Buradasınız
Siyanürle İntiharın Ardında Ne Var?
Tuzla’dan bir işçi
İstanbul Fatih’te 6 Kasım Çarşamba günü dört kardeş evlerinde ölü bulundu. Tanıdıkları haber alamayınca evlerine gittiler ve kapıda “Dikkat siyanür var, polisi arayın, içeri girmeyin” notu ile karşılaştılar. Notu gören kardeşlerin tanıdıkları polise haber verdi ve polis evde 48 yaşındaki Cüneyt Yetişkin, 54 yaşındaki Oya Yetişkin, 56 yaşındaki Yaşar Yetişkin ve 60 yaşındaki Kamuran Yetişkin’in cansız bedenleriyle karşılaştı. Benzeri bir haber, bir iki gün sonra bu kez Antalya’dan geldi.
İşsizlik, yoksulluk ve biriken borçları nedeniyle çaresizlik içinde kalan bu dört kardeş canlarına kıydılar. Tanıdıkları ve arkadaşları kardeşlerin maddi sıkıntılar yaşadığını, faturalarını ve borçlarını ödeyemediğini anlattı. Dört kardeşi yıllardır tanıyan mahallenin bakkalı Yusuf Deniz, kardeşlerden Oya Yetişkin ile yaptıkları son sohbeti şu sözlerle anlattı: “Dört kardeş de aynı evde yaşıyorlardı, 4’ü de bekârdı. Yalnız sıkıntıları, maddi sıkıntıları vardı. Başka kimseleri yoktu. Kardeşlerden biri müzik öğretmeniydi, diğeri kuryelik yapıyordu, diğerleri de evde oturuyorlardı. En son Cumartesi alışveriş yapmaya geldiğinde bana maaşıma haciz koydular, dedi.”
Ekonomik kriz ve krizin neden olduğu işsizlik, yoksulluk nedeniyle birçok işçi ailesi faturalarını, kiralarını ödeyemiyor, en temel yaşam ihtiyaçlarını dahi karşılayamıyor. Polisin evden kardeşlerin cenazelerini çıkarmasının hemen ardından iki aydır ödenemeyen elektrik borcu nedeniyle BEDAŞ (Elektrik Dağıtım Şirketi) evin elektriğini kesti. Kapitalist sistem işçileri, emekçileri tam bir çıkışsızlığa sürüklüyor. Bu dört kardeşin yaşadıkları bu ülkede yaşayan milyonlarca işsiz ve yoksul işçi ailesinin içine düştüğü çıkışsızlığın insanları getirdiği son noktayı bize bir kez daha gösteriyor.
Yaşanan bu acı olayın duyulmasının ardından düzenin koruyucuları ve yandaş medya insanlarda oluşan haklı öfkenin ve tepkinin önüne geçmek için hemen kolları sıvadı. İntihar olayının nedeninin yoksulluk ve işsizlik olduğu gerçeğinin üzerini örtmek için birçok yalan yanlış haber yapıldı. Kapıda “dikkat siyanür var, içeri girmeyin” notu asılı olduğu halde, evde antidepresan ilaçları olduğu ve ilaç içerek intihar edilmiş olabileceği haberi bilinçli bir şekilde öne çıkarıldı. Yandaş medyada bu ve benzeri haberler yapılarak olayın gerçek nedeni kitlelerden gizlenmek ve kitlelerin bilinci bulandırılmak isteniyor. Yetişkin kardeşlerin ve bunun gibi birçok işçinin bu düzenin yarattığı çaresizlik yüzünden canına kıydığı gerçeğinin üstü örtülerek işçi sınıfının can yakıcı sorunlar karşısında öfkesini düzene yöneltmesinin önüne geçilmek isteniyor. İnsanları işsiz ve çaresiz bırakan, kendini değersiz ve yalnız hissetmesine yol açan, psikolojilerini bozan bu kâr düzenidir. Dolayısıyla intiharların nedeni de kapitalist kâr düzenidir.
Daha birkaç gün önce Cumhurbaşkanı Erdoğan asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar her alanda gelirleri ve buna bağlı olarak da refah seviyesini yukarı çıkardıklarını söyledi. Bununla da yetinmeyip Türkiye’nin düşük ve orta gelir düzeyini geride bırakarak yüksek orta gelir grubuna mensup bir ülke haline geldiğini söyledi. Madem refah seviyesi yukarı çıktı, halk düşük gelirli değil de orta ve yüksek gelirli, peki o halde Yetişkin kardeşler neden intihar etti? Neden işsizlik yüzünden insanlar kendilerini Meclis kapısında yakıyor? Oğluna okul pantolonu alamadığı için intihar eden işsiz babanın cebinden 20 lira çıkmıştı. Bu mu refah seviyesi? İşçilerin yoksulluk yüzünden canına kıydığı bu ülkede, yandaş medya tarafından işte tam da bu gerçeklerin üzeri örtülmek isteniyor. İşsizliğin çığ gibi büyüdüğü, krizin milyonlarca işçi ailesinin evini ocağını kavurduğu şu günlerde egemenler türlü ayak oyunları ve tüm ideolojik aygıtları ile bu gerçekliğin üzerini örtmek istiyorlar.
Muktedirler zevkusefa içerisinde günlerini gün ederken, işçiler bu düzenin neden olduğu sıkıntılar yüzünden canlarına kıyıyorlar. Kapitalizminin dayattığı ağır yaşam koşulları ve biz işçileri içine ittiği çaresizlik yüzünden bizler her gün bu acı gerçekle tekrar tekrar karşılaşıyoruz. Biz işçiler günü geldiğinde kapitalistlerden vicdanlarımızda derin yaralar açan bu acıların hesabını sormasını da biliriz.
Asgari Ücretten Gelir Vergisi!
Doğru Bildiğin Yoldan Şaşma!
- BES Kandırmacası ve İptal Eziyeti
- As Plastik ve Bayraklı Belediyesi İşçilerinden Eylemler
- Polonez Direnişçileri: 100 Gündür Buradayız Kazanmadan Gitmeyiz!
- 5 Kardeş Neden Öldü?
- Esir miyiz?
- Hesap Sormadıkça İş Cinayetleri Devam Edecek!
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- “Şehrin En Güzel Yerindeki Mezar”
- Toplumu Zıvanadan Çıkarttılar
- Ne Kadar Örgütlüysek O Kadar Nefes Alırız
- Bursa’da Gelirde ve Vergide Adalet Eylemi
- Belediye İşçileri ve Sağlık Emekçileri Ücret Gasplarına Karşı Eylemler Yapıyor
- Sesimizi Duyurmak İçin Grevdeyiz
- Bunlar Bu Cesareti Nereden Alıyorlar?
- Filistin Sendikalarından Eylem Çağrısı
- Taksim’de İsrail’in Saldırıları Protesto Edildi
- Direnişçi İşçilerle Omuz Omuza!
- İktidar ve Sermaye Sahipleri Doymak Bilmiyor
- Ankara Gar Katliamının 9. Yılında Barış Karanfilleri Anıldı
- 10 Ekim Katliamında Hayatını Kaybedenler Ankara’da Anıldı
Son Eklenenler
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...
- Bugün 18 Kasım. Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli bir yer tutan Netaş Grevinin yıldönümü… Netaş işçileri, 12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin baskı koşullarında bile işçilerin örgütlülüğünün patronları alt edebilecek güçte olduğunu...
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...