Buradasınız
Netaş Grevi İlham Vermeye Devam Ediyor

Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu gösterdiler. 12 Eylül karabasanına karşı buzu kırdılar, suyun önünü açtılar. Türkiye işçi sınıfının tarihine kuşaklar boyu ilham alınacak, umut ve cesaret verecek şanlı bir deneyimi kazıdılar.
1960’lar ve 1970’ler boyunca işçilerin mücadelesi güçlenmiş, yükselen işçi hareketi sermaye sınıfının yüreğine korku salmıştı. Kenan Evren öncülüğündeki ordu, 12 Eylül 1980’de işçi sınıfının yükselen mücadelesini ezmek için faşist bir darbe gerçekleştirdi. Bu darbeyle işçilerin mücadeleci sendikalarını kapattı, işçilerin kazanılmış haklarını elinden aldı. Tüm toplum cendere içine alındı. 12 Eylül darbesiyle birlikte sendikacılar hapse atıldı, nice öncü işçi ve sosyalist işkencelerden geçirildi ve katledildi. 1982’de yapılan “yasaklar anayasasında” işçilerin sendikalaşması zorlaştırıldı, greve çıkmak fiilen engellenmek istendi. Sendikalaşmanın önüne yüzde 10 barajı konuldu. O yıllarda greve çıkılsa bile çadır kurmak, grev alanında 4 işçiden fazla işçinin beklemesi yasaktı. İşçilerin o güne kadarki mücadelesine ve kazanımlarına ağır bir darbe vurmuştu faşist rejim. Çoğu sendikacı ve işçi “bu yasalarla grev yapılmaz” diyordu. Ama Netaş işçileri böylesi karanlık bir toplumsal atmosferde sahneye çıktılar ve yılgınlığın ve umutsuzluğun yaygın olduğu bir dönemde Türkiye işçi sınıfı tarihine altın harflerle yazılan bir greve öncülük ettiler. Sosyalist öncülerin yol göstericiliğinde o dönemin en büyük grevini örgütlediler.
Netaş işçileri, Maden-İş kapatıldıktan sonra örgütlendikleri Bağımsız Otomobil-İş Sendikasıyla birlikte 88 maddelik bir toplu sözleşme taslağı ile oturmuşlardı masaya. Bütün işçileri kapsayan komiteler kurarak taslaklarını oluşturmuşlardı. 18 Kasım 1986’ya gelindiğinde 3 bin 150 Netaş işçisi toplu sözleşmedeki anlaşmazlık nedeniyle greve çıktı. Onlar koşullar ne olursa olsun haklılıklarına inanan, örgütlülüklerine güvenen işçilerin mücadelesinin önünde hiçbir engelin duramayacağını dosta düşmana gösterdiler.
Greve çıktıklarında da ilk olarak “grev yerinde en fazla 4 işçi kalır” diyen maddeyi deldiler. Her gün 163 Netaş işçisi bilfiil grev gözcülüğü görevini yürütüyordu. Günlük dönüşümlü olarak 500 işçi ise grevin çeşitli işlerinde görev üstleniyordu. Grev komiteleri karınca gibi işliyordu. Grev süresince hiçbir işçi başka bir işte çalışmamıştı: “İşçi dayanışması için çalışacağız, kendi dayanışmamızı kendimiz örgütleyeceğiz” diyorlardı. Netaş işçileri, grevi kazanmak için sınıf dayanışmasının ne kadar önemli olduğunun bilincindeydiler. Bu temelde sendikalara, fabrika önlerine, işçi mahallelerine ve kahvehanelerine giderek kendi dayanışmalarını kendileri örgütlüyorlardı.
İşçi eşleri de grevcileri hiç yalnız bırakmıyordu. Ailecek mücadele eden Netaş işçileri yurt içinde ve yurt dışında dayanışma çağrıları yapıyorlardı. “Netaş işçileri için bir saatini ver” kampanyası başlatarak tüm işçileri grevle dayanışmaya çağırıyorlardı. Bu çağrı sonuç vermişti, Netaş işçileri darbe yasalarının gölgesinde güçlü bir dayanışma örgütlemişti. Öyle ki grev bittikten sonra dahi grev fonlarında 1 milyon liralık bir meblağ bulunuyordu. Netaş işçileri, sınıf kardeşlerinin dayanışmasıyla topladıkları bu 1 milyon lirayı, bir kamyon gıda ve ihtiyaç maddesiyle birlikte 1987’de Derby fabrikasında greve çıkan işçilere verdiler.
