Buradasınız
Mücadeleci Bir İşçi Önderi: Kemal Türkler

Kemal Türkler’in katledilmesinin üzerinden 28 yıl geçti. Onun yaşamı direnişler, grevler ve mücadeleyle doluydu. Böylesi mücadeleci işçi önderlerinin hatırlanması ve yaşamlarından dersler çıkarılması, bugünün genç işçi kuşakları için önem taşıyor.
Düzene bir tehdit olarak görüldüğü için 22 Temmuz 1980’de sermayenin paramiliter güçleri tarafından katledilmişti Kemal Türkler. İşçi önderlerini katleden devlet destekli faşist güçler, sınıf mücadelesine büyük darbe vurmayı planlamışlardı. Onun katledilişi, aynı zamanda 12 Eylül faşist darbesinin hazırlık evresinin de son aşaması idi. Yüz binlerce işçinin katılımıyla yapılan Kemal Türkler’in cenaze töreni, darbe öncesi işçilerin gerçekleştirdiği son kitlesel büyük yürüyüş oldu.
Türkler’in katledilişinin hesabı hâlâ sorulabilmiş değil, burjuva devletin adalet çarkları suçluları cezalandırmak için dönmüyor. Kemal Türkler’in esas katili elbette ki burjuva düzendir ve nihai hesap ondan sorulmalıdır. Bu hesabı soracak olan ise devrimci işçi sınıfıdır.
* * *
Kemal Türkler’i daha yakından tanımak için eşi Sabahat Türkler ile sohbet ettik. Kemal Türkler’in yaşamı, mücadelesi, kişiliği hakkında birçok anıyı Sabahat abladan dinledik. Sabahat Türkler sınıf mücadelesinin yükseldiği zorlu dönemeçlerin ve verilen kayıpların canlı tanıklarından biri. O, Kemal Türkler’i her andığında “başka türlü bir insandı” diyor.
1926’da dünyaya gözlerini açan Türkler, 1947’de Hukuk Fakültesine kaydoldu, aynı yıl Bakırköy’de kurulu olan Emayetaş fabrikasında işçi olarak çalışmaya başladı. Ekonomik güçlükler nedeniyle okulu bırakmak zorunda kalan Kemal Türkler, 1951’de Maden-İş sendikasına üye olarak sendikal örgütlenme içinde yerini aldı. 1954’te Maden-İş sendikası genel başkanlığına getirilen Kemal Türkler, sınıf içerisinde örgütlenme çalışmalarına hız vererek Maden-İş’in örgütlülüğünün tüm ülkeye yayılmasında önemli bir rol oynadı.
1961 Anayasasının kısmi düzeyde de olsa sendikaların önünü açmasıyla Kemal Türkler çalışmalarını daha da yoğunlaştırdı. Onun önderliğindeki Maden-İş Sendikası, örgütlenme çalışmalarının bir sonucu olarak Türk-İş içinde öne çıkmaya başladı. Türkler 13 Şubat 1961’de Türkiye İşçi Partisinin kuruluşunda yer aldı ve genel başkan yardımcısı oldu.
Kavel işçilerinin 1963’te başlatmış olduğu direniş sırasında işçilerin başında olan Türkler, Singer işçilerinin 1969 yılındaki grevi nedeniyle tutuklanacaktı. Kemal Türkler, bu yıllarda Türk-İş yönetiminin grevlere karşı takındığı patron yanlısı tavrı ve sendikal anlayışı eleştiriyordu. Türk-İş Paşabahçe grevini desteklemeyerek işçileri yalnız bırakmıştı. Bunun üzerine Kemal Türkler daha mücadeleci bir sendikal anlayışı savunan diğer arkadaşlarıyla birlikte Türk-İş’ten koparak yeni bir sendikal birlik oluşturma sürecini hızlandıracaktı. 13 Şubat 1967’de, Rıza Kuas, Mehmet Alpdündar, Kemal Nebioğlu ve İbrahim Güzelce ile birlikte Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonunun (DİSK) kurulmasına öncülük etti.
Mücadeleci sınıf sendikacılığı anlayışını yükselten DİSK, hem burjuvaziyi hem de işbirlikçi Türk-İş yönetimini ürkütmüştü. Bu nedenle DİSK kapatılmak istendi. Ancak işçi sınıfının 15-16 Haziran direnişiyle DİSK’i sahiplenmesi, sendikanın kapatılmasını engellemişti. Ne var ki, direnişten kısa bir süre sonra Kemal Türkler tutuklanacaktı.
