Buradasınız
Resmi Enflasyona Endekslenmiş Maaşlarımız
Gebze’den bir metal işçisi

Fabrikada saat 10’daki çay molasında bölümümüzdeki bir grup işçi arkadaşımla birlikte çaylarımızı içiyorduk, bir yandan da sohbet ediyorduk. Bir arkadaş telefonundan sosyal medyaya baktıktan sonra “ulan bu yıl ne lanet bir yıl oldu böyle, bütün yıl hiç mutlu bir şey olmaz mı?” diye sitem etti. “2020 yılı bitti, inşallah yeni yılda iyi şeyler olur” diye de ekledi. Çay molasındaki sohbetimiz de Ahmet ustanın bu sözlerinden sonra aynı meseleden devam etti.
Sona eren 2020 yılında tüm dünyada en çok gündemde olan konulardan biri koronavirüs meselesiydi. Böyle olunca işçi arkadaşlarımdan Barış, “bütün yılımızı koronavirüs salgını belirledi, bakıyorum da 2020 yılında bundan başka da bir şey yok” deyince Kadir usta, Barış’a dönerek “iyi tamam da virüsten başka bir şey yok mu? Cebimizdeki paralar giderek daha fazla eriyor, bence 2020 yılı virüsün yanında ekonomik olarak da zor geçti” cevabını verdi. “Doğru söylüyorsun usta, ekonomimiz uçuyordu, ‘şöyle büyüdük, böyle zenginleştik’ dediler ama olan yine bizlere oldu. Her şeyin fiyatı arttı. Bir tek bizim maaşlar yerinde saymada istikrarlı. Bu yıl hayat pahalılığıyla geçti” diyerek Kadir ustanın söylediklerini destekleyen şeyler söyledim. Kadir ustanın üç çocuğu var. İki erkek çocuğundan biri işsiz. Uzun aylardan beridir çocuğunun işsiz olduğunu söyledikten sonra “biz yine burada çalışıyoruz ama gerçekten de giderek zorlandığımı düşünüyorum. Artık aldığım maaşla pazara markete yetiremediğimi görüyorum. Enflasyonu durdurmak imkânsız. Bir de enflasyon hakkında yalan yanlış şeyler söylüyorlar” dedi. Ahmet usta araya girerek “ne oldu dolara? Fırlayıp gidiyor. Liranın değeri kalmadı ki. Maaşımızı da dolarla almıyoruz ama” diyerek, eski Bakan Berat Albayrak’ın söylediklerine atıfta bulundu. “Enflasyonu düşüreceklermiş, hep hikâye anlatıyorlar bize” dedi.
Çalıştığım fabrika Birleşik Metal-İş’in örgütlü olduğu bir fabrika. İki yılda bir toplu sözleşme yapılıyor ve MESS ile yaptığımız sözleşmede gerçek enflasyonun altında bir ücretle toplu sözleşmeye imza atıldığı için çalışan herkes altı ayda bir çıkacak enflasyonu takip ediyor. Hal böyle olunca bizler de hükümetin açıkladığı enflasyon verileriyle ilgiliyiz. Ama gerçekte olan enflasyon ile hükümete göre olan enflasyon birbirini tutmuyor. Böyle olunca genç bir işçi arkadaşım, Murat, “inşallah bu altı aylık enflasyon yüksek çıkar da aldığımız zam oranı yükselir” dedi. Pek çok işçi arkadaşım da böyle düşünüyor aslında. Ben de “yüksek enflasyon oranında zam almış olsak gerçekte maaşımız artmış oluyor mu? Bu hayat pahalılığını düşürür mü?” diye ortaya bir soru attım. Arkadaşlarım biraz düşündükten sonra “aslında artmaz” demeye başladılar. Mola saatinin sonu geldiğinde akıllarda sorular ve kaygılarla üretimin yolunu tuttu herkes.
