Buradasınız
SGK Fonları Kimleri Fonluyor?
Adı üstünde sosyal güvenlik kurumu… SGK hastalık, iş kazası, malullük ve analık durumlarında işçilerin sağlık hizmeti alabilmesi, gelir kayıplarının telafi edilmesi, emeklilikte yaşamlarını devam ettirebilecekleri bir gelire sahip olabilmeleri için kurulmuştur. SGK, milyonlarca işçinin ücretinden yapılan kesintiler üzerinde yükselen devasa bir dayanışma fonudur aslında. Bu fon ne devletlerin ne de patronların buluşudur, işçi sınıfının uluslararası mücadelesiyle kazandığı en önemli haklardan biridir. Bugünlerde EYT’lilerin emeklilik hakları için verdikleri mücadele sık sık SGK’yı da gündeme getiriyor. Çünkü iktidar SGK’ya maliyeti nedeniyle emeklilik hakkının verilemeyeceğini öne sürüyor. Peki, gerçek durum bu mu?
Dediğimiz gibi, SGK gelirlerinin çok büyük bir kısmı işçilerden kesilen primlerden oluşuyor. Peki bu büyük fonun yönetimi ve denetimi kimin elinde bulunuyor? Onu oluşturan işçilerin mi? Elbette hayır! Üstelik geçtiğimiz Temmuz ayında SGK ile ilgili düzenlemelerde yetki Meclisin elinden alındı ve tek başına Cumhurbaşkanına verildi. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle SGK Sayıştay denetiminden de çıkarıldı. Bu hamleler işçilerin örgütsüzlüğünü fırsat bilen iktidar sahiplerinin, SGK bütçesini istedikleri gibi kullandığını gösteriyor. Fon patronlara peşkeş çekiliyor, sıra işçilere gelince “kaynak yok, bütçe açık veriyor” deniyor.
TÜİK verilerine göre bugün 9,6 milyon işçi kayıt dışı çalıştırılmaktadır. Yani neredeyse her üç ücretliden biri kayıt dışıdır. Kayıt dışı istihdamla patronlar hem vergi kaçırıyor hem de SGK fonuna aktarılması gereken milyarlarca lirayı ceplerine atıyorlar. Bir diğer sorun ise milyonlarca işçinin daha fazla ücret almasına rağmen asgari ücretli gösterilmesidir. Patronlar işçinin SGK primini en alt düzeyden yatırarak hem işçinin hakkını gasp ediyorlar hem de SGK gelirlerinin azalmasına neden oluyorlar. İktidar ise kayıt dışı istihdamı ve işçi ücretlerinin düşük gösterilmesini engellemek yerine görmezden gelmeyi tercih ediyor. Güya kayıt dışı istihdamdan vazgeçirmek bahanesiyle patronlara SGK prim desteği verip onları ödüllendiriyor! İstihdam teşviki adı altında işveren prim payı en az yüzde 5, bazı durumlarda ise yüzde 50’ye varan oranlarda indiriliyor. SGK, prim alacaklarının peşine de düşmüyor. Prim borçlarını ödemeyenlerin gecikme faizleri düşürülüyor, siliniyor. 2018’de SGK’nın bütçe açığı 34 milyar lira iken sadece 2017 yılı sonunda tahsil edemediği prim alacakları 83 milyar liraydı. Bu miktara bir de kayıt dışı istihdamın ve SGK priminin düşük gelir üzerinden yatırılmasının neden olduğu kayıpları ekleyin. İktidarın oyunları olmasa, SGK’da açık falan kalmayacağı gibi büyük bir bütçe fazlası bile oluşur!
Sadece bu da değil. SGK fonundan azımsanmayacak meblağlar özel hastanelere aktarılıyor. İşçilerin artık özel hastanelere de gidebildiğinin propagandasını yapan AKP iktidarı, bu konuda asıl olarak özel hastaneleri ihya etti. Herhangi bir özel hastaneye giden her işçi, muayene katılım payı dışında kendisine yüksek bir fatura çıkarıldığını gayet iyi bilir. Hem SGK’dan aldıkları pay hem de işçilerden aldıkları fark sayesinde özel hastanelerin kârlılık oranı her geçen gün artıyor. 2018 yılında özel hastanelere SGK’dan aktarılan pay yüzde 571 artarak 6,2 milyar liradan 41,7 milyar liraya yükselmiştir. AKP iktidarı her ne kadar işçilerin sağlık hizmeti almasını kolaylaştırdığını iddia etse de, bu rakamlar asıl gayenin ne olduğunu yeterince ortaya koyuyor.