50 yıldan beri kutlanamayan ve işçi sınıfına unutturulmak istenen 1 Mayıs’ın 1976 yılında açık alanda kitlesel olarak kutlanmasında, o dönemde DİSK’in Genel Başkanı olan Kemal Türkler’in de önemli bir rolü oldu. Yüz binlerin katıldığı 1977 1 Mayıs’ında da DİSK’in Genel Başkanlığını sürdüren Kemal Türkler, o yılın sonunda yapılan DİSK genel kurulunda genel başkanlığa seçilemedi. Fakat Türkler, Maden-İş sendikasının genel başkanı olarak çalışmalarını sürdürecekti. Maden-İş’in 19 Aralık 1979’daki genel kurulunda Enternasyonal Marşı söylendiği gerekçesiyle 1980 yılının Ocak ayında sıkıyönetim mahkemesi tarafından tutuklanacak, 1 ay sonra da tahliye edilecekti. Ancak yükselen devrimci işçi hareketini bastırmak isteyen patronlar sınıfı, işçi sınıfının bu çalışkan, dürüst ve mücadeleci önderini katletti.
Sabahat Türkler, Kemal Türkler’in “daima işçilerle iç içe” olduğunu dile getiriyor. Sohbetimiz esnasında gözümüz odasındaki işçi fotoğraflarına takılıyor. Her yanda siyah beyaz, işçi ve Kemal Türkler fotoğrafları… Birbirini tamamlayan kareler ortasında Sabahat Türkler, “sadece işyerlerinde değil, sokakta, alışverişte, sahilde, her yerde etrafımızı işçiler sarardı. İşçilerle çalışıyor, onlarla birlikteyken çok mutlu oluyordu” diyor. İşçilerin güvendiği, her daim yanında oldukları önderleri, bugünün sendikacılarına hiç benzemiyordu. Koltuklardan kalkmadan, mücadeleye girmeden, sınıfın güvenini kazanmadan işçi önderi haline gelinmiyor.
Sabahat Türkler, Kemal Türkler’den bahsederken “hiç gösteriş düşkünü olmadı, iki buçuk yıl boyunca sendikadan tek kuruş para da almadı” diyor. Para ve mevki kaygısı olmayan Kemal Türkler, yaşamı boyunca sınıfın çıkarlarını koruma ve mücadelesini yükseltme uğraşında oldu.
Sabahat Türkler kendisi gibi, Kemal Türkler’in de yoksul bir aile çocuğu olduğunu söylüyor. Dikkatimizi albümdeki farklı Kemal Türkler fotoğrafları çekiyor. Bir fotoğrafta Kemal Türkler elinde orak ile ekin biçiyor, diğerinde inşaat işçileriyle duvar örüyor, mitingde, grevde konuşma yapıyor. Sabahat abla, şimdiki Gönen tesislerine ait fotoğrafları gösteriyor ve ekliyor: “167 liraya Gönen alındı. Biliyor musunuz 22,5 yıllık evlilik hayatımızda çok nadir tatil yaptığımızı hatırlıyorum. Toplu sözleşmelerde işçilerin tatil yapmasını savunurken kendisi neredeyse hiç tatil yapmıyordu.”
Evde de çok “çalışkan bir insan” olduğunu söylüyor Sebahat Türkler: “Terzilik bilir, evin her yanını kendisi tamir ederdi. Birçok kez eve döndüğünde ceketinin olmadığını fark ederdim. Meğer ceketleri kimi işçilere veriyormuş. Döndüğünde yeni bir ceket dikmek için terzi masasında görürdüm onu. Düzenli bir insandı. Asla bağırmazdı. Çevresinde çok saygı uyandırırdı.”
Sabahat Türkler hâlâ sendikaları düzenli ziyaret ediyor. İşçi hareketinin içinde bulunduğu durumu kabullenemiyor. En militan, en coşkulu ve aktif dönemi gören Sebahat Türkler, yaşadığımız dönemin durgunluğunun da atlatılacağına yürekten inanıyor. Geçmiş yıllarda sendikaların, örneğin DİSK’in canlı yerler olduğunu, kapılarının gece yarılarına dek açık olduğunu söylüyor. İşçilerin sendikacılarla konuştuğu, toplantı ve eğitimlerin yapıldığı, yeni örgütlenme ve sorunların konuşulduğu kurumlar olduğunu belirtiyor.