Koronavirüs yıl boyunca en çok gündemde tutulan konu olsa da biz işçilerin gerçek hayatında en belirleyici olan şey hayat pahalılığı ve geçim derdidir. Öyle tuhaf bir zamandayız ki enflasyon yüksek çıksın istiyor işçiler. Çünkü maaşlarımız enflasyona endekslenmiş, ona göre zam yapılacak. Oysa alım gücünün daha fazla düşmesi anlamına geliyor enflasyon. Gerçekte olan ile açıklanan rakamlar arasında diz boyu tutarsızlık var. Bu tutarsızlıklar olmasaydı işçinin ağzından böyle cümleler çıkar mıydı? Aynı diğer açıklanan tablolardaki tutarsızlıklar gibi enflasyon konusunda da tutarsızlık var ve üzerinde örgütlü işçilerin basıncını hissetmeyen iktidarın “tutarsızlıkları” yani yalanları artmaya devam ediyor.
Fırsatçılığın Matematiği!
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu rüzgâr tribünleri için kanat üretimi yapan Amerikan menşeli TPI Compozit’in İzmir Menemen ve Çiğli’de bulunan fabrikalarında 13 Mayısta grev başladı.
- Somayı hatırlamak demek haksızlıklara, adaletsizliğe, sömürü düzenine karşı örgütlenmek demektir. Soma’yı hatırlamak demek hesap soracağımız günleri yakın eylemek için mücadele etmek demektir.
- Soma Katliamının üzerinden 11 yıl geçti. Soma’nın ardından Ermenekler, Torunlar, Hendekler, Amasralar, İliçler devam etti, ediyor. Erol Eğrekler katlediliyor, holdingler işçilerin kanıyla büyüyor. Patronlar siyasi iktidardan aldıkları güçle iş...
- DİSK, KESK, TMMOB, TTB, İstanbul Barosu ve İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla, güvenlik görevlileri tarafından dövülerek katledilen işçi Erol Eğrek için 12 Mayısta Çalık Holding önünde eylem düzenlendi. Eyleme sendikalar,...
- Merhaba dostlar. 1 Mayıs’ı geride bıraktık. Bizler de genç işçiler olarak 1 Mayıs’ta UİD-DER’le birlikte alanlardaydık. Sınıfımızın saflarında olmanın heyecanını yaşadık. Duygularımızı sizlerle de paylaşmak istiyoruz.
- Erol Eğrek’in katledilmesinin sorumlusu yalnızca Çalık Holding değildir. Mahkeme kararına rağmen işçinin kazanılmış hakkını 10 yıldır ödemeyen Çalık Holding’e hiçbir yaptırım uygulamayan; patronları denetlemeyen, adaletsizlik ve cezasızlığı temel...
- Yaşanan her türlü baskı ve zorbalığa karşı, işçi sınıfı kendi saflarında gücünü birleştirmeli ve öfkesini doğru adrese yönlendirmelidir. 1 Mayıs bu birliğin ortaya çıktığı uluslararası bir mücadele günü olarak önemli bir yere sahiptir.
- 1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler...
- Her sene olduğu gibi bu 1 Mayıs’a da büyük bir titizlik ve ciddiyetle hazırlandık. UİD-DER ailesi olarak çocuklarımızla, gençlerimizle kadın erkek hep birlikte kapitalizmi teşhir ettik. Ekonomik, sendikal ve siyasal taleplerimizi dosta düşmana...
- İstanbul Sultangazi’de bulunan Bezmialem Validesultan Kız Anadolu İmam Hatip Lisesinin Okul Müdürü Refik Albayrak’a, İBB’nin dağıttığı ücretsiz yemeğin öğrencilere ulaştırılmasını sağladığı için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası...
- Gebze Organize Sanayi Bölgesinde bulunan Alman sermayeli ERLAU Metal fabrikasında işçilerin direnişi sürüyor. Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubede örgütlenen işçiler kod 46 ile işten atıldı. Direnişin 26. gününde UİD-DER’li işçiler...
- Bazı kayıplar vardır ki ifadesi mümkün olmaz, sanki bir parçamızı alıp götürür. Pazar günü emekçi bir abimizi, bir değerimizi, bir rengimizi, “bu ülkede barışı savunan bir kişi bile kalsa umut vardır” diyen, savunduğu değerlerin bedelini...
- Bu yıl 1 Mayıs’ta Kadıköy’de yan yanaydık! Yağmur da yağdı, çamur da vardı ama biz çocuk, yaşlı, genç, engelli, üniversiteli, liseli, emekli, kadın, işçi, emekçi oradaydık. Omuz omuza, yürek yüreğeydik…