Buradasınız
Maaşımı Sizlerden Alıyorum
Şirinevler’den bir işçi

Merhaba değerli, inançlı, onurlu ağabeylerim ve ablalarım. Ben özel hastanede çalışan bir işçiyim. 21 yaşındayım. Yaklaşık iki aydır ben de sizler gibi ekmek paramı kazanmak için çalışıyorum. Beni hastaneye ilk görüşmeye çağırdıklarında işe aldıklarını söylediler. Evrak listesini elime tutuşturdular. Ben de işe başlamanın vermiş olduğu heyecanla evraklarımı tamamladım. İki gün sonra teslim etmek için hastanenin insan kaynakları birimine çıktım. İşbaşı yapmak için çalışacağım bölüme gönderecekleri sırada 3 ay İŞ-KUR’a bağlı çalışacağımı ve ancak üç ay sonra kadroya alınabileceğimi söylediler. Ben ilk kez çalışacağım için nelerin döndüğünü bilmiyordum.
Sonradan öğrendim ki beni üç ay çalıştırdıktan sonra istedikleri gibi işten atabileceklermiş. Ya da 12 ay çalıştıktan sonra bile yıllık izin, kıdem tazminatı gibi haklarım olmuyormuş. Çünkü dokuz aylık işçi sayılıyorum. Üstelik İŞ-KUR’da işe başlama tarihim, beni işe çağırdıkları günden 15 gün sonrası olarak görülüyordu ve ben bu 15 günlük sürede sigortasız çalıştım. 15 gün sonrasında İŞ-KUR’a gönderip kayıt yaptırdılar. Ama asıl inanamadığım ve zoruma giden şey ise İŞ-KUR’dan aldığım maaş işsizlik fonundan karşılanıyormuş.
Yani ben hem patron için çalışıyorum hem de maaşım annemin, babamın, ablamın kısacası tüm işçilerin maaşlarından kesilen paralarla ödeniyor. Patronu, cebinden hiç para çıkmadan zengin ediyorum. Sabahtan akşama kadar yoğun bir tempoda çalışmama rağmen hastanede çalışan bir işçi olarak bile görünmüyormuşum. Kayıtlarda “İŞ-KUR kursiyeri” yazılı. Daha 1,5 ay İŞ-KUR’a bağlı çalışacağım. Ağabeylerim, ablalarım ben bu hastanede işe başladıktan sonra bir işçi olarak haklarımı bilmediğimi öğrenmiş oldum ve patronların bizleri daha fazla sömürmek için ne dolaplar çevirdiğini yaşayarak gördüm. Bunu da sizlerle paylaşmak istedim. Biz ekmek parası derdine düşen, haksızlığı kabul etmeyen işçiler için güzel günler dileğiyle…
Direnişteki Akkim İşçilerinden Mektup
- Adres Doğru mu?
- Emekliler “AÇIZ” Diyor, Onları Kim Duyuyor?
- Geleceğimizi Kurmak İçin Birliğimizi Büyütelim
- “Asıl Haber Biziz Be Abla”
- Sağlık Çalışanlarına Sağlıksız Yemekler
- Sorunlar Mücadeleyle Çözülür
- İşyerinde “Paralı Eğitim!”
- Onların İnsafına Bırakmayalım!
- “Sana Ceza Veriyorum Tayfun!”
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- “Çalışanlarımıza Rapor Vermeyin!”
- “Kırtasiye Ürünleri İkinci Ele Düştü”
- Örgütlü Olmak ve Toplu İş Sözleşmeleri
- Alo 170: Yanlış Numara Çevirdiniz!
- Turgut Özal, Gökova Santrali ve Sonrası
- TÜİK Kimin Hizmetinde?
- Emekliler Sendika Kuramazmış!
- Sorumluluk Almadan Kazanım Elde Edemeyiz
- Topluma Fildişi Kulelerden Bakmak
- Mücadele Edenler Mutlaka Kazanır!
Son Eklenenler
- Kocaeli Gebze’de bulunan Alman sermayeli Erlau Metal fabrikasında işçiler, Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şube’de örgütlendi. Sendika yakın zamanda Çalışma Bakanlığından yetki belgesini almasına rağmen işveren yetki itirazında bulundu....
- Kasım 2024’te Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer tutuklanarak görevden alınmış ve ardından belediyeye kayyum atanmıştı. İşçiler üzerinde baskı uygulayan kayyum yönetiminin tazminatlarını ödemeden, haklı gerekçe göstermeden pek çok işçiyi...
- Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) geçtiğimiz hafta Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarını açıkladı. Sonuçların açıklanmasının ardından eğitim sendikaları atamaların ölçülebilir ve somut...
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....