Sabahat Türkler DİSK’in kurulduğu gün hazırlanan DİSK amblemini ve kurucuların imzalarını gösteriyor. Türk-İş’in siyaset dışı, sınıflar üstü sendikal anlayışına son verdi Kemal Türkler ve arkadaşları. Mücadeleci bir sendikal anlayışın açtığı yolda işçi sınıfı birçok hak kazandı. Bu mücadeleci anlayış 15-16 Haziran’da kendini göstermiş ve işçi sınıfı sendikasına sahip çıkmıştı. 1 Mayıs, DGM direnişleri ve faşizme karşı verilen mücadelelerde Kemal Türkler daima en önde oldu.
Sohbetimizin bir yerinde Sabahat Türkler’e duvarda duran bir başka fotoğrafı soruyoruz. Elleriyle fotoğraftaki işçileri adeta okşayarak anlatıyor. “Onlar grev oylaması yapan işçilerdir. Kimileri hâlâ buraya gelir, konuşuruz.” 1976 yılında çekilmiş bir fotoğraf diyor ve ekliyor: “Şu işçilerin güzelliğine bir bakın!”
Şu işçilerin güzelliğine bir bakın diyor Sabahat Türkler. Yaratan ve üreten işçilerin kir, pas ve ter içindeki yüzleri neşeli ve umutlu... Umut bir kez daha işçide, mücadelede ve devrimde diyerek sohbetimizi bitiriyoruz.
Kent Gıda’da Baskılar Devam Ediyor
- Netaş Grevi İlham Vermeye Devam Ediyor
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Dünya İşçilerinin Jones Ana’sı
- Kemal Türkler’in Mücadelesi ve Bugüne Mirası
- Kemal Türkler ve Mücadeleci Sınıf Sendikacılığı
- MESS Grevlerinin 45. Yılında Metal İşçilerinin Mücadelesini Hatırlamak
- 30. Yıldönümünde Zonguldak Madencilerinin Uzun Yürüyüşü
- Tütüne Emek Veren Kadın İşçiler Anlatıyor
- Netaş: Yasaklara Rağmen Başarıya Ulaşan Grev!
- Eylül 1976: İşçilerin DGM Direnişi
- Bir Devir ve Bir İşçi Lideri: Kemal Türkler
- İki Farklı Dönem, İki Sözleşme ve İki Bildiri
- Maden-İş MESS’in Oyunlarını Nasıl Boşa Çıkarttı?
- Kavel’den Bir Anı, Geçmişten Bir Miras
- Maden-İş’teki Gömleğin Sırrı Neydi?
- “Bölge’ye Gidince Annemle Barıştım”
- “Baba İşveren” İmajı İle Mücadele
- “Kadın İşçiler Zampik-İş’e Aldanmadı”
- Maden-İş Karşısında MESS’in İzlediği Yol
- Maden-İş İşçilerle Bağını Nasıl Geliştirip Güçlendirdi?
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesine ait İZELMAN, İZENERJİ ve Egeşehir’de çalışan Genel-İş üyesi yaklaşık 23 bin işçi, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde düşük ücret dayatılmasına karşı ve eşit ise eşit ücret talebiyle 29 Mayısta greve çıktı. Belediye...
- Her 1 Mayıs sabahını gecesinde uyuyamadığım, bir an önce sabahı karşılamanın heyecanıyla beklerim. Tüm dünyada milyonlarca işçi renk, ırk, ülke gözetmeksizin alanlara meydanlara çıkıyor ve tek yürek oluyor! Taleplerimiz ve mücadelemizde ortaklaşıyor...
- Neden “UİDER” değil, UİD-DER” dediğimi anlatmak istiyorum size. Geçtiğimiz günlerde bir işçi kardeşimiz bana UİD-DER’in açılımını sordu. Yanıtladım: “Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği, kısaca UİD-DER.” Fakat internette arama yaparken kısaltmayı...
- Son yıllarda egemenlerin ekonomik ve siyasi krizlerden söz ederken “fırtına” ya da “kasırga” benzetmesine çok sık başvurduklarına şahit oluyoruz. Mesela JP Morgan CEO’su 2022’de yaklaşan ekonomik belirsizlikleri tarif etmek için “ekonomik kasırga”...
- Bazı insanlar vardır, kalpleri sadece kendileri için değil, tüm insanlık için, yeryüzünün tüm canlıları için özgürlük tutkusuyla çarpar. Tıpkı Haziran ayında sonsuzluğa uğurlanan üç yürek işçisi gibi. 3 Haziran 1963’te Nâzım Hikmet’in, 2 Haziran...
- UİD-DER’de emekçi kadınların bir araya geldiği bir etkinlikte çocuklarla ilgilenmek için kreşte görevliydim. Yaşları 3 ile 10 arasında değişen 7-8 çocuk vardı. Hangi oyunları oynamak istediklerini sorduğumda, içlerinden biri oyun oynamak...
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...