Çok açık ki siyasi iktidar sorunu çözmeyi değil faturayı işçiye kesmeyi tercih ediyor. Emeklilik maaşları şimdiden kuşa dönmüş durumda ama 2008 yılında yürürlüğe giren yasayla halen kademeli olarak düşmeye devam ediyor. Aynı yasayla emeklilik yaşı bugünün ve geleceğin işçi kuşaklarını etkileyecek şekilde yükseltildi. Buna göre 2048 yılında kadın ve erkeklerin emeklilik yaşı eşitlenerek 65 olacak. İşsiz kaldığımızda hastaneye gitsek de gitmesek de GSS (Genel Sağlık Sigortası) primi ödüyoruz. Her muayene olduğumuzda katılım payı adı altında muayene ücreti, ilaç aldığımızda ise ek olarak reçete ücreti ödüyoruz.
Kardeşler, tablo çok nettir. İktidar, işçiler için kullanılması gereken SGK fonunu sermayedarlara peşkeş çekiyor. Sözde oluşan açığı kapatmak için patronların yakasına yapışmak yerine işçilerin ümüğünü sıkıyor. Bilelim ki emeklilik hakkımız gasp ediliyorsa, bunun nedeni örgütsüzlüğümüzdür.
- Her İşyerine, Her Mahalleye Kreş İstiyoruz!
- Hayat Pahalı Ama Hayatımız Çok Ucuz!
- “Neyin Yoksa Ondan Sakın Vazgeçme Oğlum”
- Yarına Gidenler, Yarınlar İçin Mücadele Edenler
- Büyüyen Yoksulluk ve Sosyal Yardımlar
- Rakamların Ardına Gizlenen Gerçekler
- Sermayenin ve İktidarın Saldırılarını Püskürtmek İçin 1 Mayıs Ruhuyla Birleşelim
- İşçi Dayanışması 192. Sayı Çıktı!
- Bumerang Geri Döner!
- Engelli Koşu ve Örgütlülük
- “İş Barışı” mı Hak Arayışı mı?
- Dünden Bugüne Barış ve Adalet Özlemimiz İçin
- Yoksulluk Azaldı mı?
- Sermayenin Saldırılarına Karşı Birliğimizi Örgütleyelim!
- İşçi Dayanışması 191. Sayı Çıktı!
- Bir Ana ile Tanışmak…
- Sağlığımızı Mucizelerle Değil Birliğimizle Koruyabiliriz
- Koca Yusuf’tan Köroğlu’na, Onlardan Bize Kalan
- MESS Sözleşmesinden Çıkardığımız Bir Ders Var
- Patron Haklı mı?
Son Eklenenler
- DİSK, 3 Mayısta Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Ankara’daki merkez binası önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Burada konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, TÜİK’in enflasyon sepetindeki maddelerin fiyat listesini 2 yıla yakın bir...
- Geçenlerde yeğenimle sohbet ederken “kolajenlerin içerisinde en kalitelisi hangisi bilgin var mı?” diye sordu. Ben de doğal olarak “bir sağlık sorunun mu var, neden kolajen kullanma gereği duyuyorsun?” diye sordum. O da yarı utanarak “hep güzel...
- Dünya genelinde yoksulluk ve baskılar büyüyor, emperyalist savaşın alevleri gün geçtikçe yayılıyor. Kapitalist sömürü düzeninin yarattığı sorunlar, krizler derinleşiyor. İşçi sınıfı ise kapitalist sömürüye karşı mücadele etmekten, birlik olup...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta Türkiye’nin dört bir yanında yüzbinlerce işçi ve emekçi alanlara çıktı, ekonomik yıkımın bedelini ödemek istemediklerini haykırdı. Sendikaların ve demokratik kitle...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...