Buradasınız
İşiniz Gücünüz Dümen Dolap!
Sefaköy’den bir UİD-DER’li
İşsizlik her geçen gün çığ gibi büyüyor. Devletin açıkladığı işsizlik rakamları, Türkiye’de 3 milyon insanın işsiz olduğunu söylüyor. Bu konuda azıcık araştırma yapan birisi bile devletin resmi işsizlik rakamlarını düşük göstermek için ne kadar çok katakulli çevirdiğini bilir.
Emek örgütlerinin işsizlikle ilgili yaptığı araştırmalara göre, resmi işsizlik verilerine işe başlamaya hazır olduğu halde umudu olmadığı için ya da başka nedenlerle son 4 haftadır iş arama kanallarını kullanmayanlar eklendiğinde işsizlik 5 milyona çıkıyor. Bu rakama işinden memnun olmayan ya da daha düzgün işler bulamadığı için çaresiz kısa süreli işler yapanlar da ilave edildiğinde gerçek işsizlik devletin dediği rakam olan 3 milyondan 6 milyon 300 bine ulaşıyor.
İşsizlikten nasibini sadece Türkiye’deki işçiler almıyor. Dünya’nın her ülkesinde işsizlik rakamları tırmanışa geçmiş durumda. Her gün farklı ülkelerden kitlesel işten atma saldırısı haberleri alıyoruz. Peki, patronlar bu saldırıları sadece vicdansız oldukları için mi yapıyorlar?
Elbette sorun bu kadar basit değil. Bu sömürü sisteminin doğal bir sonucudur işsizlik. Patronlar daha fazla kâr elde etmek için maliyetleri düşürmek zorundadırlar. Bunu işçi ücretlerini düşürerek yahut az işçiye çok iş yaptırarak yani işçilerin bir kısmını işten atarak yaparlar. Bu süreç kapitalizmin doğasında vardır. Tüm bunlara bir de kapitalist sistemin dünya ölçeğinde geçirdiği ekonomik krizin sonuçlarını eklediğimizde işsizlik rakamları tüm dünyada tırmanışa geçiyor.
Hal böyleyken patronların temsilcileri işsizliğin yarattığı olası tepkilerin önüne geçebilmek için yine hinlik peşinde koşuyor. Geçtiğimiz günlerde patronların medyası allayıp pullayarak, “İŞKUR kesenin ağzını açtı. İşsize 1000 lira maaş” başlığıyla bir haber servis etti. İlk bakışta kulağa hoş gelen bu haberin içeriğini dikkatli gözlerle okuduğumuzda, insan kendi kendine “şeytan ayrıntılarda gizlidir” demeden duramıyor.
Haberde Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürü Nusret Yazıcı, yeni başlattıkları “İşbaşı Eğitim Programını” pazarlıyor. Yazıcı önce programlarını güzel bir girizgâhla tanıtmaya başlıyor. “Program en az 2 sigortalı çalıştıran işyerlerinde uygulanıyor ve işverene hiçbir maliyeti yok. Gençlerimiz hem para kazanacak hem de deneyim kazanacak. Program sonunda kendilerine sertifika veriyoruz.”
Güler misin ağlar mısın? Beyim işsizlere iş değil sertifika vaat ediyor. Üstelik patronlara hiç maliyeti de yokmuş. Bakalım bunun altından emekçilere nasıl bir kazık çıkacak diyemeden Yazıcı patlatıyor bombayı: “Ayrıca işverenlerimiz bu programa katılan kişileri istihdam ederlerse imalat sektöründe 42, diğer sektörlerde ise 30 ay boyunca işveren sigorta primlerini biz ödüyoruz”. Bol keseden sallamak serbest tabi, sanki kendi cebinizden ödüyorsunuz. Utanmadan işçilerden toplanan vergilerin patronlara nasıl peşkeş çekileceğini söylüyor beyimiz. Bir de ekliyor, “bu programı özellikle genç işsizliğin azaltılması için önemsiyoruz.” Hay Allah sizden razı olsun!
İŞKUR’un bu programı açgözlü patronların ağzını sulandırmaktan başka bir işe yaramamıştır. Bu programla hayata geçirilmek istenen açıkça daha fazla sömürüdür. İşsizlere deniliyor ki “ey işsizler gelin biz sizi bir programa sokalım. Bu program kapsamında sizi haftanın 6 günü en az 45 saat köle gibi çalıştıralım, karşılığında da 1000 lira asgari ücret verelim. Sigorta primlerinizi de yine sizden topladığımız vergilerden ve yine sizlerden kesilen İşsizlik Sigortası Fonundan karşılayalım. Böylelikle işsizlik rakamları az görünsün. E tabi patronlarımızı da mutlu edelim canım.” Sinekten yağ çıkarmak tam da buna denir işte!
