Buradasınız
Stajyerler Üzerinden Dönen Sömürü Çarkı
Ankara’dan bir işçi-öğrenci
Ben otomotiv mühendisliği okuyan ama milyonlarca lise ve üniversite öğrencisi gibi geçinebilmek için çalışmak zorunda olan bir işçi öğrenciyim. Yaz başında zorunlu stajımı yapmak için bir fabrikada çalıştım. Yaşadıklarımı sizinle paylaşmak istiyorum.
Bir yandan derslere giriyor bir yandan da dersten kalan zamanda geçinebilmek için parttime ya da yevmiyeli işlerde çalışıyorum. Geçen dönem bittikten sonra zorunlu yaz stajımı yapmak için çalışmaya ara vermek zorunda kaldım. Staj yerim bir otomotiv fabrikasıydı ve bu fabrika evimden bir buçuk saat uzaklıktaydı. Günde en az 3 saatim yolda geçiyordu. Staj süresince ne okul ne de fabrika stajyerlere ücret vermiyordu. Fabrikanın servisi olduğu halde stajyerlerin binmesi istenmiyordu. Servisler ancak işçi sayısına yetebiliyordu. 60 gün boyunca yol ve kahvaltı için kendi cebimizden para ödüyorduk. Bazen kredi kartını kullanarak bazen de arkadaşlarımdan borç alarak stajımı bitirebildim. Yani anlayacağınız 60 gün boyunca bir fabrikada staj yapmak için borçlanmam gerekti.
Staj yapma amacımızın mesleğimizde daha yetkin olmak olduğu söylenmişti bize. Ama ikinci haftadan itibaren fabrikanın işçisi gibiydik. Ustaların yanında çalışması gereken çırak işçileri işe almayıp, onların yerine stajyerleri çalıştırıyorlardı. Farklı makineleri ve işleri öğretmek yerine hep aynı yerde çalıştırıyorlardı bizi. Sadece 3 aylık bu yaz süreci boyunca 80’den fazla stajyer öğrenci stajımızı bu koşullarda tamamladık. Bu durum işveren için sıfır maliyetle çalışan 80 işçi ve muazzam kâr demekti. Aynı zamanda evine ekmek götürmek isteyip de götüremeyen 80 işçinin iş bulamaması!
Stajyerlerin yaşadığı bu sömürü sadece yaz aylarıyla sınırlı kalmıyor. Özellikle meslek liseli öğrenciler için durum daha da vahim. 4 yıllık lise hayatını fabrikalarda, bürolarda, otellerde staj yaparak geçiren on binlerce liseli öğrenci var. Türkiye’de stajyer öğrenci sayısı 1 milyonu aşmış durumda. Bu durum bize günlerce bedava çalışmak, borçlanarak yaşamak ve işsizlik rakamlarının korkunç boyutlara ulaşması olarak geri dönüyor. Stajyer sömürüsü patronların kârına kâr katıyor.
Sömürü düzeninin stajyerler açısından nasıl işlediğini görebilmemin nedeni örgütlü olmamdır. Bu çelişkileri, akıl dışı düzeni işçi ve öğrenci arkadaşlara anlatırken onlardan aldığım tepkiler örgütlü olmanın ne derece elzem olduğunu bana bir kez daha gösterdi. Birçoğu sömürüldüğünün farkında bile değil. Hatta olması gerekenin bu olduğunu düşünenler de var. Stajyer sömürüsü üzerinden elde edilen muazzam kârların farkında olanlar da var elbette ama onların da çoğunluğu bu sıkıntıları yaşayanların yalnız kendileri olduğunu zannediyor. Onlara göre insanlara bir şey anlatamayız ya da anlatsak da bizi anlamazlar.
Elbette bu düşünce egemenlerin işçileri kandırmak için ürettiği bir yalandır. Bu yalana inanan işçiler her geçen gün kötüye giden yaşamlarını değiştirmek için hiçbir adım atamıyorlar. Örgütsüzlük, haksızlıkları fark etsin ya da etmesin işçileri bu düzenin böyle gelip böyle gideceği yalanına inandırıyor. Çünkü bir avuç asalak bunu düşündürtmek için her yolu deniyor. Televizyonundan gazetesine, ailesinden okuluna sürekli bunlar anlatılıyor. Peki, bir avuç asalak bunları yaparken dünyanın bütün zenginliğini üreten işçilerin hiçbir şey yapmaması mümkün mü? Mümkün değil be kardeşim. Milyonları görüp de böyle düşünmek mümkün değil. Bu akıldışı düzende insafsızca sömürülen bizim gibi yüz milyonlarca hatta milyarlarca işçi var. Milyonları görmemiz ve göstermemiz gerekiyor. Atılacak adımlar örgütlü atıldığı zaman devamının gelebileceğini göreceğiz. Bize düşen de örgütlü mücadele yolunda bazen küçük bazen büyük ama yılmadan pes etmeden adım adım ilerlemektir.
