybedeceğini düşünüp korktum. ‘Sen mi kurtaracaksın?’ diye ters tepki verdim. Fakat zaman geçtikçe diğer işçi eşlerini de gördüm ve aslında eşimin doğru olanı yaptığını anladım. Böylece o günden sonra hep eşimin yanında ve ona destek oldum. Zamanla fark ettim ki başlarda daha geri planda kalan eşim, benim desteğim arttıkça daha çok sorumluluk almaya başladı.”
Gerçek apaçık ortada. İşçiler ve aileleri, yaprakları, dalları ve kökleriyle o büyük ağacın, işçi sınıfının parçasıdırlar. Bu nedenle emekçi kadınların işçi olan eşlerine yardımcı olmaları, onlara moral vermeleri, onların mücadelesinin bir parçası olmaları hayati önem taşıyor. İşçi sınıfının kökü genişlesin, gövdesi uzayıp güçlensin, yaprakları yeşersin diye, bu ağaç tüm dünyayı kaplasın ve patronlara yer bırakmasın diye!
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Anna’nın Annesi ve Anneler Günü
- Nefes Almak İçin…
- UİD-DER’de 8 Mart Etkinlikleri: 8 Mart Yol Gösteriyor, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Emekçi Kadın, Yaşam, Mücadele, Dönüşüm
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- UİD-DER Kadın Komitesi: Sorunlar, Engeller Mücadeleyle Aşılır!
- Güvencesiz ve Esnek Çalışma Modellerine Bir Yenisi Eklendi: “Komşu Annelik”
- Bu Televizyonlar Neleri Gösterir, Neleri Göstermez?
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Gelişen Ufkumuz, Değişen Dünyamız
- İşçilerin Canının Hiçe Sayılmasına Birlikte Karşı Duralım!
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı Dünyadan Eylemler
- Anastasya, Dilan ve Hafızamız
- Gerçek Adalet Mücadelemizle Gelir
- Geleceğe Dönüşmek, Geleceği Büyütmek
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Ağıt Yakmasın Analar, Umut Türküleri Söylesin
- Nurten Abladan Bugünün Emekçi Kadınlarına
- Bizi Güçlü Kılan Birlik ve Dayanışmadır!
- Emekten Yana Bir Bilim İnsanı: Alice Hamilton
- Kölelerin İsyanı, Ücretli Kölelerin Gücü
- İşçi Dayanışması 208. Sayı Çıktı!
- Brecht ve İşçiler İçin Sanat
- Örgütlü Olamayan Ucuz İşgücü Olur
- Komşunun Evi Yanarken…
- İşçi Gençlik Patronların Kölesi Olmayacak
- On Depo Benzin İle Ölçülen Emek
- Yaşadığımız Çağın Sorumluluğunu Almak, Guido Gibi Olmak!
- “Greve Çıktık, Elimize Ne Geçti?”
- Sağlıksız Bir Sağlık Anlayışı
- Kim Bu Herkes?
- Zeytin Ağacına Bile Düşmanlar!
- Sorunlarımızı Aşmak İçin Birlik Olmaya İhtiyacımız Var!
- İşçi Dayanışması 207. Sayı Çıktı!
- Yıkanan Eller, Hayatları Kurtulan Anneler ve Geleceğimiz
- Mücadele Geleneğimizin İzinde: Bayrak Elden Ele
- En Büyük Engelimiz Kapitalizmdir
- “Ekonomi Tıkırında” Masallarına Devam!
Son Eklenenler
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...
- 17 Ağustos 1999 gecesi Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşandı. Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce’yi sarsan 7,4 büyüklüğündeki depremde 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, çok daha fazlası yaralandı. Yüzbinlerce...
- Mersin’in Tarsus ilçesi 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren PMS Tıbbi Cihazlar fabrikasında 12 işçi, sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldı. Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), 16 Ağustosta fabrika önünde basın açıklaması...
- Sakarya Hendek’te bulunan, Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Koç Holding’in şirketlerinden Türk Traktör’ün tedarikçisi olan SAG Hidrolik fabrikasında bir işçinin işten çıkarılması sonrası 12 Ağustosta direniş başladı. TEKSİF Sendikasına...
- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve açlık politikası tarifsiz acılar yaşatmaya devam ediyor. Siyonist rejim, iki milyon Filistinlinin bölgeden sürülmesi anlamına gelecek olan Gazze’yi tam işgal planıyla saldırılarını tırmandırıyor....