Netaş işçileri, grev yasalarındaki sınırlamalara ve yasaklara rağmen 93 günlük grevin sonunda, taleplerini büyük oranda kabul ettirerek patronu dize getirdiler. 12 Eylül yasaları ikramiyeleri 4 ikramiye ile sınırlandırmıştı, oysa Netaş işçileri tam 6 ikramiye kazandılar. Artık disiplin kurullarında işçi ve işveren eşit sayıda temsil edilecek ve başkanlığı da dönüşümlü olacaktı. İşten çıkarılan işçiye 3 ay daha ücret ödenmesini öngören işsizlik tazminatı talep ediliyordu.
Elbette grevin tek başarısı toplu sözleşme taslağında kazanılan haklar değildi. Onlar darbe koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu gösterdiler. Diğer sektörlerdeki birçok işçiye, greve ve mücadeleye de örnek oldular. Özellikle Türk-İş ve Hak-İş sendikalarındaki işçiler Netaş grevinden esinlenerek mücadeleye atıldılar. Netaş grevinin ardından 1987’de Derby ve Kazlıçeşme grevleri geldi. Bu grevleri de 1989 Bahar Eylemleri, kamu emekçilerinin sendikalaşma mücadelesi, Zonguldak madencilerinin yürüyüşü izledi. Netaş işçileri buzu kırmış suyun önünü açmıştı. Uluslararası dayanışmanın da etkisiyle büyük bir zafer kazanan Netaş işçileri darbe yasaklarını deldi, işçilerin üzerine sirayet eden kötü havayı söküp attı. İşte bu nedenle Netaş grevi bugünün işçilerine ilham vermeyi sürdürüyor.
Kapatılan Ocakların Susmayan Bandosu
- Netaş Grevi İlham Vermeye Devam Ediyor
- Derby’den Özak’a Sendikalı Olma, Sendika Seçme Hakkı
- Dünya İşçilerinin Jones Ana’sı
- Kemal Türkler’in Mücadelesi ve Bugüne Mirası
- Kemal Türkler ve Mücadeleci Sınıf Sendikacılığı
- MESS Grevlerinin 45. Yılında Metal İşçilerinin Mücadelesini Hatırlamak
- 30. Yıldönümünde Zonguldak Madencilerinin Uzun Yürüyüşü
- Tütüne Emek Veren Kadın İşçiler Anlatıyor
- Netaş: Yasaklara Rağmen Başarıya Ulaşan Grev!
- Eylül 1976: İşçilerin DGM Direnişi
- Bir Devir ve Bir İşçi Lideri: Kemal Türkler
- İki Farklı Dönem, İki Sözleşme ve İki Bildiri
- Maden-İş MESS’in Oyunlarını Nasıl Boşa Çıkarttı?
- Kavel’den Bir Anı, Geçmişten Bir Miras
- Maden-İş’teki Gömleğin Sırrı Neydi?
- “Bölge’ye Gidince Annemle Barıştım”
- “Baba İşveren” İmajı İle Mücadele
- “Kadın İşçiler Zampik-İş’e Aldanmadı”
- Maden-İş Karşısında MESS’in İzlediği Yol
- Maden-İş İşçilerle Bağını Nasıl Geliştirip Güçlendirdi?
- 24 Ocak Kararlarından Orta Vadeli Programa Saldırılar Sürüyor
- Görkemli Eylemleriyle Madenciler
- Jack London: İşçi Sınıfının Kalbinden Bir Yazar
- Savaş ve Sömürü Kıskacında “Dünya Çocuk Hakları Günü”
- Netaş Grevi İlham Vermeye Devam Ediyor
- 12 Eylül’den Önce 12 Eylül’den Sonra
- Barış, İşçi Sınıfının Mücadelesiyle Gelecek!
- Srebrenitsa Katliamının 29. Yılında Emperyalist Savaş Gerçeğini Bir Kez Daha Hatırlamak
- 12 Haziran: Kapitalizmin Çocuk İşçi Sömürüsü Büyüyor
- Haziranda Ölümsüzleşenlere…
- Süleyman Hocamızla Arının Balı, İşçinin Bilinci
- 28 Nisan: Yaşamak İçin Örgütlen!
- DİSK’e Giden Yol: Paşabahçe Grevi
- Kavel Destanı ve Grev Hakkı
- 24 Ocak Kararlarından Bugüne Sermaye İktidarlarının Zihniyeti Değişmiyor
- Şafaktan ve Ümitten Korkanlara İnat
- Maden-İş Geleneği, Singer Fabrika İşgali
- 1991 Madenci Yürüyüşü: Yerin Derinliklerinden Umudun Kararlı Adımlarına
- ABD’den Türkiye’ye, 1913’ten 2023’e
- 1991-95 Balkan Savaşı: “Kardeştik, Düşman Ettiler”
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...