Tek başına ne yaparım diye düşünme
Milyonların içinde yalnız değilsin
Yeter ki sen de kavgayı göğüsle
Umudu yitirme, yalnız değilsin!
[UİD-DER Müzik Topluluğu, Yalnız Değilsin]
- Muhammed Ali’nin Haykırışı ve Gerçek Düşmanlar
- Özgür Olmak Demek…
- Asıl Sorumlular Kim? Emekliler mi? Egemenler mi?
- Yaşadım Diyebilmek İçin!
- Milletvekili Maaşları Seni de Kızdırıyor mu?
- Biz Yeni Bir Dünya Kuracağız!
- “İşçiye Verilen Değer” Bu mu Olmalı?
- Cep Telefonu, Okul Gezisi ve Hayatın Gerçekleri
- İyi ki UİD-DER’liyim…
- Zulme Karşı Çıkmanın Mutlaka Bir Yolu Vardır
- Bizi “Biz” Yapan Şarkılarımız…
- Nasırlı Ellerin Yumruğu Bugün!
- Kariyer Gelişim Masallarıyla Geleceği Çalınan Gençler
- Bir Şarkının İzinden: Bir Yere Gitmiyoruz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- “Yarın Ölmek Dün Ölmekten Daha Saçma”
- Okuyan Bir İşçi Soruyor
- Uyanmak İstiyoruz Güzel Bir Sabaha
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
Son Eklenenler
- Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarının özelleştirilmesine karşı yeraltında ve yer üstünde eylemler yapan Türkiye Maden İşçileri Sendikası ve Tes-İş Sendikası üyesi işçiler, Enerji Bakanlığıyla yapılan görüşmelerden olumlu sonuç alınamaması...
- Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla, başta İstanbul olmak üzere pek çok kentte, sendika yöneticilerinin, siyasi parti ve demokratik kitle örgütü üyelerinin, gazeteci ve yazarların aralarında olduğu 200’den fazla kişinin gece yarısı...
- Türkiye’nin dört bir yanında, ücretlerini yükseltmek, sendikalaşmak istedikleri için mücadele eden işçiler çeşitli engellerle karşılaşıyor, işten atılıyor, baskıyla sindirilmek isteniyor. Siyasi iktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin...
- İspanya’nın Barcelona kentinde on binlerce emekçinin katılımıyla 23 Kasımda yüksek kira fiyatlarına karşı bir protesto gösterisi düzenlendi. Konut kiralarının düşürülmesi ve daha iyi yaşam koşulları talepleriyle bir araya gelen işçi ve emekçiler,...
- 25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında 23 ve 25 Kasımda dünyanın dört bir yanında emekçi kadınlar meydanlara çıkarak öfkelerini haykırdı. Kapitalizm altında çifte ezilmişliğe maruz kalan emekçi kadınlar, kadına şiddetin...
- Bizim mahallenin gençlerinin her birine okuyacakları kitaplar almak için Konak’tan Kemeraltı’na girdim. Kitabın adı Küçük Kara Balık, yazarı Samed Behrengi. Kitap her yaştan işçilere ve işçi çocuklarına dereden çaya, çaydan ırmağa, ırmaklardan...
- Yıllar önce çok sevdiğim, dertlerimizi, sevinçlerimizi paylaştığımız ama hayata dair fikirlerimiz ayrı olan bir arkadaşımla aynı dönemde hamile kaldık. Onu hamile olduğu için işten çıkardılar ve buna karşı çok fazla direnemedi. Patron bana da,...
- DİSK Genel Başkan Yardımcısı ve Genel-İş Sendikası Genel Başkanı Remzi Çalışkan ile Genel-İş Sendikası Mersin Şube Başkanı ve DİSK Çukurova Bölge Temsilcisi Kemal Göksoy’un 26 Kasımda sabaha karşı bir ev baskınıyla gözaltına alınmaları üzerine DİSK...
- Türkiye’deki grev ve direnişlere her geçen gün yenileri eklenirken işçilerin mücadelesi dayanışmayla büyüyor. Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmelerinin özelleştirilmesine karşı işçilerin başlattığı direniş devam ediyor. Genel Maden İşçileri...
- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününde her yıl olduğu gibi bu yıl da emekçi kadınlar alanları doldurdu. Dünyanın dört bir yanında olduğu gibi Türkiye’de de kadınlar onlarca kent ve ilçede protesto yürüyüşleri, nöbet eylemleri...
- Yunanistan’da 20 Kasımda pek çok sektörden on binlerce işçi genel greve çıktı. Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla gerçekleşen grevle birlikte 70 şehirde protesto...
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....