Buradasınız
Fırsatçılığın Matematiği!
Bakırköy’den bir sağlık işçisi

Fırsatçılıkta pek mahirdirler patronlar. Hele de işçilerin örgütsüzlüğü koşullarında fırsatçılıkları ileri bir seviyeye çıkarak parmak ısırtır, şaşkına çevirir insanı. Yaptıkları kendi aralarında, birbiriyle kıyaslandığında hafif kalabilir ama biz işçiler arasında küçük dilimizi yutturacak cinsten bir olaya dönüşür. “Adamlar fırsatçılığın kitabını yazdı be” diye hatırlanır ilerde. Pervasızlığın sınırı yok ama dedik ya bu denli cüretkâr oluşlarının sebebi örgütsüzlüğümüz. Ekonomik krizde işçiye fedakârlık patrona fırsatçılık mı düşer hep be usta! Gelin bu fırsatçılığın matematiğine bakalım hep birlikte.
Bir fabrika düşünün 300 işçinin çalıştığı. Patron düşünür bir taşla kaç kuş vurabilirim diye… Hava şartları müsait, taş atmalık tam. Hazır pandemi var. Korku fırtınası da estirildi. Herkeste bir panik havası. Kurt puslu havayı sever olayı. Patronlara ısmarlama yasalar çıkıyor zaten; sözde işten atmalar yasak ama ücretsiz izne çıkarmak serbest mesela! 15 işçi ücretsiz izine çıkarılıyor. İşler tıkırında ama. Otomotiv parçaları üreten Alman menşeli bir fabrika burası. Dış piyasaya üretim hep bu aralar. Bir miktar işçiyi de kısa çalışma ödeneği uygulamasına çıkarıyor patron. Ama işçiler tam zamanlı çalıştırılmaya devam ediyor bu arada. İşçilerin önemlice bir kısmına da mesaiye kalmaları için baskı yapılıyor. Canı çıkıyor işçinin, akşamın dokuzuna kadar çalışıyor. Hummalı bir üretimdir gidiyor. Tatlı kârları düşündükçe dâhiyane fikirler gelmeye devam ediyor patronun aklına. 20 kadar işçiyi de İŞKUR üzerinden işe alıyor. 6 aylık maaşı işsizlik fonundan ödeniyor, “6 ay sonra çıkarırım nasılsa” diye düşünüyor. Diğer patronlarla sık sık yan yana gelip karar üstüne karar alıyorlar. Keyifleri yerinde, devlete güveniyorlar.
Kısaca, bir yandan patronlar işçiyi evde gibi gösterip canı çıkana kadar çalıştırıyorlar, bir yandan ücretsiz izne göndererek 1168 liraya mahkûm ediyorlar. Bir taraftan ücretsiz izni işçinin üzerinde bir sopa olarak kullanırken bir taraftan da hem İŞKUR üzerinden işçi çalıştırarak, çeşitli vergi indirimleriyle teşvik üzerine teşvik alıyorlar. İktidar da bu kaymaktan götürüyor tabi. Al sana mis gibi politika malzemesi. ‘İşten çıkarmaları yasakladık’ diye övünmeler, ücretsiz izinde gösterilen ama fiilen işsiz olan milyonlarca işçiyi işsizlik rakamlarına yansıtmayarak işsizliği düşük göstermeler. Yine İŞKUR üzerinden işçinin kendi parasıyla istihdam rakamlarını yüksek göstermeler… Vay arkadaş, fırsatçılığın matematiği böyle yapılıyormuş demek! Biz sözümüzü iki artı iki dört eder gerçeğindeki gibi net bir cümleyle bitirelim. Örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiçbir şey!
Bir Garip Orhan Veli…
- Onlar Zevk-ü Sefa İçinde, İşçiye Gelince?
- “İstanbul’da Mezar Yeri Alamayız”
- Battaniyelere Değil Sınıfımıza Sarılalım
- Sağlıksız Gıdalara Mahkûm muyuz?
- Emekli Maaşı Ne Zaman Ödenecek?
- Hani Bu Topluma Güven Olmazdı!
- Sabancı’nın Mutlu Yaşam Sırları
- Rahat Yaşamın Sırrı
- Kent Ekmek Kuyruğu: “Ben Öyle İstediğim İçin”
- Sistem Ne Ölümüze, Ne de Dirimize Saygı Duyuyor!
- “7 Kitap, 7 Defter, 1 Litre Su, Yarım Ekmek”
- Siz Kimi Taşıyorsunuz Sırtınızda?
- Yalanlara Değil Birleşmeye İhtiyacımız Var
- Kupona ve Kuraya Bağlanan Umutlarımız
- “Artık Kiracı Kalmaz”, TOKİ’ye Hücum!
- Yoksulluk Utanılacak Bir Şey Değil!
- İşçi Aileleri ve Kreş Çilesi
- Yaz Tatilinde Kriz Var!
- “Yok mu Arttıran?”
- Bakan Nebati’den “Işıl Işıl” Yorumlar ve Uçurumlar
Son Eklenenler
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...