Yapılan tüm bilimsel araştırmalar dünya genelindeki tüm işsizlere iş verilebileceğini, üstelik doğru planlamayla birlikte insanların ihtiyacını karşılamaya yetecek çalışma saatlerinin 4 saatin altına düşeceğini söylüyor. Fakat tüm bunlar en başta bu sömürü sisteminin çalışma yasalarına aykırıdır. Kapitalizmin kendisi, işsizliğin ortadan kaldırılmasının önündeki en büyük bariyerdir. Biz işçi ve emekçilerin bu bariyeri yıkıp geçmekten başka seçeneği yoktur.
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler, grevlerinin 39. gününde olan MKB Rondo işçileri ve aileleri grevlerinin 18. gününde Tarkett grevcilerini ziyaret etti. Dayanışma ziyaretinde “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor”...
- ABD’nin New York’tan Miami ve Houston’a kadar tüm Doğu ve Körfez kıyısı limanlarında 45 bini aşkın liman işçisi toplu sözleşme görüşmelerindeki ücret ve çalışma koşullarındaki anlaşmazlık nedeniyle 1 Ekimde greve gitti. Uluslararası Liman İşçileri...
- Türkiye’de iktidar sözcüleri sık sık “Avrupa bizi kıskanıyor”, “dünya bizi kıskanıyor” diyerek böbürleniyorlardı. Türkiye’nin her tarafında doğalgaz, petrol gibi değerli madenler olduğunu, bu madenleri çıkartarak ekonomide çağ atlayacaklarını iddia...
- Birkaç hafta önce bir ablam ile ettiğim sohbet sonrası kelebeklerin benim için farklı bir anlam kazandığından bahsetmek istiyorum. Sohbet sırasında kelebekleri çok sevdiğimi özellikle de mavi kelebeklerin çok hoşuma gittiğini anlatmıştım. O da mavi...
- Fernas Madencilik işçileri işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, ücretlerin arttırılması ve sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması talebiyle haftalardır mücadele ediyorlar. İşçiler, Soma’dan Ankara’ya yaptıkları 8...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet İstiyoruz” şiarıyla düzenlediği işçi buluşmalarının sonuncusunu 3 Ekimde Ankara’da Anıt Park’ta düzenlediği mitingle gerçekleştirdi....
- Türkiye’nin çeşitli illerinde grev ve direnişlerden işçiler Emek Partisi milletvekilleriyle birlikte 3 Ekimde Mecliste basın açıklaması gerçekleştirdiler. Sabah saatlerinde Meclis’e gelen işçiler “ziyaretçi yasağı” gerekçe gösterilerek içeri...
- Manisa’nın Soma ilçesinde AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait olan Fernas Madencilik’te Bağımsız Maden-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan madencilerin direnişi sürüyor. 25 Eylülde Ankara’ya yürüyüş başlatan Fernas...
- Fransa’nın en büyük sendika konfederasyonu Genel İşçi Konfederasyonu CGT’nin çağrısıyla 1 Ekimde Fransa genelinde işçi ve emekçiler greve gitti. İşçiler ücretlerin yükseltilmesini, kamu hizmetlerine ayrılan fonların arttırılmasını, işsizlik...
- Katil İsrail devleti, Gazze’deki saldırılarını bir yıldır sürdürürken Lübnan’a yönelik son saldırılarıyla bölgeyi daha da büyük bir yıkıma sürüklüyor. Gazze’de 42 bine yakın insanı öldüren, Lübnan’ı bombalayarak birkaç günde bine yakın insanı...
- 24 Eylülde Avustralya’nın en büyük sağlık sistemi NSW’ye bağlı çalışan binlerce sağlık işçisi iş bıraktı. Eylül ayı içerisinde 2 kez iş bırakan işçiler, Sidney’deki Hyde Park’tan Parlamento Binasına yürüyerek “yüzde 15 zam istiyoruz” sloganlarını...
- Belediye otobüslerinde boşsa karşılıklı dörtlü koltuklardan şoför tarafında cam kenarına otururum. Oturduğum yerde sola yaslandığımda rahat ederim. Sebebi omurgamdaki eğikliktir. Bedenimdeki daha doğrusu omurgalarımdaki eğikliğin nedeni, 1989 Bahar...
- Siyasi iktidar sürekli ekonominin iyiye gittiğini propaganda ediyor. Muhalifinden yandaşına tüm ekonomistler de ekonominin düze çıkması için hep birlikte fedakârlık yapmamız gerektiğini söylüyorlar. Ekonomi büyüdüğünde patronundan işçisine hepimiz...